1900’lü yılların başında İngiltere’de yaşayan bilim insanı Francis Galton’un bulduğu söyleniyor.
Sosyal bir deneyden söz edeceğim.
Siz de kolaylıkla yapabilirsiniz.
İçinde 457 adet şeker bulunan kavanoz.
25 kişiye kavanozun içinde kaç tane şeker var diye soruyorlar.
Herkes bir rakam söylüyor.
Kimi yaklaşıyor kimi de uçuyor.
Herkesin tahmini toplanıyor ve ortaya 11 bin 346 rakamı çıkıyor.
Ortalama yanıtı bulmak için bu rakam deneye katılan kişi sayısına yani 25’e bölünüyor.
Sonuç küsuratıyla 453.
Öyle ki, hiç bir tahmin bu sayıya yakın olmuyor.
İşte bunun adına ‘kalabalığın bilgeliği’ deniyor.
Neden anlattım bunu.
Yakın zamanda Erzurum’a uğrayan siyasetçiler aklıma geldi.
Ahmet Davutoğlu.
Muharrem İnce.
CHP’li 40 vekil.
Meral Akşener.
Hafta sonu da Ekrem İmamoğlu.
Her birinin kendine göre ‘kalabalığı’ vardı.
Herkes bir yorum yaptı.
O daha kalabalıktı, şu daha kalabalıktı.
Yok canım o da kalabalık mıydı, sen şunu görseydin deyip durdu.
Hele ki, kim aday olacak tartışmalarının yaşandığı şu süreçte İmamoğlu’nun nabız turları sosyal medyanın ‘kalabalık’ gündemiydi.
Bu arada deneyden çıkan sonucu unutmayalım.
Galton’a göre doğru şartlar altında büyük topluluklar en zeki bireylerden bile daha iyi kararlar alıyor. Bu konudaki en önemli kıstas kalabalık içindeki çeşitlilik ve bağımsızlık.
Demem o ki, artık ‘kalabalık’ tek başına bir kriter değil.
Kalabalıkta olanlar ne kadar özgür, siz ne kadar özgürsünüz?
Korkmadan, çekinmeden o kalabalıkta yer alabiliyor musunuz?
Ya da sadece kalabalık mı ediyorsunuz?
O yüzden sadece ‘kalabalık’lara bakmayın yanılırsınız!
Siyasetçiler...
Hangisi gelirse gelsin...
Bugün geldiğimiz noktada siz önce cebinize sonra kolektif düşünceye bakın, o zaman kalabalığın bilgelerinden biri olursunuz!