Kayseri’nin ülke genelinde, hele hele de iş dünyasında çok kuvvetli bir lobisinin olduğunu bilmeyen yoktur.
Fakat ne yazık ki o lobi, Kayseri için çalışırken, Erzurum’u hedef tahtasına oturtuyor.
Oysa Erzurum, iktisadi yapısıyla asla Kayseri’ye rakip olacak bir şehir değil.
Sanayi
dersen orada, tekstil dersen orada, mobilya dersen orada, gıda dersen
orada… Hasılı, Erzurum bu haliyle ne Kayseri’ye yetişmesi mümkün, ne de
Kayseri’ye rakip olması…
Buna rağmen son birkaç yıldan beri, Kayseri lobisi bulduğu her fırsatta Erzurum’a çakıp duruyor!
Bu yolu önce Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki açtı.
Ortada
hiçbir gerekçe yokken medyaya çıktı ve dedi ki, “Erzurum 2011
Üniversitelerarası Kış Oyunları’nın üstesinden gelemez. Oyunlar
Kayseri’ye verilirse biz hükümetten tek kuruş talep etmeden, gerekli tüm
tesisleri yaparız.”
Neyse ki Başbakan Erdoğan bu çıkışa itibar etmediği gibi Erzurum’a gerekli tüm desteği de verdi.
Neresinden
bakarsanız bakın bu ifade, bir belediye başkanına üstelik de Özhaseki
gibi rüştünü ispatlamış toplum tarafından takdir edilen bir kişiye hiç
yakışmamıştı. Gerçi o tarihte bendeniz bu meseleyi yazınca Başkan
aramıştı ve medyada çıkan ifadelerinin çarpıtıldığını söylemişti. Ama
ilgili haberleri de tekzip ettirmedi.
Sonra Kayseri, Erzurum’a dönük salvolarına devam etti.
Bilindiği
gibi bir iki ay önce de iki İngiliz gazetecinin hikayesi üzerinden
Erzurum’a saldırıldı. İngiliz gazeteciler haberlerinde açıkça, “Filanca
olay Kayseri’de başımıza geldi” diye yazmış olmalarına karşın, Kayseri
mahreçli yerli haberde, Kayseri’yi çıkarıp Erzurum’u monte ettiler. Güya
“İbrahim” adında bir kadın satıcısı Erzurum’da İngiliz gazetecilerin
paralarını soymuş.
İşin aslı sonradan öğrenildi ki, olay Kayseri’de geçiyor.
ERZURUM’A YENİ BİR İFTİRA
Yine
Kayseri kaynaklı bir haberle, Erzurum vurulmak istendi. Dün basında
yeralan bir habere göre, Hollanda’da yaşayan Murat Bilal isimli bir
işadamı güya, 13 yıl önce Erzurum’a Hollanda’dan bir uçak dolusu turist
getirmiş. Fakat havaalanında o günkü gümrük memuru bu adamdan rüşvet
istemiş. Beyimiz de öylesine üzülmüş öylesine üzülmüş ki, bırakın
Erzurum’u Türkiye’ye küsmüş!
Ta ki, Kayseri’de düzenlenen “Erciyes Kar Festivali”ne kadar…
Önceki
gün bu törene katılan Murat Bilal adlı arkadaş, Erciyes’i ve
Kayserilileri öyle bir sevmiş öyle bir sevmiş ki, hızını alamayıp
Erciyes’e 40 milyon dolarlık bir otel yaptırmaya karar vermiş.
Ala…
Allah daha çok versin.
Lakin adamın anlattığı olay külliyen yalan.
Çünkü 13 yıl önce Erzurum havaalanında gümrük yoktu.
Hatta Erzurum havaalanı bilindiği üzere, yarı sivil bir alandı. Yani hava limanı bile değildi.
Birkaç
yıl önce hava limanı olmasına rağmen, Erzurum’da hala gümrük işleri
doğru dürüst yürümezken, işe bakar mısınız 13 yıl önce Hollanda’dan,
Erzurum’a direk uçak geliyor ve bir memur çıkıp tur operatörüne diyor
ki, “Ya bana rüşvet verirsin ya da ben bu turistlerin tüm valizlerini
açıp kontrol ederim.”
Bu rüşvet talebi üzerine Murat Bey’imiz
anında gümrük genel müdürünü telefonla arayıp durumu bildiriyor. O nasıl
genel müdürmüşse, memurundan rüşvet almamasını rica etmiş.
Hikayenin
ciddiye alınır bir yanı yok ama dikkat çekici taraf, bu hikayenin
Kayseri günlerinde anlatılması ve Kayserili gazeteciler tarafından
servis edilmesi…
Şimdi siz gelin bu işin içinde bir bit yeniği aramayın.
Adam Kayseri’ye 40 milyon dolarlık otel yapacakmış.
Bundan bomba bir haber olabilir mi?
Ne yazık ki oluyor işte!
Gazeteciler,işin asıl çarpıcı yanını yani 40 milyon dolarlık otel meselesini bir
satırla geçiştiriyorlar ama adamın 13 yıl önce Erzurum’a dair salladığı
bir yalanı manşet yapıyorlar!
Dün de Kayakseven Gazeteciler Grubu
Kayseri’de toplanmış. Malumunuz geçen yıl da Erzurum’da yarışma
yapmışlardı. Gazete arşivleri ve görüntüler ortada. O gün bu kayakseven
gazeteciler, Erzurum’u öve öve göklere çıkarmışlardı.
Hakikaten ekmeğimizin tuzu yok.
Aynı gazeteciler Kayseri’de Erzurum’a vurup durmuşlar.
Şöyle kötüymüş, böyle berbatmış…
Kayserili gazeteciler de mal bulmuş mağribi gibi, haberi köpürttükçe köpürtmüşler.
Bütün bunları yan yana koyarak diyoruz ki, Kayseri lobisi Erzurum’u silmeye karar vermiş.
Oysa Erzurum’un zenginlikte Kayseri’ye ulaşması neredeyse imkansız…
Fakat Kayseri’nin de trilyon dolar harcasa, kış turizminde ve kış sporları alanında Erzurum’a yetişmesi mümkün değil.
Kayseri
Belediyesi, Erciyes’e tesisler kuruyor, zengin Kayserililer oteller
yapıyor, medya haftalardır Erciyes şöyle Erciyes böyle diye manşetler
patlatıyor.
Hikaye…
Erciyes’e ne yapılırsa yapılsın Palandöken’in eline su dökmesi imkansız.
İşte
Kayseri bu gerçeği bizden daha iyi bildiği için, gözünü Palandöken’e
dikti. Bu sebepledir ki her fırsatta Erzurum’a vurup duruyorlar.
Nasılsa
bizim lobimiz yok, nasılsa bizim Ankara’da hakkımızı savunacak
vekilimiz de yok, nasılsa Erzurum’un medyada gönüllüleri de yok…
Adamlar
biliyor ki, böyle giderse (daha doğrusu Palandöken’e adam gibi sahip
çıkılırsa) Erzurum dünya ölçeğinde kış turizmi ve kış sporları merkezi
olacak.
Zenginlikte ve kalkınmışlıkta Erzurum’a yüz basacak bir
şehrin yöneticileri ve basını demiyor ki, “Arkadaş bu zenginlik bize
yeter, bırakalım Erzurum da kış turizminde gelişsin.”
Hayır…
Doğru
dürüst pisti ve karı olmayan Erciyes’i öyle parlatıyor öyle
parlatıyorlar ki, bilmeyen de zanneder ki bu ülkede en muhteşem kayak
merkezi Erciyes’tir.
Biz ha bire birbirimizin kanını içip duralım, bakın Kayseri lobisi nasıl harıl harıl çalışıyor.
Sizi
bütün kalbimle temin ederim ki, kaza sonucu genç yaşta ölen Aslı
Nemutlu, Erzurum’da değil de aynı kazayı Kayseri’de veya Uludağ’da
geçirmiş olsaydı tek sütunluk haber olmaktan öteye geçmezdi.
Bizde tam tersi oldu.
Erzurum’u
batırmak, Palandöken’i dünyaya karalamak için hepimiz elimizden geleni
yaptık. İçimizdeki hainler raporlar yazıp Palandöken’in kapatılması
gerektiğini dahi önerdiler.
Kazada zerre kadar kusuru bulunmayan
hemşerimiz Özer Ayık’ı darağacına çıkarmak için, adamlar ifade verme
kuyruğuna bile girdiler.
Hakikaten ekmeğimizin tuzu yok.
Bu nasıl bir şehirdir ki, başkalarının fenalık etmesine gerek kalmadan, baltayı kendi ayağına vurup duruyor.
Kayseri ise, bütün bu olaylara bakıp durumdan vazife çıkarıyor.
Başarılı da oluyorlar…
- Kadir Kara 01 Ocak 1970 02:00
ARKADAŞ BU ŞEHİRİN İNSANI BU ŞEHİRDEN NEFRET EDERKEN, BU ŞEHİRDE ZENGİN OLAN BU ŞEHİRDEN GİDERKEN, BU ŞEHİRİN İNSANINI EMEĞİNİ YİNE EN ÇOK BU ŞEHİRİN İNSANI SÖMÜRÜRKEN, BU ŞEHRİN GENEL VARİ MİLLETİ BAŞKA ŞEHRİN ADAMINA ADAM MUAMELESİ YAPARKEN, GENÇLERİMİZİN ASİMİLE OLUŞUNA DADAŞLIKTAN NASİP ALMAMASINA EN BÜYÜK KATKIYIYI BİZLER VERİRKEN YAHU ELİN KAYSERİLİSİNİN BİZE KAFAYI TAKMASINIMI ELŞETİRİYORUZ. KOMİK DOĞRUSU BU ŞEHRİ HER ZAMAN BU ŞEHRİN MİLLETİ YOK ETMİŞTİR. HALKI DEĞİL HAAA HANİ KAYMAĞINI YİYENLER VAR YA İŞTE ONLARA DİYORUM ŞİMDİ SAMİMİ BİR ŞEKİLDE DİYORUMKİ PALANDÖKENİN ŞURADAN BURADAN İYİ BİR YER HALİNE GELMESİ BU ŞEHRİN KAYMAĞINI O DAĞIN KAYMAĞINI YİYENLERİN PROBLEMİ BU GÜNE KADAR MİLLETİN PROBLEMLERİNİ GÖRMEZDEN GELEN GODAMANLAR BU MİLLET ONLARIN DERDİYLE DERTLENMEZ KİMSE KUSURA BAKMASIN !!!
- engin çukurçam 01 Ocak 1970 02:00
Sayın mehmet bey milliyetçilik,ve birilik beraberlik anlamında kayserililerden öğrenecek çok şeyimiz olduğu kanaatindeyim.