Kadınlara gözlüksüz bakmak!..

Siz hiç şöyle bir roman ya da film ismi duydunuz mu?

Erkek severse…

Erkek isterse…

Yoktur sanıyorum.

Ama “Kadın severse,” veya “Kadın isterse,” adlı yapıtları en az benim kadar bu yazıyı okuyanlar bilir.

Kadına yüklenen bu güç ne ola ki!

Söyleyeyim… Cinsellik!

Vee hissetme yeteneklerinin biz erkek tayfasından daha fazla olmasıdır.

 

Kimse anasına toz kondurmaz; ama kim bilebilir ki anamızın gençlik yıllarında babamızdan başkasına da sevda çektiğini ve o sevdayı yüreğine gömerek bizi doğurduğunu!

Kadın yüreğinin sevme hakkı yok mu?

Belki babamızı yüreği veya bedeniyle aldattı!

Bizim anamız, babamızdan başkasını düşünmedi.

 

Bu yazı “kadınlar günü”nde, kadını övmek ya da kadına sövmek için yazılmadı.

Sadece sıra dışı bir bakışı getirmektir niyetim.

Yoksa, Nene Hatun’un kahramanlığından başlayarak, ezilmişliğin edebiyatını yapacak kadar işi bilen kalemdir arada bir köşesini ziyaret ettiğiniz bu kalem.

 

Peki, kadınlara bu kadar değer veren erkekler neden bazı kadınları bir paçavra gibi kullanıp atar bir kenara!

Çok basit!

Çünkü kendini ‘paçavralaştıran’ kadınlar da vardır bu dünyada.

Bu tür dişi takımına diş bileyen erkekler elbette iş bittikten sonra işaretini başka yöne çevirir.

Şunu asla göz ardı etmemek gerekir ki; bu tür kadınlarımızın bile bir onuru vardır.

Ve intikamı da acıdır!

O zaman bir eser adı daha eklemek gerekir buraya.

“Kadının intikamı…”

Evet, inanın!.. Kadın her şekilde intikamını alır.

Gerekirse bedenini ateş, kalbini maşa yaparak; gerekirse doğru yoldan saparak o intikamın keyfini mutlaka yaşar!

 

Desek ki;

dilberim

su perim

ayıptır ört memelerini…

 

Bizim yanımızda örter, başka yerde açar!

 

Peki, bunun doğrusu nedir?

Bana kalırsa, kadını önce ‘insan’ olarak sevmek gerekir; sonra aşk başlamış, âşık veya maşuk olmuşsunuz!

Kime ne!

 

Günümüzde ve coğrafyamızda kadın; erkekteki hevesi, kendindeki nefesi bildiği sürece her zaman güçlü kalacaktır…

Güç ondadır!

Cinsiyetler arasında, kullanmak ve kullanılmak, kavramları ne zaman ki ortan kalkarsa, işte o zaman ‘kadın’ da kendi yerini bulacaktır bu dünyada.

 

Bazı satırlarda ‘it gözlüğü’yle baktığımı sananlara şunu söylemek isterim.

‘At gözlüğü,’de yoktu bu yazıda.

 

Vee…

Önce annelerin, sonra sadık kadınların, daha sonra da bütün fahişelerin ‘kadınlar günü’ kutlu olsun.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.