8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın haklarının önündeki engelleri değerlendiren Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı Nihat Altay; "Kadına şiddet sorununda sadece sonuca değil, sonuca götüren sebeplere değinilmelidir" dedi.
Erzurumajans-8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın haklarının önündeki
engelleri değerlendiren Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı Nihat
Altay; "Kadına şiddet sorununda sadece sonuca değil, sonuca götüren
sebeplere değinilmelidir" dedi.
Tüketici Hak Arama Derneği Genel
Başkanı ve Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Üyesi Nihat Altay,
şiddetin yaşamımızın her alanında görülebilen ve gün geçtikçe üzerinde
daha da düşünülmesi gereken önemli bir toplum sağlığı sorunu olduğunu
belirterek, "Şiddet her nerede ve her kime uygulanırsa uygulansın aciz
insanların başvurduğu bir silahtır. Kadına şiddet uygulayan erkeğin
insanlığını sorgulaması gerekir. Özellikle aile içinde kadına şiddete
sürükleyen nedenlerin başını geçmişten günümüze gelen gelenekler
çekmektedir. Belki de bu bir kültür haline getirilmiştir. Ev hanımı bir
bayan misafirliğe giderken dahi kocasından izin alır. Kocasının izni
olmadan internet ve sosyal medyayı kullanamaz. Ne giyineceğine kocası
karar verir. Özellikle taşra bölgelerinde ve doğudan batıya göç eden
kişilerde bunlara örnek teşkil edecek pek çok gelenek vardır. Bunlar
doğru davranışlar değildir. Ancak geçmişten bugüne kadar karşılaşılan bu
davranışları bir anda ortadan kaldırmak mümkün değildir. Kadınları
örgütleyip, "hakkınızı arayın, kocanıza karşı çıkın, gerekirse polise
gidin" denilirse şiddet körüklenir. Kadın kocasına ne kadar karşı
gelirse o kadar şiddet görür. Şiddet kullanan erkek evinden ne kadar
uzak tutulursa tutulsun, her kadının başına bir polis konulamayacağı
gibi kapıdan kovulsa bacadan girer misali zalim erkek yine istediğini
yapar. Şiddet uygulayan erkekleri cezaevlerine atarak sorunun sonu
gelmez. Bir ağacın kökü zarar görmüşse siz ne kadar dalları ve
yaprakları ilaçlayın ağaç kuruyacaktır. Bu nedenle sorunun kaynağına
inip çözüm yoluna gidilmesi gerekmektedir. Aksi halde geçmişten günümüze
yaşanan bu zulmün önüne geçmekten ziyade yaşanan şiddet olaylarının
artışı, işlenen cinayetleri ve vahşetleri önlemez. Kadın hakları
aranırken, sosyolojik olumlu ve olumsuz sonuçlarını ele alarak
değerlendirmek gerekir. Çözüm olarak Aile Danışmanlık Merkezleri
vasıtası ile kadına şiddetin tanımı, aşırı kıskançlık ve şiddet içeren
durumlar konusunda eğitim yolu ile (seminer ve kursların açılması)
özellikle erkeklerin bilinçlendirilmesi, kadın ve erkeğin birbirlerine
saygı, sevgi ve hoşgörü içinde olmalarının gerekliliği anlatılmalıdır.
Sadece kadınların şiddet içeren durumlar konusunda eğitim yolu ile
bilinçlendirilmesi ve danışmanlık hizmetlerine yönlendirilmesi yanlış
bir uygulamadır. Eğitimde ilk önceliğin erkeklere verilmesi gerekir.
Ayrıca bu eğitim ve benzerlerinin müfredata uygun hale getirilip
ilköğretimden itibaren öğrencilere anlatılmalıdır. Kadınlar bizim
kutsalımız, emanetimiz, anamızdır. Bir toplumun değişmesi ve
gelişmesinin baş aktörleridir. Kadınlara sevgi, saygı ve hoşgörü içinde
yaklaşan tüm erkekler, mutluluk ve huzur içinde yaşanılır bir dünyayı
fark edeceklerdir." diye konuştu.