Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam katıldığı programda hayatını ve nasıl aşık olduğunu anlattı.
Erzurumajans-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam katıldığı programda hayatını ve nasıl aşık olduğunu anlattı.
Başbakan Erdoğan hayatına dair çok özel anıları Beyaz TV'de anlattı. Yatılı okuduğunu ve babasından haftalık 2.5 lira harçlık aldığını anlatan Erdoğan, "Simit ve su satarak para kazandım. Bu parayla ilk kaynak kitaplarını aldım" diye konuştu.Başbakan Erdoğan, Beyaz TV 'de yayınlanan 'Ustanın Hikayesi' belgeseli nde Emine Hanım'la olan aşkının nasıl başladığından çocukluğuna kadar pek çok konuyu anlattı. Program Twitter 'da birkaç farklı başlıkla TT oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz TV'de yayınlanan ''Ustanın Hikayesi' belgeselini anlattı. Başbakan Erdoğan, Emine Erdoğan'la tanışmasını anlatırken, "Tepebaşı Gazinosu vardı. O gün partimizin toplantısında bizim hanımın tasarımcılık yönü vardır. Dikkatimi çekti. Yeni deyimle elektriklenme ile tabir edilen aşık olmak denen durum meydana geldi. Aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Bizimki biz bir aşık olduk pir aşık olduk" dedi. Belgeselde başbakanın hayat hikayesiyle ilgili birçok sanatçı görüşleri, bazı canlandırmalar ve çocuklarla yapılan röportajlar bulunuyor. Belgeselde Ajda Pekkan, Kenan İmirzalıoğlu, Orhan Gencebay, Kenan Işık, Acun Ilıcalı, Fatih Terim ve Hidayet Türkoğlu gibi isimlerin başbakan hakkındaki görüşlerini anlatan klipler de yer aldı.
FINDIK BAHÇELERİNE GİDERDİM
Banka kumbarası şeklinde değil ama anacağımın verdiği bir kumbara vardı. Bayramda seyranda o ufak bir şey katar bak sana paranla bunu aldık derdi. Babam iznini hep bir aylık döneme getirirdi. Zaman zaman büyüklerimizle birlikte bizde fındık bahçelerine girmişliğim vardır. Ama oralarda imam hatip liselerinde aldığım eğitim gelişimime çok faydalı oldu.
ANNEM ÇOK MAHARETLİYDİ
Annem rahmetli çok maharetliydi. Hamuru ince açar onu kuzinede hazırlar, sarması çok meşhurdu. Rize'de mıhlama Trabzon'da kuymak deriz onu yeme imkanımız oldu. Pilavımız hep güzeldi. Ev misafirsiz kalmazdı. Babam memleketten misafirimiz gelince alır gelirdi. Bizde sini derler orda yemeğimizi yerdik. O da gelen giden arasındaki muhabbet için çok önemli bir köprü. Babam çok güvenilir biriydi. bizim yetişmemizde onun yapısının çok çok büyük etkisi olmuştur. İsmail diye bir arkadaşım vardı. Babam haftada 2.5 lira verirdi. Sirkeci'de keskin color diye bir kartpostal şirketi vardı. Balat'tan tramvaya biner akşam etüde yetişirdim. O arkadaşından ben ilk kaynak kitaplarımı almaya başladım. Aynı şekilde bir tesvir kitabı aldım. Bunu almışken babam benim bu teşebbüsümü görünce bana kitaplarımı saklayabilecek biçimde bir kütüphane yaptı. Teknik ressamlar cemiyeti kız sanat enstitüsünde düzenlediği yarışmaya katılmış ve ilk duvara monte edilen kütüphane ödülü almıştık. Bunlar bana kitleler karşısında konuşma kabiliyetimi artırdı.
KADİR BEY DE KASIMPAŞA'NIN ESKİLERİNDENDİR
Kasımpaşa Osmanlı'nın denizcilikte müstesna olan kesiminin oturduğu yerdir. yani şu andaki hal kasampaşa değildir. Bizim biraz daha ileri gittiğimide eskiden dutbahçelerini görürdük. Bu dönemler daha sonra doğru bulmadığımız mafyanın içinden tipler çıkmaya başladı. Daha sonra onlar da değişime uğradı. Daha sonra özellikle romanlardan gelen arkadaşlarımız oldu. Mesela şu anda onlar hala orda oturur. Kasımpaşalılık karşıdan bir söz ister. Getirilmediği zaman bedeli ağır olur. Kasımpaşa bize sözüyle özü bir olmayı verdi. Kadir Bey de Kasımpaşa'nın eskilerindendir. Hala orda dostlarım hemşehrilerim var.
İMAM HATİPLERİ ÖTEKİLEŞTİRDİLER
İmam hatibe gidince "ölü mü yıkayacaksanız? Burdan rahat rahat her üniversiteye gidemezsiniz. Fark dersleri verdekten sonra normal üniversiteye gidecekseniz." dediler. Gittim altı dersi eyüp Lisesi'nde bitirdim gittim ordan üniversiteye girdim. Dışarıdan lise bitirdik ordan gidip üniversiteyi bitirdik. 28 şubatla birlikte tekrar imam hatiplerin önü kapandı. bizim dönemlerde diğer liseler 6 seneyken biz 7 sene okuyorduk. Böyle haksızlıklar karyışında buralara gelindi. Benim 4 çocuğunum dördünü de biz imam hatipe gönderdik. Üniversiteyi okumada erkeklere katsayı kızlara başörtü engeli. E şimdi inanç ayrımı yapmıyoruz derken başörtüsü kullanan çocuğa eğitim iş imkanı vermeyeceksiniz. Türkiye layik layıklık ne demek, bütün inanç gruplarına eşit mesafede olmak demek . Burda bir ayrıma gidemezsin. Şimde bu aşılıyor. Biz şimdi hepsi aynı haklara sahip olsun bu toplum birbirini kucaklasın dedimk. O şartları gerçekliştirdiler, gittiler yurtdışına okudular geldiler.
AİLE OLARAK FUTBOLDAN SOĞUDUK
Lefter ile Fenerbahçe sevgim başladı. 15-16 yaşında amatörde İstanbul genç karmaya seçildim Statlara serbest giriş kartı aldım. Yıkılmış olan İnönü Stadı'na bedava girebildik. İmam hatipte futbol oynadığımdan babamın haberi yoktu, daha sonra oldu. Son yaşanan olaylardan sonra aile epeyce soğudu. Emine Hanım, Beşiktaş taraftardır.
Fatih Terim futbola hırsıyla zevk katan biri. Bana hocam da oğlum topu yiyeceksin derdi. Onun için sporu siyasetle özdeş tutarım. Başarıya inanacakın kolektif anlayış bu. Fatih Hoca'da bu var. Hidayet kardeşim de ABD'deyken baskat milli takamımızdayken başarısından ötürü kendisin kutluyorum.
BABACIM BİR GÜNÜNÜ DE BİZE AYIR
Emine Hanım'ın evlendiğimiz andan itibaren bugün STK diye ifade edilen bir derneği vardı, hizmetlerini sürdürüyordu. Bugüne kadar bir kez bile neden geç geldin demedi. Bir kez büyük kızım böyle bir serzenişte bulundu. O zaman da dönem çok sıkıntılı. Bir gece yatak odamızın kapısına büyük kızım Esra pusula asmış Babacım bir gününü de bize ayır. Duygulandım. Eşimin bu noktada çok büyük bir yükü almış olması işimizi kolaylaştırdı. Kılık kıyafet konusunda eşime ve kızlarıma yük olmam ben kendim hallederim.
EN AZ 3 ÇOCUK BEKLİYORUM
Arkadaşlarımın arasında öğrencilik dönemimde iyi yaptığım tek şey, menemen, sucuklu yumukta ve pastırmalı yumurtaydı. Eşim sağlıklı beslenme konusunda çok titiz. Kendisi yediklerimde içtiklerimde ileri derece hassastır. Hamur işlerini iyice azaltmaya başladım.
Evlat sevgisi bambaşka. Fakat torunlar evlatları bize aratmadı. O bambaşka bir sevgi bize getirdi. Hele hele ufak kızım onların sürekli yanımda olması, gittiğimizde hemen bakarım ki nerde işte yeğenlerin yayında. Allah onların muhabbetini eksik etmesin. Onlardan da en az 3 bekliyorum.
Torunlarım, biz çekildikten sonra siyasete girmesi neden olmasın. Eğer böyle bir kabiliyet varsa bu işte bir heyecan duyuyorlarsa olmasını isterim.
Zaman zaman beni zorladıkları için çizgi film seyrediyorlar. Ama anneleri limit koyuyor. Torunlarımla 15 dakika çizgi film izliyoruz. Parka gidiyoruz. Büyük torun topu çok sever çok da hırslı. Torunlarımı bize ayrı bir sinerji katıyor.
KANTİN SUBAYLIĞI YAPTIM
Milli Türk Talebe Birliği ile olan süreç orta öğretim faaliyetleri ile başladı. Milli Türk Birliği'nde iki görev üstlendim. Milli Türk Birliği o zaman çok aktifdi, çok faaldi. Milli Türk talebe birliğinde çalıştığım sürada o zamanki Milliselamet partisinden bir teklif gelmişti. Beyoğlu'da ilçe gençlik koluna seçildim. Daha sonra İstanbul il gençlik koluna seçildim. O zaman terör yoktu ama anarşi vardı. Şiddet eylemlerinden teşkilatımızı uzak tuttuk. 12 Eylül 1980, bu zamanda hem okuyor, hem futbol oynuyor ve siyasetle okul devam ediyordu. 12 Eylül bizim üniversiteyi bitirmemize katkısı oldu. Gittik Tuzla'da kura çektik. Hastal çıktı. Ben o zaman Hastal'ın nerede oldğunu bilmiyordum. Evime yarım saat. Sabah servis arabasıyla gidip akşam aynı araçla evimize dönüyoruz. Kantin subaylığını üstlendim. 77'nci piyade alayında bu görevimi sürdürdüm.
NEDEN SİYASET
İnsan için siyaset, ülke için siyaset. İnsan için siyaset yaptığnızda aileniz için de siyaset yapmış oluyorsunuz. Şimdikiler gibi gökden zembille gelmedik biz bu yere. Aslında bu dönüşüm 89. 89'da pirtinin il başkanı ve MKYK üyesiyim. Rahmetli Hocamıza dedim ki ben Beyoğlu'ndan aday olmak istiyorum. Biz de bir anlayış var görev istenmez verilir. Bizde de birşey vardı. 89'da beyoğlU'nda aday olduğumuzda çok ufak bir farkla kaybettik. Çok ilginç gece yarısı tabi oylar çalındı vs oldu. Üniversiteden 75 kişilik kızlı erkekli bir çalışma anket grubumuz son haftaya kadar çalıştılar. 94'te biz İstanbul'u alıyoruz. Bunun adı inanmaktır. İstanbul ifade edildiği gibi tempo farklı. İlk defa kadın hareketi İstanbul'da yer tutmuştur. Ankara'da Melih bey. Bu iki yer çok önemlidir. ANkara İstanbul deyip geçme. Türkiye'nin özeti bu. Teşkilatımde kadınlar 40 gramlık kahve yaptılar. Bu kahveleri ev ev dağıttılar. Tamam inşallah İstanbul'da asılan 500 bin afişin bir tanesidir.
İSTANBUL'UN SORUNLARI VARDI
İstanbul'un büyük sorunları vardı. Biz ne dediysek bitireceğiz hedef bu. 2,5 milyar dolar borçla almışız. Mesela belediye seçiminde sayımlar yapılıyor biz tv'ler vs meticeyi hazırlamadan biz online sistemi kurmuşuz. Hiç unutmuyorum, o zaman ki sabah gazetesinin bir temsilcisi geldi. Geçmiş olsun seçimi kaybettiniz dedi. Ben hayır kazandık dedim. Yarın görürsünüz dedim. Öyle de oldu.
Yaşam biçimine müdahale diyorlar. Kimseye böyle bir müdahale AK Partili hiç bir belediyeden veya bizden olmamıştır. Halkımız eğer bizi kucaklıyorsa onlar dışlanmamanın olduğunu görüyor. Bunu gördükleri zaman yüzde elli Ak Partiye oy veriyor.
HER GÜN YÜZLERCE ZİYARETÇİ GELİYOR
Merhum Ahmet Kaya'yı o Kazlıçeşme'dir orası. Ahmet Kaya kardeşimiz o gün seve seve oraya geldi. Veda töreninde Ahmet Kaya'yı dinledik. Sanatçıyı sanatı sevdiklerini söyleyenler o gün onun karşısında dikilenlerdir. O gün o tablonun içinde yer aldı. Ben kendisine rahmet diliyorum. Ben aslında o gün çok farklı şeyler yaşadım.Teyfik Akdeniz kardeşim o gün vefat etti.Onu kabre yolladık beni de tüm sevenlerimiz Pınarhisar Cezaevine yolladılar. Pınarhisar süreci dolu dolu geçti. Her gün yüzün altına düşmeyen ziyaretçi. Bu arada yoğun bir şekilde mektuplar geliyor. Gündüz gelenlerle konuşuyorum. Gece gelen metuplara yanıt yazıyorum.
PARTİ KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL
Çıktıktan sonra da tabi burası bir Medrese-i yusufiye. Geçmişin hesabını yapaak çıktık. Benimkine koğuş demiyelim. Bizim oda İstanbul gibi bir büyükşehir başkanı olmam nedeniyle yanımıza bir kişi verdiler. Yanımaki odada da terör örgütüne mensup kişiler var dediler. Bir gün kendileriyle tanıştık. Bir muhabbetemiz oldu. Yanlarında yataklık etmek suçundan kalan bir kişi vardı. Onlarla da muhabbetemiz oldu. Biz çıktıktan sonra Türkiye'de bir boşluk var mı yok mu? Bunun adımını attık. Biz bir şeye inanmıştık, o da Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. 81 vilayette bilimsel 42 bin kişi üzerinde bir anket yaptırdık. Bu demokrasi hayatında yaşanmamıştır. Biz 34.4'le CHP'ye milletvekillerinin yüzde 63'ünü aldık. Çalışan bir ekip bu ekip de geleceği öre öre yolumuza devam ediyoruz.
Kulağım iyidir. Dinlerim ve söylerim. Cezaevinde efkarlı duygu dolu sanatçılarımızın olsun, dini musiki de olsun bütün bunları meşk ederek devam ettiriyorduk ama tabi enstrümanlarımız yoktu. Yine 'Bugün ada sensiz içime hiç sinmedi', Yemen Türküsü'nü o günlerde söylerdik.
Parti kapatmak çözüm değildir. Tüzel kişi suç işlemez. Biz Ak Parti olarak tüzel kişiliklerin kapatılmasına karşıyız.
SOSYAL MEDYA BU BELGESELİ KONUŞUYOR
''Ustanın Hikayesi'' belgeseli, sosyal medyada özellikle de twitter da çok kısa bir sürede en çok konuşulan konular(Trend Topic) sıralamasında en üstte yer aldı. Belgesel hakkında çok fazla tweet atıldı.