Erkeğin boşanma nedeni alışveriş olurken, kadının ise geğirme ve burun karıştırma.
Erzurumajans-Antalya'nın
Manavgat İlçe Müftülüğü tarafından İbrahim Sözen Gençlik Merkezi'nde
düzenlenen "Aile İçi İletişim-Boşanma" konulu konferansta konuşan İlçe
Müftüsü Hasan Hayri Yaşar, Türkiye'de son yıllarda çeşitli nedenlerden
dolayı aile yapısının erozyona uğradığını belirtti. Halk Sağlığı Uzmanı
ve Aile Danışmanı Dr. Semin Güler Oğurtan ise evlilik ve boşanmanın iki
birey arasında değil, aileler hatta sülaleler arasında yapıldığına
dikkat çekti.
"TÜRKİYE'DE AİLE YAPISINDA BOZULMALAR BAŞLADI"
Çok
sayıda davetlinin katıldığı konferansta konuşan Manavgat Müftüsü Hasan
Hayri Yaşar, toplumların temel taşının aile olduğunu vurgulayarak, "Biz,tarih boyunca birçok badireler yaşamış bir milletiz. Bu badirelere
rağmen, aile birliğimizin sağlam olması nedeniyle bugünlere kadar
gelebildik" dedi. Uzun yıllar Avrupa'da görev yaptığını anlatan Yaşar,
Batı ülkelerinde aile yapısının tamamen bozulduğunu, Türkiye'de ise
bozulmaların
başladığını söyledi. On yıl sonrasından korktuğunu söyleyen İlçe
Müftüsü Yaşar, evlenmenin Allah'ın emri ve peygamberimizin de sünneti
olduğunu hatırlatarak, "İyi bir aile, mutlu bir aile dünyada insana
bahşedilen bir cennettir" dedi. Milletlerin ve devletlerin yapı taşının
aile olduğunu vurgulayan Yaşar, "Aile yapımız yavaş yavaş erozyona
uğruyor. Aile yapımız her gün dejenere olmaya devam ediyor. Başta
kaymakamlığımız ve bir çok kurumumuz Manavgat'ta aile ile ilgili bir çok
programlar yaptı. Müftülük olarak biz de bir çok seminer ve sertifika
programlara katıldık. Belge ve sertifika aldık. Çünkü bütün problemler
bize gelir. O yüzden müftülük personeli Kur'an kursu öğretmenleri, cami
hocalarımız tüm personelimizin aile ile ilgili çalışmaları çok önemli"
ifadelerini kullandı.
"BOŞANMA BİR BÜTÜNÜN BOZULMASI"
Halk
Sağlığı Uzmanı ve Aile Danışmanı Dr. Semin Güler Oğurtan ise ailenin
bir bütün olduğunu ifade ederek, "Boşanma bu bütünün bozulmasıdır" dedi.
Toplumlarda evliliğin pozitif, boşanmanın negatif yorumları beraberinde
getirdiğini kaydeden Oğurtan, "Hukuk yoluyla biten evlilikler aslında
bitmiyor. Çocuk varsa, gönül bağı devam ederse, bir sürü yanlışlar
ortaya çıkabiliyor" diye konuştu. Evliliğin ve boşanmanın iki birey
arasında değil, aileler hatta sülaleler arasında yapıldığına dikkat
çeken Oğurtan, "Maalesef ama bu böyle. Bizim kültürümüzde evlilikten ya
da boşanmadan sadece iki kişi etkilenmez. Herkes bir şekilde etkilenir"
ifadelerini kullandı.
BOŞANMALARIN YÜZDE 10'U ZİNA YÜZÜNDEN
Türkiye'de
yapılan bir araştırmaya göre boşanmaların yüzde 10'unun zina, şiddet
gibi özel sebepler, yüzde 90'ının ise şiddetli geçimsizlik olduğunu
vurgulayan Oğurtan, "İki genç düşünün, lisede ve üniversitede aynı
okulda okumuşlar, bu süre zarfında birlikte bir çok zorluğa göğüs
germişler, hatta harçlıklarını bile paylaşmışlar. Evlendikten sonra ise
şiddetli geçimsizlik nedeniyle üç ayda boşanıyorlar. Bu işte bir terslik
var. Aileler boşanma aşamasına gelince evliliği bitirmek için kime
başvuralım diye araştırıyorlar. Aslında evliliklerini kurtarmak ve çözüm
bulmak için başvuracakları insanları aramaları gerekiyor" dedi.
ERKEK VE KADININI BOŞANMA NEDENLERİ FARKLI
Boşanmalarda erkeklerin ve kadınların nedenlerinin farklı olduğunu kaydeden Oğurtan şunları söyledi:
"Erkekler,kadının sahiplenmesi ve kıskanması, alışveriş düşkünlüğü, sevilme
ihtiyacının gündemde tutulması, yolculukta fazla eşya alınması ve
güzellik uğruna zaman ve para kaybı konularından şikayetçi. Kadınlar
ise, geğirme, burun karıştırma gibi toplum içinde yanlış davranışlar,
evde dağınıklık, kötü konuşma, kendisini dinlememe, sarhoşluk ve şiddet
gibi konulardan muzdarip" dedi.
BOŞANMA KARARLARI ARAŞTIRMASI
Yargıtay'ın
bugüne kadar verdiği boşanma kararlarıyla ilgili bir araştırma
yapıldığını belirten Dr. Semin Güler Oğurtan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu
araştırmaya göre boşanma davalarının sebepleri arasında, zina, hayata
kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış, suç işleme, haysiyetsiz hayat
sürme, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğini sarsılması, alay etmek,
aşağılamak, küçük düşürmek, tükürmek, küçümsemek, başkalarıyla
karşılaştırmak, hırsızlık yapmak, iftira etmek, çocuğun kendinden
olmadığı ile suçlamak, kız çıkmadı diye suçlamak ve sadakatsizlikle
suçlamak, iktidarsızlıkla suçlamak, eşinden soğuduğunu söylemek, başkası
ile evleneceğini söylemek, aile ile görüştürmemek, eşini tehdit etmek,
aile yanına bırakmak, evden kovmak, yurt dışına yanında götürmemek, üvey
çocuğa kötü davranmak, doğumunda ilgilenmemek, sebepsiz intihara
kalkışmak, evi sık sık terk etmek, ağız ve vücut kokusu tedavisinden
kaçınmak, beden temizliği ile ilgilenmemek, çalışmamak, cinsel ilişki
kuramamak, cinsel ilişkiden kaçınmak, evlilik dışı çocuğu olmak, eşini
dövmek, aşırı içki kullanmak yer alıyor."