Dün, paralelcilerin dinledikleri kişiler arasında kendi isimlerini göremeyen birçok kişi hüzünlenmişti!
Nasıl olur, benim adım niye yok, beni adamdan saymamışlar mı ki dinlememişler!?
O kadarını bilmiyoruz.
Vardır elbet bir bildikleri!
Teselli olacaksa şu kadarını söyleyelim:
Dün yayınlanan o liste, Erzurum'daki dinlemelerin yüzde biri bile değil.
Evet; bunu bilerek söylüyoruz.
Çünkü bu dinleme işini iki ay önce yazmıştık. Dahası da vardı. Onlarca kişi dinlenmiş, onlarca kişiye de şantaj yapılmış. Bu hususta halen devam etmekte olan adli ve idari soruşturmalar var.
Bu sebeple, "beni dinlememişler" diye üzülmeyin. Siz zannediyor musunuz ki paralelciler, Erzurum gibi bir yerde yalnızca 12 kişiyi dinlemekle yetinmiş olsunlar.
O liste daha çok uzayacak.
Belli mi olur bi bakmışsınız sizin adınız da, yayınlanacak yeni listelerde çıkar!
Acele etmeyin.
O listeye baktım 12 kişi içinde üç kişi yakından tanıdığım insanlar.
Siz de tanıyorsunuz.
Erdal Güzel (ERVAK Başkanı-Eczacı)
Suçu: Organize Suç Çetesi içinde olmak!
Abdulsettar Demir (AK Parti belediye meclis üyesi-Esnaf)
Suçu: Hizbullah adına ilim faaliyetlerinde bulunmak!
Raci Solmaz (Listede İlim Yayma Cemiyeti'nin başkanı diye yazılmış. Oysa Raci Solmaz Ebu İshak Vakfı Başkanıdır. O da esnaf)
Suçu: Müslüman Gençlik Faaliyetinde bulunmak!
Şimdi gelin pek çoğumuzun birebir tanıdığı bu üç isim üzerinde sırayla duralım.
Erdal Güzel...
Hani şu bizim Erdal; yani Hacı Erdal. Daha eskiye gitmek isterseniz tapu müdürü rahmetli Mehmet Bey'in oğlu; doktor Cengiz ve esnaf Uğur'un da kardeşi.
Ömrünü yoksul ve garip insanlara adamış gönüllü bir toplum fedaisi.
O listeye göre, Erdal Güzel suç çetelerine girmiş ve polis aylarca dinlemiş!
Peki ne bulmuş?
Hiç...
Ama buna rağmen dinlemiş ve sonunda "seni yanlışlıkla dinledik, özür dileriz" de dememişler.
Aylarca kulaklarını dayayıp sadece dinlemişler!
Aslında Erdal büyük bir suç işliyor, fakat paralelciler bulamamış!
Erdal Güzel'in suçu, bu şehirde kültür-sanat işleriyle uğraşmak, evinden yurdundan olan garip Afganistanlılara, Suriyelilere kucak açıp onları misafir etmek.
Şimdi o paralelcilere şunu sormak lazım:
Erdal Güzel'i organize suç örgütü mensubuymuş gibi dinlediniz ya, hangi bilgiye ulaştınız?
Misal; uyuşturucu mu sattı, devleti mi dolandırdı, kadın ticareti mi yaptı?
Gelelim Abdulsettar Demir'e...
Kendisine sorsanız aslında kilolu değil; birazcık etine dolgun!
Sempatik mi sempatik...
Düzgün mü düzgün bir adam...
Namuslu bir esnaf, aktif bir siyasetçi...
AK Partili... Muhtemelen suçu da tam olarak bu...
Settar da Hizbullah'ın ilim faaliyetinde bulunmuş!
Ne demekse artık...
Yahu adam Müslüman, inanmış biri...
Hizbullah'ı bilmesine biliriz de, Hizbullah'ın yasadışı yollardan sürdürdüğü ilim yanını bu vesileyle duymuş olduk!
Paralelcilerle 28 Şubat'çıların ortak bir yanı varmış.
Baksanıza her ikisi de cami cemaatiyle uğraşmış.
28 Şubatçılar Lala Paşa'nın önünden bile geçenleri fişlerlerdi, paralelciler de camiye girenleri fişlemiş.
28 Şubatçıların bahanesi "irtica geliyor"du, paralelcilerin bahanesi de "Selam" örgütü olmuş!
Peki Raci Solmaz?
Evet; Raci Solmaz...
Erzurum'un en köklü ve eski ailelerinden birine mensup bir zat...
Ticaretinin yanısıra kendisini hayır işlerine adamış yoksul ve muhtaçları doyurmaya, onlara kardeş olmaya çalışan güzel bir insan...
Ailesinden gelen manevi mirasını hayırlı bir varisi olarak Ebu İshak Vakfı'nın başında gece gündüz koşturup duruyor.
O'nun suçu da "Müslüman gençlikle meşgul olmak!"
Siz daha önce böyle bir suç duymuş muydunuz?
"Müslüman Gençlikle meşgul olmak!"
Paralelciler Recai Solmaz'ı da böyle fişlemiş ve bir de boynuna yafta asmışlar!
Aslında ruz i mahşerde "berat" gibi bir yafta...
Her fırsatta söylüyoruz: Türkiye çok büyük bir felaketin kıyısından döndü, daha doğrusu dönmek için olağanüstü bir çaba harcayıp duruyor.
Erdal Güzel'i, Abdulsettar Demir'i ve de Raci Solmaz'ı "zanlı" gibi gösteren paralelciler, bu vesileyle bize Türkiye'nin nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya bulunduğunu göstermeye yetti de arttı bile...
Maskaralığın son noktasıdır bu...
"Ben niye dinlenmedim?" diye üzülenler haksız da sayılmazlar hani...
Öyle ya baksanıza dinlenenlerin iki ortak yanı var:
Bir, Allah demeleri. İki paralelcilere sırt çevirmeleri.
Bu kapsamda olmak isteyenlerin üzgün olmaları hiç de yersiz değil.