BölgeHaber Girişi : 16 Nisan 2011 14:30

İşte Başbakan Erdoğan'ın çılgın projesi!...

İşte Başbakan Erdoğan'ın çılgın projesi!...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Dünyada eşi-benzeri yok'' dediği çılgın projesini AK Parti'nin seçim beyannamesi ile birlikte açıkladı. Erdoğan, İstanbul'da biri Avrupa, diğeri Asya yakası olmak üzere iki yeni şehir kurulacağını söyledi.

Erzurum Ajans-AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu beyanname, 'dostlar alışverişte görsün' niyetiyle, ya da vitrin düzenlemek, laf kalabalığı yapmak, orta sahada top çevirmek gayesiyle hazırlanmış bir beyanname de değildir. AK Parti'nin seçim beyannamesi, önceki tüm beyannamelerimiz gibi, son derece detaylı bir şekilde hazırlanmıştır. Hedefler net olarak konulmuş, bu hedeflere ne şekilde ve hangi takvimle ulaşılacağı net olarak ifade edilmiştir. Beyannamenin hazırlanmasında 'popülizm'den büyük bir hassasiyetle sakınılmıştır'' dedi.

Erdoğan, partisinin genel merkezinde, 12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak genel seçim için hazırlanan seçim beyannamesini açıkladı. Erdoğan, İngilizce ve Arapça simultane tercüme de yapılan konuşmasında, seçim beyannamesini medya aracılığıyla Türkiye ve dünya kamuoyu ile paylaştıklarını söyledi.

AK Parti Seçim Beyannamesi'nin, Türkiye, Türk Milleti, Türk demokrasisi ve Türkiye'nin merkezinde bulunduğu bölge ve coğrafya için hayırlara vesile olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, Beyannamenin hazırlanmasında geniş bir çalışma ekibinin görev aldığını ifada etti. Erdoğan, her birinin alanlarında ve sektörlerinde uzman olan bu geniş ekibe, partisinin üst yönetimine, bakan ve milletvekillerine katkılarından dolayı teşekkür etti.

12 Haziran 2011 seçimlerine, son derece kapsamlı, ayrıntılı, ciddi bir çalışmanın ürünü olan bir Seçim Beyannamesi ile girdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

''Türkiye Hazır... Hedef 2023... Bu beyanname, bir geleneğin, bir alışkanlığın, bir rutinin icrasından ibaret değildir. Bu beyanname, 'dostlar alışverişte görsün' niyetiyle, ya da vitrin düzenlemek, laf kalabalığı yapmak, orta sahada top çevirmek gayesiyle hazırlanmış bir beyanname de değildir. AK Parti'nin seçim beyannamesi, önceki tüm beyannamelerimiz gibi, son derece detaylı bir şekilde hazırlanmıştır. Hedefler net olarak konulmuş, bu hedeflere ne şekilde ve hangi takvimle ulaşılacağı net olarak ifade edilmiştir. Beyannamenin hazırlanmasında 'popülizm'den büyük bir hassasiyetle sakınılmıştır.

AK Parti'nin seçim beyannamesi içinde, Kaf Dağı'nı asla göremeyeceksiniz. Bu beyannamede, ulaşılamaz hedeflere, ulaşılamaz hayallere, masalımsı vaadlere asla rastlamayacaksınız. AK Parti'nin seçim beyannamesi, hayal tacirliği yapmak, umut simsarlığı yapmak için değil, Türkiye'ye son derece güçlü, makul, mantıklı bir yol haritası çıkarmak için hazırlanmıştır.

8,5 yıldır olduğu gibi, bugün de, bu beyannameyle, milletimizle samimi bir iletişim dili kuruyoruz. Milletimize, Türkiye'nin gerçek fotoğrafını sunuyor, verdiği sözleri yerine getirmiş olmanın güveniyle, sadece ve sadece yapabileceklerimizi vaad ediyoruz.''

-''...POPÜLİZM ANLAYIŞI, MİLLETİMİZDEN ASLA İTİBAR GÖRMEYECEKTİR''-

AK Parti'nin, kurulduğu günden itibaren, siyasette samimiyetin, dürüstlüğün, şeffaflığın dilini önemsediğini, milletle muhabbeti ve milletle karşılıklı güven duygusunu siyasetinin merkezine yerleştirdiğini belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, yakın tarihinde, siyaseti popülizmden ibaret gören, siyasetin dilini adeta yalanla ve gerçekleşmesi mümkün olmayan vaadlerle özdeşleştiren siyasi anlayışların çok görüldüğünü ve yaşadığını dile getirdi.

''O ne veriyorsa, ben 5 fazlasını veriyorum'' diye ortaya çıkan bu siyasi anlayışın, Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne çok ağır bedeller ödettiğini kaydeden Erdoğan, seçim öncesinde, sırf oy alabilmek ve sırf iktidara gelebilmek için, kontrolsüz, sınırsız ve ölçüsüz şekilde vaadlerde bulunan siyasetçilerin, iktidar olduklarında verdikleri tüm vaadleri unuttuklarını ve millete hayal kırıklığı yaşattıklarını ifade etti.

Aynı iktidarların, seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte, yine oy kaygısıyla muslukları sonuna kadar açtığını anlatan Başbakan Erdoğan, devletin hazinesinin adeta yağmalandığını, Merkez Bankası Banknot Matbaası'nı 24 saat çalıştırarak para bastıklarını ve ekonominin tüm dengelerini alt üst ettiklerini dile getirdi. Erdoğan, faizin bir gecede yüzde 7500'e çıktığını hatırlatarak şöyle konuştu:

''Bunun rantını acaba kim yedi? Özellikle medya dünyasındaki kardeşlerimiz bunları kimin yediğini çok iyi biliyorlar.

Türkiye'nin, AK Parti iktidarı öncesinde tekrar tekrar yaşadığı ekonomik krizler, kötü yönetimin, beceriksizliğin yanında, popülist politikaların da bir neticesidir. Tekrar ediyorum; Türkiye, popülist siyaset anlayışı, plansız, programsız, hesapsız ve kitapsız vaadler, gündelik politikalar, gelecek vizyonundan ve kaygısından uzak uygulamalar nedeniyle çok ağır faturalar ödemiştir. Seçim öncesinde, kısa bir dönem rahatlama yaşanırken, seçimin hemen ardından kemerler sıkılmış, ancak ekonominin iki yakası bir araya gelememiş, sarsılan dengeler tamir edilememiştir. Tam anlamıyla, kaşıkla verilen, enflasyon, yüksek faiz, vergi, bütçe açığı yoluyla, vatandaştan adeta kepçeyle, hatta kürekle geri alınmıştır.

8,5 yıllık iktidarımızda en çok bu tahribatı gidermek için çaba gösterdik. AK Parti olarak, Türkiye'nin sorunlarını, sorunlara ilişkin çözüm önerilerimizi, hedeflerimizi, vizyonumuzu ve projelerimizi biz her zaman milletimizle açık ve şeffaf şekilde paylaştık. Hatırlarsanız, 3 Kasım seçimleri öncesinde milletimize biz son derece samimi, açık şekilde, '3 yıl bizden bir şey beklemeyin' dedik. Dikkat ediniz, uçuk vaadlerle, olmayacak, gerçekleşmeyecek hedeflerle, hayallerle değil, '3 yıl bizden bir şey beklemeyin' diyerek iktidara geldik. AK Parti'yi 3 Kasım'da iktidara taşıyan, sonrasındaki her seçimde de oylarını kat kat artıran, millet nezdinde itibarını sürekli yükselten anlayış, işte bu samimi, bu içten siyaset anlayışıdır.

Biz, yapmayacağımızı, yapamayacağımızı vaad etmedik, bugün de vaad etmiyoruz. Biz, Türkiye'ye, Türkiye ekonomisine, taşıyamayacağı yükler yüklemedik, bugün de yüklemiyoruz. Biz hiç bir zaman hayal ticareti, umut simsarlığı yapmadık, popülizme tenezzül etmedik, bugün de, 12 Haziran seçimleri öncesinde de asla tevessül etmiyoruz.

Türkiye siyasetini, siyasetin güvenilirlik katsayısını içten içe kemiren popülizm anlayışı, milletimizden asla itibar görmeyecektir. İktidara gelebilmek, üç beş fazla oy alabilmek için, ilkeli siyaseti, dürüst siyaseti terk edenlere eminim ki milletim bu seçimlerde de teveccüh ve tenezzül etmeyecektir. İktidara gelebilmek için her yolu mubah görenlere, yalanı, iftirayı, istismarı meşru görenlere, bunun yanında, milletten değil, çetelerden, mafyadan, karanlık odaklardan güç devşirmeye çalışanlara milletim bu seçimlerde de eminim ki yüz vermeyecektir.

Dışarıda adam bulamayanlar şu anda Silivri'nin içinden aday gösteriyor. Siyaset eyvah ne hale geldi? Enteresandır, aday tanıtımında maskeli aday tanıtımı yapıyorlar. Bu da enteresan. Bu, muhalefet partisinin ne hale düştüğünün çok açık delilidir. Ama biz bunlara alıştık. İnanıyorum ki milletim 12 Haziran'da bunların maskelerini indirecektir.''

-''BU BEYANNAME, TÜRKİYE'YE BİR GELECEK VİZYONU ÇİZEN BİR BEYANNAMEDİR''-

Bugün, seçim sandığı görününce, ölçüsüz ve sınırsız şekilde aklına her geleni vaadedenlerin, geçmişte bu ülkeye ne kadar ağır bedeller ödettiğini Türk Milletinin unutmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, iktidara ortak olduklarında ekonominin tüm dengelerini bozanları, benzin, mazot, margarin, kıyma, tüpgaz kuyruklarında umutları heba edenleri milletin unutmadığını söyledi.

Popülist vaadlerle ya da müdahalelerle iktidara gelenlerin, Hazine'yi nasıl boşalttıklarını, ve Türkiye'yi nasıl 5 Cent'e muhtaç hale getirdiklerini Türk Milletinin unutmadığını belirten Erdoğan, 12 Haziran seçimlerine girerken, AK Parti olarak temel siyasi ilkeleri en başındaki gibi büyük bir hassasiyetle muhafaza ettiklerini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, ''12 Haziran seçimlerinde, biz, nezaketi elden bırakmayacağız. Nezaket, zarafet, karşılıklı saygı üzerine bir propaganda süreci yürüteceğiz. Biz, yalanlar, iftiralar, ithamlar, karalamalar üzerine bir kampanya değil, planlar, projeler, hedefler üzerine bir kampanya yürüteceğiz. İşte bugün açıkladığımız bu beyanname, net bir Türkiye fotoğrafıyla birlikte Türkiye'ye bir gelecek vizyonu da çizen bir beyannamedir'' dedi.

2023 YOL HARİTASINDA YENİ ANAYASA

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Seçim Beyannamesinin ''Türkiye Hazır... Hedef 2023...'' adını taşıdığını bildirerek, ''Bu beyanname, seçime kadar olan süreci, seçim sonrasındaki 4 yıllık süreci değil, Türkiye'nin 12 yılını şimdiden planlayan bir beyannamedir. AK Parti'nin seçim beyannamesi, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yıldönümünü bugünden şekillendiren, Türkiye'yi bugünden 100'üncü yıla hazırlayan bir yol haritasıdır'' dedi.

Erdoğan, AK Parti'nin 12 Haziran 2011 seçimleri için hazırladığı Seçim Beyannamesinin ''TÜRKİYE HAZIR... HEDEF 2023...'' adını taşıdığını belirterek, bu seçim beyannamesinin sandıklar açıldığında unutulacak bir beyanname olmadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bu beyanname, seçime kadar olan süreci, seçim sonrasındaki 4 yıllık süreci değil, Türkiye'nin 12 yılını şimdiden planlayan bir beyannamedir. Bu kardeşiniz 2023'ü telafuz edene kadar kimse konuşmuyordu. Bunun patenti bize ait. Şimdi konuşmaya başladılar. AK Parti'nin seçim beyannamesi, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünü bugünden şekillendiren, Türkiye'yi bugünden 100'üncü yıla hazırlayan bir yol haritasıdır.

Bundan 8 yıl önce, Türkiye, bırakınız 12 yıl sonrasını önündeki 12 saati dahi göremiyordu. Ekonomide, iç politikada, dış politikada, birkaç saat sonrasında Türkiye'de nelerin olacağı, nelerin yaşanacağı kestirilemiyordu. Değil 12 günlük politikalar, 12 saatlik politika dahi üretilemiyor, 12 saat sonra ekonominin göstergelerinin nerelere fırlayacağı, nerelere düşeceği kestirilemiyordu. İşte o günlerden, AK Parti iktidarıyla Türkiye bugünlere ulaştı. Önündeki 12 saati göremeyen Türkiye, bugün artık önündeki 12 yılı planlıyor. Seçim Beyannamemiz, 12 yıl boyunca elimizden düşmeyecek bir yol haritası olarak, kapsamlı ve hacimli bir içerik ihtiva ediyor.''

-YENİ ANAYASA-

Belli dönemler içinde yeni projelerin açıklanacağını belirten Erdoğan, projelerin uçuk olmadığını ifade etti. Büyüklüğü nedeniyle Seçim Beyannamesinin tamamını aktarmasının mümkün olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ana başlıklar ve bazı önemli projeler çerçevesinde seçim beyannamesinin özünü ve özetini anlattı.

2023 yılını hedefledikleri ve 2023'e kadar Türkiye'nin her meselesini ele aldıkları beyannamenin 5 ana başlıktan oluştuğunu belirten Erdoğan, bu başlıkların ''ileri demokrasi'' , ''büyük ekonomi'', ''güçlü toplum'', ''yaşanabilir çevre ve marka şehirler'' ile ''lider ülke'' olduğunu bildirdi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Partimizi kurduğumuz andan itibaren, Türkiye'nin kalkınmasının, her alanda ilerlemesinin, kronik sorunlarını çözmesinin, ancak ve ancak, özgürlüklerin genişletilmesi, demokrasinin en modern ve en ileri standartlara ulaşmasıyla mümkün olacağını vurguladık. 8,5 yıl boyunca elde ettiğimiz ekonomik başarılar, demokratikleşmede, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesinde sağladığımız başarılarla atbaşı, paralel olarak ilerlemiştir. 3Y projemiz vardı. Yolsuzluk ve yoksulluğa karşı mücadelemizle birlikte, yasaklara karşı yürüttüğümüz mücadele, Türkiye ekonomisinin sağlam bir zeminde büyümesini sağlamış, aktif ve itibarlı bir dış politikanın imarını da beraberinde getirmiştir.

Demokratikleşmenin, uzun soluklu ve sabır isteyen bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Demokratik standartların her an güncellendiği bir dünyada, demokratikleşme mücadelesi de kesintisiz şekilde devam edecektir. Türkiye, AK Parti iktidarıyla başlayan hızlı demokratikleşme mücadelesini, 12 Haziran seçimleriyle birlikte, çok daha kararlı, çok daha cesur şekilde, artık ileri demokrasi mücadelesi olarak sürdürmeye devam edecektir.

2011 Seçim Beyannamemizin, 2023 yol haritamızın en önemli ve bir numaralı projesi, 'yeni anayasa projesi'dir... Türkiye'nin yeni bir anayasaya, demokratik, özgürlükçü, katılımcı, günün gereklerine uygun, ihtiyaçları karşılayan bir anayasaya ihtiyaç duyduğu herkesin ortak fikridir. AK Parti olarak, 12 Haziran seçimlerinin hemen ardından, yeni bir anayasa çalışmalarını başlatıyoruz.

Türkiye'yi, vesayetten, müdahalelerden arındıracak, ülkenin ufkunu açacak, ekonomiyi, dış politikayı, demokrasi ve özgürlükleri destekleyecek bir anayasayı gündemimize alacağız. Yeni anayasa, demokratik ve katılımcı bir anlayışla hazırlanacak. Yeni anayasa, önümüzdeki seçimde oluşacak yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde hazırlanacak. Yeni anayasa, yeterince kısa, öz, açık; insan odaklı ve özgürlükçü olacak.''

HEDEF 10 EKONOMİ ARASINA GİRMEK

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomide, sosyal politikalarda, hukuk ve demokrasi alanında, bilim ve teknolojide kazanılan başarı ve öz güvenle, Cumhuriyetin 100'üncü yılında en büyük 10 ekonomi arasına girmek için daha büyük bir kararlılıkla çalışacaklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan, partisinin seçim beyannamesini açıkladı.

Ekonomide, sosyal politikalarda, hukuk ve demokrasi alanında, bilim ve teknolojide kazanılan başarı ve öz güvenle, Cumhuriyetin 100. yılında en büyük 10 ekonomi arasına girmek için daha büyük bir kararlılıkla çalışacaklarını ifade eden Erdoğan, ''Güçlü Türkiye, teknolojiye egemen olan Türkiye'dir'' dedi.

2023'te AR-GE harcamalarını milli gelirin yüzde 3'üne çıkararak bu alanda lider ülkeler arasına girmeyi amaçladıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

''2023 hedefimiz, tüm Ar-Ge harcamalarının üçte ikisinin özel sektör tarafından yapılmasıdır. Sanayicimiz, tüccarımız, esnaf ve sanatkarımız hem toplumumuzun hem de ekonomimizin omurgasıdır. Bugüne kadar iktidarımız bu kesimlere yönelik birçok atılımlar yaptı. Sağlanan güven ve istikrar, iş adamlarımız ve girişimcilerimiz için en büyük destek ve moral unsuru oldu. Bu sayede iş adamlarımız dünyanın dört bir yanında yeni pazar ve yatırım imkanları elde ettiler.

Bu yıl, 2011-2014 yıllarını kapsayan ve 72 eylemden oluşan Sanayi Strateji Belgesi'ni uygulamaya başladık. Belgede yer alan eylemleri hayata geçirdikçe, sanayimizin rekabet gücünü ve verimliliğini yükseltecek, üretimde yüksek teknolojili ürünlerin payını artıracak ve dünya ihracatından daha fazla pay alacağız. 2023 yılına kadar orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü olacağız.

Savunma sanayimiz, iktidarımız döneminde büyük bir aşama kaydetmiştir. Daha önce ithal edilen savunma sanayi ürünleri, artık büyük çapta ülkemizde üretilmektedir. Askerimizin kullanacağı piyade tüfeği ülkemizde tasarlanmış ve testlerine başlanmıştır.

Milli tankımız olan 'Altay'ın konsept tasarımı tamamlanmıştır. Ülkemizde ilk defa modern bir tankın milli olarak üretimi için bütün altyapı hazır hale getirilmiştir.

'Anka' isimli, 10 bin metre irtifada uçabilen ve 24 saat havada kalabilen insansız hava aracı deneme uçuşlarına başlamıştır. Bakın ben hayali anlatmıyorum, olanı anlatıyorum, olacak olanların da haberini veriyorum. Böylelikle, ABD ve İsrail'den sonra stratejik yeteneklere sahip insansız hava aracı üreten 3'üncü ülke Türkiye olacaktır.

İlk savaş helikopterimiz olan 'Atak' helikopterinin tüm yazılım ve tasarımları tamamlanmış olup, prototip üretim safhasına geçilmiştir.''

Türkiye'nin F-16 modernizasyon merkezi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Askerimizin kullandığı silah, araç, gereç ve mühimmat bakımından yerli üretim ve teknolojimizi yüzde 50'ye çıkaran iktidarımız, 2023'te kendi milli tüfeğini, topunu, tankını, helikopterini, uçağını, insansız hava araçlarını, uydularını tasarlayan ve üreten bir Türkiye hedeflemektedir'' şeklinde konuştu.

Erdoğan, 2002 yılı sonunda 36 milyar dolardan alıp küresel kriz öncesi dönemde 132 milyar dolara yükselttikleri ihracatı, 2023 yılında 500 milyar dolara çıkaracaklarını belirterek, şöyle devam etti:

''Bu hedefe ulaşmak için; 50 bin olan ihracatçı sayımızı 100 bine çıkaracağız. Dünya çapında tanınan en az 10 marka oluşturacağız. 2023 yılında dünya mal ticaretinde yüzde 1,5 oranında pay sahibi olacağız. 2002 yılında Türkiye'ye gelen turist sayısı 13 milyon kişi, turizm gelirleri ise 12 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2010 yılında 2002 yılına göre, Türkiye'ye gelen turist sayısı yüzde 116 artışla 28,6 milyon kişi, turizm gelirleri ise yüzde 74,8 artışla 20,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Turist sayısını, 2023 yılında 50 milyona çıkaracağız. Halen 22 milyar dolar olan turizm gelirini ise 50 milyar dolara yükselteceğiz.

2023 yılına kadar tarımsal milli gelirimizi 150 milyar dolar seviyesine, tarım ürünleri ihracatımızı ise 40 milyar dolar düzeyine çıkarmayı hedefliyoruz. Tarımsal ekonomik büyüklük açısından 2023 yılında dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer almayı amaçlıyoruz. Tarımsal üretimin rekabet gücüne doğrudan katkıda bulunacak şekilde, halen 5,4 milyon hektarı işletmede olan toplam 8,5 milyon hektarlık sulanabilir alanın tamamı 2023 yılına kadar sulamaya açılacak.''

-ULAŞIMDAKİ İCRAAT-

Ulaştırmanın, 8,5 yıllık iktidarlarında olduğu gibi, gelecek dönemde de öncelikler arasında yer aldığını ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin en az 16 noktasında büyük ölçekli lojistik merkezleri kurulacağını dile getirdi.

Bölünmüş yolların toplamının 2015'te 26 bin kilometreye, 2019'da 31 bin kilometreye, 2023'te ise 36 bin 500 kilometreye çıkarılacağını bildiren Erdoğan, 2015'e kadar 750 kilometre, 2019'a kadar 3 bin 400 kilometre, 2023'e kadar ise 5 bin 275 kilometre yeni otoyol yapılarak toplam otoyol uzunluğunun 7 bin 500 kilometreye çıkarılacağını söyledi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

''2019'a kadar İstanbul Karayolu Tüp Geçişi, Boğaza 3. Köprü, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Körfez Geçişi, İstanbul-Çanakkale-Tekirdağ Otoyolları, 2023'e kadar ise Çanakkale Boğaz Geçişi tamamlanacaktır.

Yüksek Hızlı Demiryolu Hattı 2015'e kadar 3 bin 500 kilometreye, 2019'a kadar 6 bin 500 kilometreye, 2023'te ise 10 bin kilometreye çıkarılacaktır.

Bu anamuhalefet zihniyeti, bırakın demir ağlarla örmeyi, bunlar patika yollar bile yapamadı. Demir ağlarla örmeye devam ediyoruz. Ülkemizin neresinde olursa olsun, hangi yöne gitmek isterse istesin uçak ile sehayat etmek istediğinde bir saatten daha kısa sürede bir havaalanına ulaşma imkanını bulacaksınız. Planlamalarımızı buna göre yapıyoruz. 2023'e kadar tamamen yerli tasarım ve üretime dayalı, kendi uçağımızı yapmış olacağız. Şu anda 46 havaalanı var. Geldiğimizde nerede... Havayolu değil, halkın yolu oldu. Otobüs fiyatına her yere seyahat edilebiliyor.

Yeni yapılacak havaalanları ile mevcut 165 milyonluk yolcu kapasitesi yıllık 400 milyon yolcuya ulaştırılacaktır. Havayoluyla seyahat eden yolcu sayısı ise yıllık 103 milyondan 350 milyona çıkacaktır.''

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.