Mahalli İdareler Genel Seçimi için kolların erkenden sıvandığını gözlemliyoruz. Bu konuda siyasi partilerde hareketlilik başladı. Genel basına yansıyan, genelde Büyükşehir adaylıkları ile ilgili mevzular. Büyükşehir derken İstanbul, Ankara, İzmir gibi Büyükşehirlerden bahsediyorum. Kim kimi düşünüyor, kim gelse daha iyi olur. Falan, filan.
***
Erzurum da elbette konuşuluyor ama daha çok yerel çapta. Erzurum'un konuşulanı sadece Büyükşehir adaylığı değil, ilçe belediyeleri de. Ve bu belediyelere adaylık düşünenler, ufaktan ufaktan boy ve endam göstermeye başladı. Göstermeleri de öyle 'aleni' değil, 'bir şekilde' oluyor. Ben işte en çok da o 'bir şekilde' adaylık düşünenlere hem şaşkın gözlerle bakıyor hem de gülüyorum. Adam öylesine ''Bak ben adayım'' dedirtiyor ki anlamamak mümkün değil. Adaylığa niyetli olduğunu resmen milletin gözünün içine bakarak ilan ediyor ama bu konuda bir şey de sordun da mı, bir 'yok' deyişi var ki, gül Alllah gül ediyorsun!
***
Daha önceleri başınızı ağırttığım yazılarımdan birinde ''Anketlerden kim çıkıyorsa bilin ki o belediye başkanı adayı olmayacak!'' demiştim! Geçmiş yıllardan gelen bir tecrübe ile bu kanaatimi dile getirmiştim. Şimdi yine benzer bir kanaatimi daha ortaya koyacağım ki bazıları biliyorum, belki de ''Yok artık'' diyecek! Demem şudur ki, 'her kimki aday olmak için fenikiyorsa, binbir türlü masraf edip, reklam yapıyorsa, bilin ki o aday edilmeyecek!'. Kim daha çok bu işlerde para harcıyorsa, o bırakın adaylığı, adaylığın yanından dahi geçmiyor! Oysa. Şekil A'larda görüldüğü gibi!
***
Mesela şu Facebook'da daha çok dikkatimi çekiyor adaylığı düşünenler. Daha doğrusu aday olmak istediğini gözümüzün içine elini sokarak belli edenler! Ama dedinde mi bunu inkar edenler! Esasında kariyer bakımından bakıyorsun fevkalede iyi. Eskilerin deyimiyle 'takım, taklavat' yerinde! Ne varki, öyle garip işler yapıyor ki, inanılası değil! ''Kaza geliyorum'' diyor adeta! Okumuş, doç, prof olanlar bile var bu dediklerim arasında. Bir köy muhtar adayı ancak muhtarlık için ne yaparsa o da onu yapıyor. Bazen hiç de gerekli olmayan şirinlikler uğruna. Oysa şirin olma yerine hor olduğunu bilmez, en çok da ona şaşarım bu okumuş adamların!
***
İşimiz gereği belki fazla tanıdığımızın olmasından ötürüdür ki özellikle mübarek gün ve aylarda çok mesaj gelir telefonuma. Ben şahsen kimseye herhangi bir gün için mesaj atmışlığım olmamasına rağmen, bir çok arkadaşıma geldiği gibi bana da mesaj gelir. Elbette ki hepsine teşekkür ederim. İnce düşüncelerinden ötürü. (Kabul ediyorum, ben bu konuda kalın düşünüyorum!). Saydım, bu Regaip Kandilinde cep telefonumda tam 43 tane kandil kutlama mesajı var. Bir çoğu daha önce de gönderen eş, dost ve yakın akrabalar. Kimileri otomotiğe bağlayanlar. Özel günlerde illa ki gönderenler. Ama artık yeni isimlerden de baktım, mesajlar var. Ve bu yeni isimlerin bazıları, işte o adaylıklarını gözümüzün içine parmağını sokarak belli edenlerden bazıları. Zaten en çok şaşırtan ve beni güldüren de, henüz tanışmadığımız halde bana dahi böyle bir kandil kutlama mesajı çekenler!
***
Siz nasıl farkediyorsunuz ama ben aday olmayı aklından geçirenleri, hatta bu işe baş koyanları da bir şekilde 'hoppadanak' yakalıyorum! Bunları bazen gazetelerde yazdıkları köşe yazılarından, bazen Face'de ki paylaşımlarından, bazen de yine gazetelerde kendi uzmanlığı ile ilgili haberlerinden. Her şeyden önce de bunları en çok gözüme batıran şeyleri de, yayınlanan resimleri oluyor. Adam eğer bize doğru bakılarak ve de hafif gülümseyerek poz vermişse, anlıyorum ki o aday! Aslında aday değil, aday adayı! Hatta daha ileri gideyim, ben bir yere talip olanları, taradıkları saçlardan da anlıyorum! Tabi bu 'acemi siyasetçi' de dediğim tipler, sizin de karşınıza çıkıyordur da en azından siz belki de benim kadar bunu farketmiyorsunuzdur. Ama bilin ki cenazelerde,taziyelerde, düğn-derneklerde de bazen gördükleriniz, aslında adaydır da siz onu bilemiyorsunuzdur!
***
Ben aslında çok gördüm aday diye ortaya çıkanların sonra bırak partisinden, siyasetten soğuyanına! Oysa ne gerek var bir adaylık için böyle şeylere? Bana şirin görüneceğine gitsin ne bileyim, genel başkanına falan şirin görünsün, ona şirinlik etsin! Bana değil, Genel Başkanına gitsin heyecan versin! Erzurum'da şirinlik işe yaramaz, sen Ankara'da şirin biliniyor musun, ben ona bakarım! Yapmayın arkadaşlar. Hiç mi ders almadınız bu işlerden. Bugün o istediğiniz koltuklarda oturan ne bileyim, Ahmet Küçükler'i, Orhan Bulutlar'ı, Ali Korkut'u filan hiç aday olmadan önce şirinlik ettiğine şahit oldunuz mu Allah aşkına? Yok! Öyleyse daha ne? Yine selametlik TRT'den emekli Sait ağabeyinin lafı geldi aklıma: Bey.. Bey! Devlet Su İşleri, Bırak Bu İşleri!