Erzurum’un gelişmesi ve kalkınması konusunda önerilen yol haritalarının başında, şüphesiz şehrimizin eğitim merkezi haline getirilmesi düşüncesi yatmaktadır.
İkinci bir devlet üniversitesinin Erzurum’a kazandırılması, ETSO ve Danişment Vakfı’nın kuracakları vakıf üniversiteleri, Bilkent Lisesi’nin varlığı, Darüşşafaka Lisesi’nin müspet yaklaşımları, Çankaya Üniversitesi’nin kurucusu hemşehrimiz Sıtkı Alp Bey’in aklından çıkmayan “Erzurum’a üniversite kazandırma” hevesi, eğitim merkezi olma yolundaki hedeflerimize ulaşmamızdaki sevindirici ve umut verici gelişmelerdir.
Erzurum’da ikinci bir devlet üniversitesine kavuşmanın haklı gururu yaşanırken, işin seyri gereği kurulacak üniversitenin yeri konusunda bir takım görüşler de haliyle ortaya çıkmıştır.
Neticede; Erzurum kamuoyu kurulacak üniversitenin şehrin doğusunda olması konusunda ittifak ederek, düşüncelerini ilgililere yansıtmışlardır.
İlk başta kabul gören bu fikir, her nedense ikinci plana atılmış gibi gözükmektedir.
“Bir üniversiteye yetecek kadar arazinin olmaması” ifade edilerek, başka alternatif arayışlara gidilmesi, şehirde yeşeren umutları hüsrana uğratmıştır.
Oysa konuyla ilgili çalışma içerisine giren uzmanlar, Firdevsoğlu Kışlası’nı ve Tabyaları da içerisine alan 5.947.989 m2’lik bir devlet arazisinin mevcut olduğunu, resmi belgelerle ortaya koymaktadırlar.
Sn. Sağlık Bakanımızın, yerinde yapmış olduğu ön incelemede, kendilerine 336.538 m2’lik bir alandan bahsedilmiş, dolayısıyla bu büyüklükteki bir arazinin üniversite için yeterli olmadığı kanaati ifade edilmiştir.
Bu süreçte; havaalanı yolunda arayışlara geçilmiş, sanki de şehrin doğusuna hayat verecek olan uygulamadan vazgeçilmiş gibi bir durum ortaya çıkmıştır.
Su havzası ve tarım arazisi niteliğinde olan havaalanı bölgesinde, üniversite kurulma fikrine uzmanlar sıcak bakmamaktadırlar.
On yıl içerisinde bu bölgede su seviyesinin yükselecek olması da uzmanların endişe duydukları diğer bir konudur.
Şehrin doğusuyla batısı arasındaki gelişmişlik farkını asgariye indirecek, ecdat yadigârı tabyaları himayesine alacak ve koruyacak bir projenin hayata geçirilmesi, şehrin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.
Bu önemli özelliklerden dolayı, kamuoyu tarafından benimsenen şehrin doğusunda üniversitenin kurulması fikrinden uzaklaşılıyor olması, şehirdeki olumlu heyecanı negatif yönde etkilemektedir.
Bugün Türkiye’nin en gözde eğitim kurumlarından olan Bilkent Üniversitesi’nin tepeler üzerinde kurulmuş hali, ikinci üniversitemizin Topdağı ve Tabyalar mevkiinde kurulabileceğini yansıtan güzel bir örnektir.
Erzurum kamuoyunun yakından bildiği gibi, vatan savunması için yapılan ve günümüze kadar ayakta kalmayı zorda olsa başaran tabyalarımızın bugünkü durumları, ne yazık ki içler acısıdır.
Tarihsel mirasımız içinde önemleri tartışılmaz olan ve duvarlarında hâlâ kan izlerini bulunduran, amansız düşmanlara karşı verdiğimiz şanlı mücadelelerin izlerini taşıyan tabyalar, geçmişi bugüne taşıyan ve hatırlatan, tarihimizin en somut göstergeleridir.
Ecdadımızın kanları ve canları pahasına bizlere armağan etmiş oldukları bu güzide eserleri korumak ve gelecek nesillere armağan etme konusunda iyi bir imtihan verdiğimiz söylenemez.
Yetki kargaşası, mevzuat eksiklikleri, tarih bilincinden uzak olunması, ilgisizlik ve sorumsuzluk gibi bir takım sebeplerden dolayı, tabyalar savunmasız ve korunmasız bir haldedirler.
Tabyaların korunması ve ihya edilmesi konusunda en rasyonel düşünce, bu tarihi mekânların, imkânları geniş bir resmi kuruluşun uhdesine verilmesiyle sağlanabilir.
Bu konuda en büyük fırsat, ikinci üniversitemizin Aziziye ve Mecidiye Tabyaları’nı da içerisine alan bir konumda kurulmasıdır.
Doksan üç harbi sırasında, ordu ve millet dayanışmasının en çarpıcı örneklerinin yaşandığı Aziziye ve Mecidiye Tabyaları, mevcut tabyalar içerisinde en göze çarpanlarıdır.
Mecidiye Tabyası’nın rektörlük binası olarak kullanılacağı ikinci üniversitemizin, Topdağı eteklerinden şehrin doğusuna yayılır bir şekilde konuşlanması, şehre farklı bir görünüm katarken, tarihsel mirasımızın korunmasına da önemli bir katkı sağlayacaktır.
İkinci üniversitenin yeri konusundaki kararlarını vermeden önce, yetki sahibi olanları tekrar araştırmaya ve istişare etmeye davet ederken, doğusunda ve batısında üniversitesi olan bir Erzurum görüntüsünün, çokta şık olacağını bir kez daha vurgulamak isteriz.