Ozanın "Sayılı günler tükendi" dediği gibi, Ramazan ayının son günlerine doğru geldik.Adet olduğu üzere, Ramazan ayının on beşinden sonra başlayan iftar davetleri, hız kesmeden devam ediyor.
Dün, Erzurum Erenler Alevi Bektaşi Kültür ve Dayanışma Derneğinin vermiş olduğu iftar yemeğine katılmak nasip oldu.
Büyükşehir
Belediye Başkan vekili Eyüp Tavlaşoğlu ve İl Müftü yardımcısı Muharrem
İmamoğlu haricinde, şehri yönetenlerden kimselerin olmadığı bu iftar
yemeğinde, muhtelif illerden gelen Alevi Dedeleri ve Erenler Derneğinin
üyeleri ile beraber olduk.
Mütevazi
bir grubun iştirak ettiği bu iftar yemeğine, yetkililerin rağbet
etmemesi her ne kadar davet sahiplerinde bir burukluğa neden olsa da, bu
iftar yemeğinde, Alevi vatandaşlarımızla bir arada olmak,tanışmak,
Ramazan ayının ruhu açısından oldukça anlamlıydı.
Gürcü
Mehmet Cami imamı Fakirullah Hocanın okuduğu Kuran-ı Kerim ile
başlayan iftarımız , Muharrem İmamoğlu hocamızın duasıyla son buldu.
Dernek
başkanı Ali Demir, kardeşlik üzerine yaptığı konuşmasında;
Hak,Muhammed,Ali yolunda yürünmesini ve Kuran-ı Kerim'in yolundan
gidilmesini söyleyerek ,davete iştirak edenlere teşekkür etti.
İftar
yemeğine, Alevi Dedelerinden , Ahmet Uğurlu,Selçuk Sevin,Ali
Baba,Hüseyin Gönül,Ali Cemal Gültekin,Mahmut Baba ve Hüseyin Yıldırım
katılmışlardı.
Erzincan'ın
Kemah ilçesinin Ocak köyünden ve Baba Mansur Ocağından, Alevi Dedesi
Ahmet Uğurlu'nun yapmış olduğu konuşma, gerçekten bilgi ve samimiyet
yüklüydü.
Başındaki
fötr şapkası ve sakalı ile gerçek bir Alevi Dedesi görüntüsü veren
Ahmet Uğurlu, verdiği mesajlarla "Dedelik" kavramını çok güzel yansıttı.
Cahil insan,katıdır,serttir diyen Ahmet Dede, bilgili insanın engin bir görüşe sahip olduğunu anlattı .
Ahmet Uğurlu'nun "Barış ve Sevgi dini olan İslâmı ne tanıtabildik ve ne de kendimiz tanıdık" demesi çok güzel bir tespitti.
İslam
Dininin temelinin, Kuran-ı Kerimi ve Ehli Beyti sevmek olduğunu
söyleyen Ahmet Dede,coğrafyamızda kadınlar katlediliyor,insanlar
yakılıyor,haksızlık, yaşanıyorsa bu durum noksanlarımızın çok olduğunu
gösterir dedi.
Dört
kitabın, insan haklarına saygıyı ve Ahlaksal yükselmeyi emrettiğini
sözlerine ekleyen Dede,Embiya Suresinden örnek vererek, konuşmasını Aşık
Daimi'nin" Kemalâtım,Hidayetim olmazsa/ Marifet suyundan kabım
dolmazsa/Benden insanlığa eser kalmazsa/Sünni'ysem,Aleviysem ne çıkar"
mısraları ile bitirdi.
İftar
sofrasındaki diğer konuşmalarda, Erzurum da bir Cem evinin olmamasının
eksikliği dile getirildi ve yetkililerin bu konuda kendilerine vermiş
oldukları sözlerden bahsedildi.
Ötekileştirmeden,ön
yargısız, bir birini anlamaya yönelik bu tür birlikteliklere her zaman
ihtiyaç duyduğumuzun vurgulandığı iftar yemeğinde, açılan sofrayla
birlikte gönüllerinde açılması temennisinde bulunuldu.
Ramazan Ayının, kardeşlik duygularının pekişmesinde ve muhabbet
tohumlarının atılmasındaki önemi ifade eden bu davet, oldukça bereketli
ve haz doluydu.
Sevgiye,barışa,kardeşliğe
en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu zamanda böyle bir birlikteliğin hayatın
her alanında olmasını arzu ederken,"Yaratılanı, yaratandan dolayı hoş
gören" bir kültürün çocukları olduğumuzu tekrar hepimize hatırlatmak
isterim.
Gönüllere gül dikerek
Kalplere sevda ekerek
Seher vakti hu çekerek
Gelin canlar bir olalım
Gülleri gönle sererek
Bu gönlü güle vererek
Gül bağında gül dererek
Gelin canlar bir olalım
Gönlü yakıp hayy olalım
Sevda gölüne dalalım
Zikr edip hayat bulalım
Gelin canlar bir olalım
Tenimiz toprak sarmadan
Azrail sual sormadan
Beden menzile varmadan
Gelin canlar bir olalım