Türkiye halkı o kadar aldatılmış ve o kadar sömürülmüş ki!
Emeğinin sömürüldüğünü her zaman bilmiş; ama her zaman da eline geçmesi gereken beş kuruş yerine iki kuruşa şükrederek, “Allah Devlet’imize Millet’imize zeval vermesin,” diyerek yaşamaya çalışmış.
Cumhuriyet’imizin ilk yıllarında, o günün koşullarına uygun olarak ve fedakârlık yaparak bizleri bu zamana taşıyan atalarımızın öğretikleriyle bu günlere gelen nesil hâlâ devletten kendi için bir şey istemeyi şöyle bırakın, bunu talep edenlere de hayretle bakmakta.
Madem ki güçlüdür, güçlü ne derse doğrudur, anlayışını bir türlü yıkamayan halkımızın büyük çoğunluğu, ne yazık ki kendine sunulanı doğru olarak kabullenip, asla aslını astarını düşünmeye cesaret etmeyi akıllarının ucundan bile geçirmemekte direnmekte.
Gerçekten içim acıyor!
Muhalefet partisi lideri diyor ki; “ihtiyacı olan her aileye şu kadar para yardımı yapacağız!”
Devletten veya erkten asla böyle bir şey ummayan halkın bir kısmı, “parayı nereden bulacaksın,” diye soruyor.
İnanmakta güçlük çekiyor. Ve bu gerçekten içimi acıtıyor.
Çünkü geçmişte devlete vererek bu günlere gelen yurttaş, bugünkü devleti de seksen yıl önceki devlet algısıyla düşünmekte. Oysa, devleti yönetenler arasında en etkin elaman olan yürütme organını oluşturanların neden ve nasıl oluşum sağladıklarına kafa yormuyorlar.
Dünyada, kendi gelir düzeyinde dolaylı olarak en fazla vergi veren emekçi ve emekli bireylerin hâlâ bunu sorgulamaması düşünülmesi gereken konudur.
Hiçbir güçlü elindeki gücü bırakmak istemez!
Gücün ve yaptırımın sihirli değneğini elinde tutan bir yapı, bu değneği elinden alınmasına göz yummaz!.. Bunun için de her türlü çareye başvurur.
Bugünkü olan da budur.
Muhalefet partisi diyor ki; “ihtiyacı olan her aileye şu kadar maddi yardım yapacağız!”
İktidar da diyor ki; “parayı nereden bulacaksın?”
Bir kısım vatandaş da diyor ki, “haklı, parayı nereden bulacak!”
İnanamıyor!
Çünkü her zaman aldatılmış bir halk var.
Bunu soranlar şunu neden düşünmez veya sormaz!
Fert başına milli gelirin on bin doları aştığını söyleyen sizler değil misiniz?
Nerede benim on bin dolarım?
Her zaman vermeye alışmış bir millete, birisi çıkıp da size şunu vereceğim dediğinde bu hayal gibi geliyor o kişiye.
İşte bu benim içimi acıtıyor.
Biraz kafa yorsalar, biraz gerçekçi düşünerek sorgulasalar, bunun hayal değil gerçek olacağını görecekler.
Ve benim de içimin acısı geçecek!