Ben
bilmiyorum, biliyorsanız siz söyleyin: Erzurum'un dışında hangi büyük
şehirde, hem de şehrin birkaç yerinde hurdacı atölyeleri ve depoları
var?
Haşa; namusuyla şerefiyle ve de alın teriyle ekmeğini kazanan hiçbir meslek erbabını ya da meslek dalını küçümsemeyiz.
Ancak her mesleğin içinde olduğu gibi hurdacılarda da işini layıkıyla yapmayan veya yasadışı alanlara sapanlar çıkıyor.
Gelen yoğun şikâyetlere bakılacak olunursa hurdacılar, sınırı aşmada hiçbir sakınca görmüyorlar.
Erzurum, hırsızlık açısından her ne kadar "suç cenneti" sayılmasa da, sütten çıkmış ak kaşık da değil hani...
Çok da şaşırmamak lazım; zira 400 bin nüfuslu bir şehirden söz ediyoruz.
Olmasa daha iyi ama ne yazık ki suç da var, suçlu da...
Bizim
ölçümüzdeki şehirlerle karşılaştırdığımız zaman Erzurum, her açıdan
"güvenli" bir şehir sayılır. Buna rağmen özellikle bıçaklı kavga ve
hırsızlıkta başa güreşmeye çalışıyoruz.
Bıçaklı kavga bir yana;
hırsızlığın giderek artmasında en temel etken hurdacılardır. Çünkü
hırsızlar pahada yüksek, yükte hafif olan eşyaların dışında çaldıkları
her şeyi hurdacılara okutuyor!
Daha dün bir dostum anlatıyordu,
işyerinden hatırı sayılır ölçüde metal eşya çalınmış. Durumu polise
bildiren dostum, bu yolla bir sonuç alamayacağını anlayınca etrafta
küçük çaplı bir araştırma yapmış. Sonuç malum:
Çalınan eşyalar hurdacıya satılmış ve hurdacı da anında preslenmiş...
Ben yalnızca bir kişiden söz ettim; inanıyorum ki sizin de çevrenizde buna benzer onlarca yaşanmış olay vardır.
Şehrin göbeğinde faaliyet gösteren hurdacılar, hırsızlık malı eşyayı çok kolay satın alıyor ve yine çok kolay işleyebiliyor.
Hurdacıların
hepsi çalıntı mal satın alıyor dersek, ağır ve haksız bir iddia olur.
Ancak biz de biliyoruz, polis de biliyor ki bazı hurdacıların faaliyet
alanı tamamen bu...
Mümkün ki suçüstü yapılamadığı için kimse kolay kolay ilzam olmuyor.
Bu
sebeple kimin neyi çalındıysa artık polis yerine adamını bulup
hurdacıya gidiyor. Kendi öz eşyasını hurdacıdan parayla geri alan
insanları tanıyorum.
Erzurum polisi genel itibariyle başarılıdır,fakat ne hikmetse hırsızlık ve hırsızlık malı satın alan hurdacılar
noktasında yetersiz kalıyor.
Bu zaaf; hırsızın da, hırsızlık malı
satın alan adamın da ekmeğine yağ sürüyor. Bakıyorlar ki yakalanma
riski fazla değil, o halde devam...
Tamam; kabul edelim ki
yasalar eskisi gibi zecri değil. Hatta öyle uygulama var ki, şikâyetçi,
adliyeden ayrılmadan hırsız ön kapıdan çıkıp gidiyor! Hoş savcı veya
hâkim "ne iyi ettin de çaldın çırptın" demiyor, ama yasa gereği
tutuklama yoluna da gidilmiyor.
Polisin, "yasalar caydırıcı değil" şeklinde infialde bulunması bu yüzden...
Büyükşehir
Belediyesi hurdacılar için şehrin dışında bir site oluşturacaktı. Son
durum nedir bilmiyorum. Fakat Başkan Küçükler'in elini çabuk tutması
şehir adına elzem bir durumdur. Mahallebaşı, Gölbaşı ve muhtelif
semtlerdeki irili ufaklı hurda atölyeleri ve depoları, görüntü
çirkinliğine yol açtığı gibi, hırsızları da teşvik ediyor.
"Hurdacılar şehir dışında bir siteye çıkarılırsa, şehirdeki hırsızlık olayları bıçak gibi keser mi?" diyenler olacaktır.
Evet
haklısınız; hurdacılar şehirden çıkarılınca hırsızlık olayları aniden
bitmez ama şimdi ki kadar da kolay olmayacaktır. Şöyle ki hırsız her
hangi bir yerden eşyayı çalıyor en fazla on dakika içinde hurdacıya
ulaştırıyor. Hurdacılar şehirden uzakta bir alanda olursa hırsızlar için
caydırıcı olacaktır ve yolda kontrol imkânı doğacaktır. Ayrıca şehir,
gürültü ve görüntü kirliliğinden kurtulacak.
Bir de polis şeflerinden şöyle bir ricamız var:
Lütfen
memurlarınıza söyleyin, malı çalınmış vatandaşa, "Hemşerim boşuna
uğraşma, davacı olsan da değişen bi şey olmaz. Adliyeye gidip
geleceksin. Hırsızlar ellerini kollarını sallayıp dışarıda dolaşırken,
sen mağdur olmana rağmen adliye koridorlarında bekleyeceksin. Davacı
olmazsan iyi edersin" şeklinde telkinde bulunmasın.
Polisin görevi, vatandaşın şikâyetini alıp, suçluyu yakalamaya çalışmaktır.
Polis,vatandaşla-hırsız arasında arabulucu değil ki, gündüz vakti çelik
kapısı kırılarak evine girilen ve altınları çalınan doktora, "Gel vazgeç
şikâyetinden" diye dayatmada bulunuyor.
"Şikâyetçi olsan da bundan bi şey çıkmaz"
Allah Allah... Bakar mısınız şu manzaraya: Polis; hem savcı, hem hakim, hem de bilirkişi olmuş!
Sayın
polis şefleri; "hayır katiyen böyle şey olamaz" diye kestirip atmak
yerine, meseleyi içten içe bir tetkik ediniz, göreceksiniz ki yakınmalar
yersiz değil.
"Polis hurdacıları himaye ediyor, onların yasadışı
faaliyette bulunmalarına göz yumuyor" gibi kaba ve insafsız bir iddiada
bulunmuyoruz.
İddiamız, daha doğrusu vatandaşın iddiası şudur:
Bazı
hurdacılar ile hırsızlar ortak çalışıyor. Polis bu hususta daha etkili
bir pres uygulasa adamlar bu kadar kolay at oynatamazlar.
Vaktiyle hayvan pazarı da adeta organize suç örgütlerinin merkez üssü durumundaydı. Şimdi öyle değil.
Buna gücü yeten devletin, şunun şurasında üç beş hurdacıya mı gücü yetmeyecek?
Erzurum'a yakışmıyor bu durum...
Mahallebaşı adeta hurdacı kuşatmasında...
Sonra da hep beraber yakınıyoruz:
Nasıl oldu da Mahallebaşı ve Gölbaşı böyle şehirden koptu ve ötekileşti...
Başka sebeplerin yanı sıra en önemli bir etken de bu hurdacılardır.
İster inanın ister inanmayın.
Halep ordaysa arşın burada, ölçün bakın...
- Yunus Onurlu 01 Ocak 1970 02:00
Hurdacılar geri dönüşümün artması için gereklidir. Tabiki hurdacıların belirli yerlerde toanmaları gerekir. Ankara`da bile Hurdacılar Sitesi var. Hurdacı olmayan bir şehir israfın doruğa ulaştığı, metal, cam, plastik ve kağıt atıkların değerlendirilemediği ilkel bir şehirdir. Bu sorunun çözümü hurdacılara siteler inşa edilmesi ve bu sitelerin de girişinde kontrol noktaları bulunmasıdır. Kamera sistemi de kurulmalıdır.
- dadaş 01 Ocak 1970 02:00
Yahu abi ölmüşlerine rahmet nasıl güzel bir bakış açısı .. Evimizin dibindeki hurdacılardan bıktık içki içip kadın getirdiklerini bile gördük ! Polis işini yapmıyor ne yazık ki !!! Apartmanın giriş kapısını gündüz gözü söküp götürüp satmışlar hurdacılara ! Yeter artık çıkarın bu atölyeleri şehrin dışına ne presin sesi susuyor nede kendi sesleri yahu bıktık artık yeminle yaa ..!!
- MURAT 01 Ocak 1970 02:00
GAZİ SAGLIK OCAGININ YERİNİ SAGLIK BAKANI AÇILIŞINI YAPTI BÜYÜK ŞEHİR SÖYLEDİ KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPACAM SÖYLEDİ MUHUTTİN AKSAK BEN BURALARA BİŞELER YAPACAM SÖYLEDİ ALİ KORKUT SEÇİMDEN SECİME YÜZÜNÜ GÖRDÜK ŞÜKÜR VALLAHI DAHA YETER 10 SENEDİR BURDALAR HANGİ PARTİ GELİRSE GERSİN HURDACILARI TOPLASIN KENDİ SEMTİNE GÖTÜRSÜN SEÇİM SÖZÜ VERMESİN BURALARADA KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPSINLAR ŞEHİR NEREYE GİTTİ BİR BAKIN
- CENGİZ KARATAŞ 01 Ocak 1970 02:00
NENEHATUN SİTELERİ, SAĞLAM YAPI SİTELERİ VE O BÖLGEDEKİ BİR ÇOK KONUT SAHİBİ GEREKEN CEVABI SEÇİMDE VERECEKTİR. BAŞKA ŞEKİLDE ANLAMAZLAR DİNLEMEZLER BÖYLE DEVAM ETSİNLER SADECE KÜÇÜLÜYORLAR.
- alperen 01 Ocak 1970 02:00
gerçekten çok doğru bir tespit kalemine, yüreğine sağlık... İnşallah birileride bu yazıyı okur ona göre davranır..