Avşar kızı deyip geçmeyin; ya da Kürt kızı diye hafife almayın!
Bir televizyon kanalından değerli bir ilahiyatçının ayrılmasına neden olacak kadar güçlüdür sevgili film yıldızımız!
Güçlüdür!
Çok güçlüdür hanımefendi.
Bu satırların sahibi yaşında olanlar çok iyi bilir hanımefendinin magazin yaşamını.
Mesela Ahu Tuğba da vardı…
Oya Aydoğan da…
Onlar yaptıkları işin bilincinde ve haddini aşmayarak gelip geçiyorlar Türk halkının yüreğinden.
Türkan sultanı ayrı bir yere koymak gerekir elbette.
Ama Hülya Avşar Hanımefendi başkadır.
Hülya denildiğinde birçok kişiyi derin hülyalara daldıran biridir bizim değerlimiz!
Yalanım varsa namerdim.
Ben bu hanımefendiyi her zaman itici bulmuşumdur.
Kadınca mı erkekçe mi olan tavrını bir türlü anlamış değilim oldum olası.
Bu benim kendi fikrim ya da kendi eksikliğim.
Dolap kapaklarına ve duvarlarına hanımefendinin çıplak posterlerini asanlara da saygı duyarım elbette.
Saygı duymayacağım tek şey, Sayın Avşar’ın Televizyon kanallarında ahlak dersi vermeye kalkmasıdır.
Bilmediği şeyleri çok iyi biliyormuş gibi davranması ve bunu yedirmeye kalkması beni her zaman rahatsız etmiştir.
Yeni bir yaşam felsefesini düşün dünyasına sunar gibi davranması ise aklı başında herkesi güldürmekten öteye gitmemekte.
Ama bu para denilen zıkkım her zaman herkesi her yerde her konuda öne çıkararak haklı duruma getiriyor galiba.
Dominant tavrının bir erkek olarak beni rahatsız ettiğini sanmayın.
Bunun ilgisi yok!
Eğer aynı sınıfta; ya da aynı ligde oynuyor veya oynaşıyor olsaydık dönüp bakar mıydım bilmiyorum!
Ancak bildiğim tek şey, baksam da bir “centilmen” olarak sahte bir gülümsemeyle geçiştirirdim hanımefendiyi.
Yok!
Sakın ola, “kedi uzanamadığı ciğere mundar der,” cümlesini kimse aklından geçirmesin.
Bu ciğer meselesi değil, fikir sorunudur.
Bir de zevk meselesidir.
Kimileri etnik kökeniyle gurur duyar; kimileri de insan yanıyla.
Birinin Kürt yanıyla gurur duyup, Türk yanıyla şaşırması herkese nasip olmaz!
Tanrı bazılarını işte böyle ayrıcalıklı yaratıyor!
Ve bizler de; oyuncu, köşe yazarı, fikir insanı, sunucu, iş kadını olan hanımefendileri izliyoruz işte.
Bu ayıp bizim olduğu kadar, bizlere bunu dayatanlarındır da…
Güç bende, diyerek kılıcını çekenlere selam olsun.
Boynumuz kıldan ince!