Bundan önceki yazımda, TRT’de bir türkü dinlediğimi söyleyerek, türküde geçen hıyar sözcüğünü dönüp dolaştırarak şike meselesine bağlamaya çalışmıştım.
Türkü şuydu.
Bahçede yeşil hıyar, boyu boyuma uyar….
Ertesi gün telefonumda dostum ve kardeşim Sinan ÖZÇAYLAK’ın sesi;
“O hıyar değil, çınar!”
Selamsız sabahsız, hince bir ses kıs kıs gülen havasıyla, “o hıyar değil, çınar,” diye söyleyince bir an tereddüte düştüm ve düşündüm, hıyar mıydı, çınar mıydı, acaba!.. Hıyarlı olduğuna emin olunca direttim.
Çınar olabilir; ama ben hıyarlısını dinledim, dedim.
“Hıyarlısı yok,” dedi.
Sen öyle san, dedim, inanmıyorsan telefonu açarsın Erzurum TRT’ye sorarsın, göreceksin ki bunun hıyarlısı da var!
Yani ben çürümüş cahillerden değilim ki, hıyarla çınarı karıştırayım!
Her ikisinin boyunu da soyunu da bilenlerdenim.
Hıyar nerde, çınar nerde!
Hani kelimede bir harf değişse diyeceğim ki, ben yanlış anladım.
Mesala, saz eşliğinde yayvan yayvan söylenen cila sözcüğü cima olarak anlaşılabilir;
Cila yaptım göz ile/ Sana vardım köz ile…
Cila… Cima…
Cima demişken, Cübbeli Hoca’nın maceralarını basınımız üzerine basa basa bağırıyor.
Neyimiş, Cübbeli Hoca, ithal hatun getirtiyormuş!
Bundan doğal ne olabilir ki!.. Herşey küresseleşmedi mi!.. Irk ve din ayrımı yapmak ne demek yani!
“Yerli malı, yurdun malı, herkes bunu kullanmalı,” sözü çok eskilerde kalmadı mı!
Her malın ithalini kullan, hatun işine gelince kıllan!
Nasıl ki yıllarca şike yapılan sahalarda kabak Fenerbahçe’nin başına patladıysa, yataklarda da Cübbeli Hoca’nın başında yarıldı!
Hoca’nın özelinde yaptığı tercihlerden kime ne!
Belki şu söylenebilir; görsel basında ve her yerde dinden, imandan, ahlaktan bahseden biri nasıl olur da bunları yapar!
E benim saf saf dizilmiş saf halkım!.. Siyasetçiler de dürüstlükten, millete hizmet etmekten, helaldan, haramdan bahsetmiyorlar mı!.. Eee, ne oluyor peki!..
Bayrağı omuzlarından indirmeyen, vatan ve milliyetçilik konusunda ahkâm kesen sözde sanat dünyasının gözdeleri, bedelli askerlik çıkınca dörtnala bankalarına koşmadılar mı!
Sivas Madımak Oteli’nde yananları izle, Almanya’da soydaşlarımızı yakanlara “faşist” de!
HES’i başında fes gibi gezdirerek Bağbaşı köylüsünün suyunu alırken dillerinden düşürmedikleri hadislere ters düşenlere ses çıkarma!
Cumhuriyet’in ekonomik birikimleri tek tek satılırken alkışla; ama Cübbeli cima ile cıla çekerken ayıpla!
Sana ne!
Bana ne!
Sahi o türküde hıyar mı diyordu çınar mı?
Yoo, çok iyi dinledim, hıyar, diyordu!
- veis 01 Ocak 1970 02:00
ali bey i tebrik ediyorum en güzel yorumu yazdığı için
- Abdullah T. 01 Ocak 1970 02:00
Hıyar konusuna takılmış herkes sanırım . Herkesin elinin altında google amca varken :)
Ömer nazmi`nin yazdığı doğru Yeşil Hıyar diye geçer Ta ki Celal Güzelses dönemleri :) Diyarbakır türküsü idi sanırsam bu türkü . İlk hali Hıyardır . Daha sonra ki Düzenlemelerde ve söylemelerde ( Erkan Oğur vs. Yeşil Çınar olarak Geçmiştir )
Hikayesi de şöyle ki Diyarbakırda oğlanın biri Bahçede hıyar toplayan bir güzele vurulmuş , kız da ona bakıp bakıp gülmüş Falan Oğlan bu türküyü söylemiş .
Kardeş türküler falan sonra değiştirmiştir.
- Ali 01 Ocak 1970 02:00
Yorumunuzda tariz kinaye teşbih sanatlarını kullanmaya çalışıyorsunuz lakin hiçbirini bilmiyorsunuz .
Madımak`ta yananları seyret Almanya`daklere faşist de , Şikeyi Fener`in üstüne yıktılar de , Siyasetçilerden dem vurup Cübbeli`ye aba altından sopa göster , bel altı vur .
Fark edilmiyor sanmayın herkes fark ediyor . Topu oradan oraya oradan oraya atmayın doldur boşat ile . Net olun ona göre cevap verelim .
Madımak`ın tezgahın mı yazayım , Cübbeliye Tezgahı mı yazayım , Fener`in şikeyi mi yazayım bilemedim .
Ama size helal olsun Abiler HER YORUMU KABUL EDİYORSUNUZ ELEŞTİRİYE AÇIKSINIZ ..... gibi işinize geldiğini kabul edip zorunuza gideni yayımlamazlık etmiyorsunuz .
.