Hırsızına çay-kahve ikram eden adam!

Oğulları arkadaşımdır diye demiyorum ama Vehip Atalay ismi Erzurum'da 'marka isim'dir! Kitapçılık sektöründe bir numaradır. Ve iddia ediyorum! Erzurum'da yerleşik nüfüsun mutlaka o Vehip Atalay'ın hem KİTAPSARAYI'na hem de KÜLTÜRSARAYI'na girmemişliği yoktur! Bahsettiğim o iki dükkandan içeri girmeyen olmadığı gibi, onlardan nefret edenine de bugüne kadar en azından ben rastlamadım! Vefat ettiğinde mezarına iki kürek de benim toprak attığım o rahmetli Vehip Atalay ne kadar beyefendi bir insan idiyse, bugün oğulları da öyledir! Göksal'ı, Temel'i, Adnan'ı, Mutlu'su, Aydın'ı ile oğulları babaları gibi kitap sektöründe sadece Erzurum'da değil, tüm Türkiye'de de ün salmışlardır! Bu aileye yakınlığımdan dolayıdır biliyorum, 'Atalaykardeşler'in her il'den tanıdıkları, dostları vardır ve çoğu ile ailecek de görüşürler..

***

Belki uzaktan tanıyanların çoğu bilmez. Atalay kardeşler, değişen şartlar sebebiyle, biraz da büyüyüp dağılmaktan korktukları için işlerini küçülttüler, ama yürekleri hala büyük! Onlar için çok paranın değil ama bir 'Merhaba'nın çok kıymeti vardır! Sevgilerini hemen belli ederler, 40 yıl geçse de sevdiklerine aynı muhabbeti besler ve sevdiklerine aynı sevgiyi-saygıyı duyarlar. Alacaklarında da naziktirler, vereceklerine de! Veresiye defterlerinde isimler çoktur ama çok dara kalmasa, gidip istemezler bile..  Yüzleri yumuşaktır. Yüzleri hep güleçtir! Özellikle Adnan'larıyla 25 yıldır 'sıkı-fıkı'yımdır! Hepsi de kardeştir ama hepsinin de farklı özellik, huy ve beğenileri vardır. Ama hepsinin de ortak bir özelliği vardır, o da dediğim gibi kibarlıklarıdır! Öyle ki onlar, dükkanlarından kitap çalanlara karşı da kibardırlar! Hırsızlarına çay, kahve ikram edecek kadar kibar!

***

Kendi döneminde Tıp Fakültesi'nden mezun olan hekimlerin buluşması için Erzurum'a gelen ağabeyimiz Dr.Mehmet Yavuz'un 'Doktor Beyin' kitabının satışını sormak üzere girdiğimiz KÜLTÜRSARAYI'nda, ayaküstü yaptığım mini sohbette Adnan Atalay'ın bir ifadesi ile şaşa kaldım! Dost canlısı, 'güzel adam' Adnan, çok kısa süre önce müşteri olarak dükkana gelen 'kerli-ferli' müşterilerinden birinin öğrenciliği döneminde bir kitap çaldığını ve o kitabın bugünkü piyasa değeri ile ücretini ödediğini söyledi. Son yıllarda öğrenciliği döneminde dükkanlarından kitap çalanların yıllar sonra kendilerine gelip  o çaldığı kitapların ücretini ödediklerini ve helallık istediklerini belirten Adnan Atalay, ''Sadece son yıllarda bana böyle 5-6 kişi rastladı. Mutaka diğer kardeşlerim de benzer olaylara şahitlik etmişlerdir'' dedi. 

***

Adnan'ı yaıkndan tanıdığım için sormadan edemedim. 'Nasıl oluyor o an? Sana, sizin dükkandan kitap çaldığını söyleyen olduğunda ilk tepkin ne oluyor? Sonra adama nasıl davranıyorsun?' diye sordum. Aldığım cevap beni hiç şaşırtmadı: Doğrusunu istersen karşımda 'sizin dükkandan kitap çaldım' diyen adamın kılığına kıyafetine bakıyorum da önce inanamıyorum, şaka yapıyor sanıyorum. Sonra son derece anlayış gösteriyorum, 'Canınız sağolsun' falandiyorum. Zaten çaldığı kitabın adını, yılını ve o günkü fiyatını da söylüyorlar. Çoğu da ders kitabı olan bu kitapların, sırf gönülleri rahat etsin diye tahmini bir fiyat vererek ücretini alıyorum. Sonrasında elbette oturtuyorum. İçeride müşteri de olsa, onunla ilgileniyor ona çay-kahve ikram ediyorum!''

***

Ben bu Atalay'ları işte bu yüzden de biraz daha seviyorum. Bir çoğu gibi büyüyüp holdingleşemediler ama 'halim-selim esnaf' sınıfında yeraldı, şehrin 'katma değerleri'nden oldular. Hırsızına bile çay-kahve ikram eden, günümüzün zenginleşen ama parasını cebinden aldığında 'hiç bir şeyi kalmayacak olanların' bulunduğu bir ortamda Adnan ve yürekli kardeşleri, sizi bilmem ama, benim kalbimde holdingleştiler!

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.