BölgeHaber Girişi : 08 Mart 2014 13:14

Hey gidinin efesi...

Hey gidinin efesi...
Yörük Ali; 1896 yılında Aydın Sultanhisar'da doğar...
Üvey baba elinde büyür...
Askere gider...
Orada kendisine zulüm yapıp duran bir Ermeni çavuşu yaralar ve firar eder!
Verir kendini dağlara, kurar çetesini...

Anlayacağınız zorla çeteci yaparlar bu yiğit Anadolu evladını!
Zorla...

"Şu Dalma'dan geçtin mi
Soğuk sular içtin mi
Efelerin içinde
Yörük Ali'yi seçtin mi"


Türküsü yakılır, yiğitler bu türküyle zeybek oynar...

***
Arkası gelmez bizim yakın tarihimizde "zorla" çeteci yapılan yiğitlerin, yiğitlere yapılan haksızlıkların. Aslında,  Allah'ın bir lütfumudur nedir?
Hani,  o Hak vergisi yiğitlikleri çıksın diye ortaya!

Bu memleket çok gördü devşirmelerin yiğitleri nasıl kıstırmaya çalıştıklarını. Kim başardı, kimi başaramadı.  Sonra yiğitlerin bir başka işareti daha var. O işaret de yine Hak'tan...
Zaten türküde öyle der: onlar seçilmek içindir!

***
Devletin devşirmesine isyan, devletin zatına değildir.
Yeter ki devlet,  devlet ola, yiğidine sahip çıka!

Devlet,  emrede de; yiğit boynunu eğmeye...
Devlet istesin; boyun ilmekte...
Devlet istesin; can zindanda...
Ama yeter ki devşirmeye bırakmaya işi!
Yeter ki devlet isteye; gider yatar yiğit;  ya mahpusta ya mezarda...
Ne edelim ki;  yiğidi de devşirmesi de bol, emperyal bir milletiz.
İmparatorluklar varisiyiz ya!
Ne derseniz deyin. Bence günün yiğidi Sayın Başbakan!
Eğer onda da  bu yiğitlik mayası olmasaydı, zor giderdi Pınarhisar'a.
Devrin devşirmeleri yaptı yapacağını ama kalmadı yanlarına...

****
Gün geldi sonraki devrin devşirmeleri, önceki devrin devşirmelerinin, yiğitlerini zulümlerine mazeret yaptılar.  Gittiler bu devrin yiğitlerinin üzerine. ..
Bu devrin yiğitleri de "eyvallah" dediler. Girdiler zindanlara.
Sayın Başbakan'da bunu görmüyorsa kim görsün ki?
Gördü galiba!  
İşte, o devrin yiğidini,  bu devrin yiğidinin  "seçmesi"dir;  Silivri çıkışında Başbuğ Paşa'ya açılan o telefon. O hatır sorma, o geçmiş olsun dileği...

***
Bu Millet uzun uzun seyreder. Devlet işlerine pek karışmaz. İmparatorluklar terbiyesindendir bu sükût. Ama şunuda iyi bilir ki; yiğit,  yiğidi meydanda seçer.
On yılı geçkin çalkalanmaktan başı dönen bu ülkede,  yirmi küsur yıllık bir gazeteci olarak nasıl mutluyum bilemezsiniz.
Çok şükür ki; Başbakan nihayet o öz mayasındaki özgüvenle , cezaevi çıkışında milli ordumuzun Başbuğ'unu, ilk arayandı.
Ve tüm yaşadıklarına rağmen bir asker duruşuydu; Başbuğ Paşa'nın "kin yok" demesi...
Demem o  ki;  en azından yiğitler arasında artık kavga olmayacak,
Demek o ki; devşirmelerin artık hiç olmazsa bir süre devri kapanacak.

***
Çok eleştiriyoruz Sayın Başbakan'ı, bazen açıktan,  bazen aklımız  sıra çaktırmadan.
Ama bu,  bir Milli meseledir.
Umarız en doğumuzdan en batımıza kadar her yerimizi kuşatan bu devşirmeler gider.
O zaman biliriz ki; devletin yiğitleri kol kola verince ne devşirmelere ne de akil adamlara gerek vardır.
Ve o devşirmelere, o akillere yeis ve keder; bize de türkü yakmak düşer.

"Şu Dalma'dan geçtin mi
Soğuk sular içtin mi
Efelerin içinde
Yörük Ali'yi seçtin mi?"

Artık, darısı içerideki diğer yiğitlerin başına. Suçu olan elbette cezasını çeksin.
Ama artık yiğitler de kendi öz  yiğitlerini seçsin!
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.