SiyasetHaber Girişi : 10 Aralık 2013 19:28

'Hesap vermek namuslu bir görevdir'

'Hesap vermek namuslu bir görevdir'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Hesap vermek bir iktidar için zül değil, onurdur. Namuslu bir görevdir' dedi.
Erzurumajans-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu, "Hesap vermek bir iktidar için zül değil, onurdur. Namuslu bir görevdir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmaktır. Ama siz hesap vermekten korkan bir hükümeti destekleyeceksiniz en büyük endişem bu" dedi.

2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Tasarısı'nın görüşmelerinin yapıldığı TBMM Genel Kurulu'nda partisi adına söz alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün billboardlarda bizim bir ilanımız olacaktı, 'vatandaş vergisini veriyor, hükümette hesabını verecek' ve 'Sayıştay raporları TBMM'ye gelsin.' Bu duyurumuz maalesef yayınlanmadı, hükümetten korktular" diyerek konuşmasına başladı. Kılıçdaroğlu, verginin bir insanın yaşamında ne kadar önemli olduğunu ifade ederek, vatandaşların bu vergilerin nereye harcandığını öğrenmek zorunda olduğunu belirtti.

"HESAP VERMEK NAMUSLU BİR GÖREVDİR"


Sayıştay Raporlarının TBMM'ye gelmesinin zorunlu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bizim adımıza denetim yapacak olan kurum Sayıştay'dır. Sayıştay'ın raporu TBMM'ye gelmek zorundadır. Bütçe yasası diğer yasalar gibi değildir. Bütçe Yasası'nı getirip Torba Yasa gibi 10 dakikada geçiremezsiniz diyor Anayasa'da. Hesap vermek bir iktidar için zül değil, onurdur. Namuslu bir görevdir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmaktır. Ama siz hesap vermekten korkan bir hükümeti destekleyeceksiniz en büyük endişem bu" diye konuştu.

SAYIŞTAY RAPORLARI TARTIŞMASI

Yürürlükte olan Sayıştay Raporu ile ilgili açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "Gümrük Ticaret Bakanlığı'nın gerçek raporu bu. TBMM'ye gelen rapor ise bu" diyerek raporları gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Kul hakkı yemenin günah olduğunu söylüyorsunuz değil mi? Bu rapor niye gelmiyor da diğer rapor geliyor. Bu raporu bu hale kim getirdi. Bir Allah'ın kulunun çıkıp parlamentoya bunu izah etmesi gerekir. Buna önce sizin izin vermemeniz gerekir. Bu raporların nasıl düzenleneceğine dair Sayıştay'ın kendi iç düzenlemesi var" ifadelerini kullanarak iç düzenlemeyi okudu.

Eleştiriye saygı gösterilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben sizin vicdanınıza sesleniyorum. Ben düşünüyorum, sizin de düşünmenizi istiyorum. 'Kul hakkı yemeyeceğiz' diyorsunuz nasıl yemeyeceksiniz? Adalet Bakanlığı'nın bütçesini siz hangi gerekçe ile kabul ettiniz. Geçen yıl da itiraz ettik Sayıştay Raporları gelmediği için. 132 rapor düzenlendi, bir tanesi bile Meclise gelmedi. Suçlulardan birisi kimse kusura bakmasın TBMM koltuğunda oturan sayın Cemil Çiçek'tir. TBMM'den Sayıştay'ın raporu hangi gerekçe ile saklanır. İçinde kirli sayfalar var. Yürütme organı, yabama organı hesap vermek istemiyor. Torba Kanunu çıktı, 1 madde eklendi ve Sayıştay'ın denetim yapma yetkisi sınırlandı. Sizlerin oyları ile oldu arkadaşlar. Bana bir daha 'biz kul hakkı yemiyoruz' demeyin. Biz Anayasa Mahkemesi'ne gittik ve dedik ki, Sayıştay'ın denetleme yetkisini kısıtlayamazsınız dedik. Anayasa Mahkemesi 'raporlar TBMM'ye gelmeden olmaz' diyor. Yürütme organı, Şu arkada oturanlar bu parlamentoya saygı göstermiyorlar. 2013'de bir yasa daha geldi, Sayıştay'ın denetim yetkisini tamamen kaldırmak için. O şimdilik bekliyor bir köşede çıkmadı. Sayıştay üyelerini bu defa devreye koydular. 50 Sayıştay üyesinin 42'sini bu hükümet seçti. İktidar milletvekillerinin de sorgulaması lazım ama tam aksi yapılıyor. Bu bütçe meşru bir bütçe değil. Bütçesi meşru olmayan bir hükümetin meşruiyeti her zaman tartışılır. Sayıştay'da TBMM'ye bilgi vermeyerek o da ayrı bir suç işlemiştir" şeklinde konuştu.

"YÜRÜTME ORGANI BU PARLAMENTOYA SAYGI DUYMUYOR"

Yürütmenin yasamayı tanımadığını söyleyen ve yürütmenin parlamentoya saygı duymadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu parlamentonun sorması gereken bir şey var, bu yürütme organı bu parlamentoya saygı duymuyor. Bu hükümet saygı duymuyor değer de vermiyor. Yasama organı diye bir organı tanımıyorlar. Hükümet yasaları çiğnerse vatandaşa ne diyeceğiz biz. Bu hükümetin çok defosu var. Başbakan bir konuşma yaptı, 'ABD'de Orgegon'da 5 bin kişiye su temin edecek bir programı devreye TİKA ile koyduk' diyor. Biz Kızılderililere yardım edilmesin demiyoruz, bu Kızılderili kabilesinin nesi var nesi yok diye araştırdık. Tatil köyleri, kumarhaneleri, orman ürünleri işletmesi, konpozit ürün fabrikaları, risk sermayesi şirketleri, Oregon'un en büyük barajlarına sahipler ve siz oraya su götürüyorsunuz. Ayrıca enerji şirketleri var. Sayıştay Raporları bunlar ortaya çıkmasın diye getirmiyorlar. Sizi aldatıyorlar. Ordu merkeze bağlı Gökömer köyünde su yok. Antalya Gazipaşa'ya bağlı Küçüklü'de su yok. Sen kalkmışsın Oregon'un barajlarına sahip olan Kızılderililere 200 bin dolar çek veriyorsun. Bunun hesabını sormayacak mıyız? TİKA Tunus'a da yardım yapmış, 6 adet TOMA aracı göndermiş oraya. Robokop elbiseleri, cop ve 5 bin adet kelepçe göndermişler. TİKA'nın görevi bu mu? Bu hükümeti taktir ediyorum, hükümet kadar halkı aldatma konusunda Türkiye'de becerikli başka hükümet görmedim" ifadelerini kullandı.

"1 TRİLYON 678 MİLYAR KAYNAK KULLANILDI, 4,8 BÜYÜMEK İÇİN"


4.8 büyümek için kaç lira kaynak kullanıldığını soran Kılıçdaroğlu, "2003-2013 arasında bu hükümetlerin kullandığı kaynak, 133 milyar dolar iç borç kullandılar, 2013'ün ilk 6 ayı için, 238 milyar dolar dış borç kullandılar, 2013'ün ilk 6 ayı için, 50,5 milyar lira özelleştirme yaptılar, 2013'ün Kasım ayı itibariyle, 1 trilyon 257 milyar dolar vergi topladılar, Ekim 2013 itibariyle. Toplam 1 trilyon 678 milyar kaynak kullanıldı, 4,8 büyümek için" açıklamasını yaptı.

"AÇIK ÇEK VERİYORUM"

"Bu kafa ile ilk 10'a girebilir miyiz, bu kafa ile ilk 10'a girmeyi unutun. Türkiye'yi üretime endekslerseniz gireriz" diyen ve Türkiye'nin ekonomi politikalarını eleştirerek diğer ülkelerle kıyaslayan Kılıçdaroğlu, AK Partili milletvekillerinin itirazları üzerine, "Açık çek veriyorum, Başbakan arzu ederse sadece ekonomiyi konuşmak üzere bu parlamentoda bir araya geliriz. Gerçekler acıdır" dedi.

KILIÇDAROĞLU BAKAN EKER İLE TARTIŞTI

34 milyon hektar arazinin 2002 yılından bu yana ekilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in itirazı üzerine "Sayın Bakan sen kusura bakma, sen bu ülkeye saman ithal eden bir Bakansın. Bu ülkenin toprağı mı yok, bir düşün bu ülke nasıl saman getirdi buraya. Kalkmışsın oraya konuşuyorsun. Sor bakalım besicinin derdini. Çiftçi haciz kıskacında" ifadelerini kullandı.

"KILIÇDAROĞLU'NDAN DİYARBAKIRLILARA SİTEM"

2002'de icra dairelerinde 8 milyon icra dosyası olduğunu, 2013'de bu rakamın 21 milyona çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin icra dairesi törenle açılış yaptığını belirtti. Hükümete hayran olduğunu gizlemediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Başbakan'da Diyarbakır'da hapishane yapma sözü verdi. Hakkını teslim etmek lazım oyunu da artırdı. Diyarbakırlılara da selam gönderiyorum. Demek ki hapishane ihtiyacınızı Sayın Başbakan yakında giderecek ve sizde kurtulacaksınız" diye konuştu.

"BU PARLAMENTOYA BİR KESİN HESAP KOMİSYONU GEREKİYOR"


Türkiye'nin dolar milyarderinin Japonya'nın iki katı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Yırtık ayakkabı ile siyasete girdik' diyordu. Şimdi dünyanın en zengin Başbakanlarından bir tanesi. Milletvekili seçildiğimde mal varlığımın tamamını internet sitesine koydum, tamamı benim alın terim. Vergi denetimini bir silah olarak kullanıyorsunuz. Gelir İradesi Başkanlığı'nı inşallah yeniden yapılandıracağız. Vergi denetimini siyasetin dışında bırakacağız. Bu ülkeye vergi veren her vatandaş eli öpülecek adamdır, dövülecek değil. Siz dövüyorsunuz. Merkez Bankası kesinlikle özerkleştirilecek. 'Karar almadan önce Başbakan ile görüyorum' diyordu Merkez Bankası Başkanı, olmaz. Merkez Bankası Başkanları fazla konuşmazlar, sıcak siyasetin dışında kalırlar. Bu parlamentoya bir kesin hesap komisyonu gerekiyor. Onun başkanlığı mutlaka muhalefete verilmeli, çünkü iktidar hesap vermeli. Kesinlikle siyasi ahlak yasasını çıkartacağız. El kaldırıp indirme mekanizmasının dışına çıkartacağız bu parlamentoyu" şeklinde konuştu.

Başbakan'ı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Eğitim sistemi bütün dünya ülkeleri için stratejiktir, eğitimi sabah yatıp akşam şekillendiremezsiniz. 5 yaşındaki çocuğu okula gönderdiniz. Anneler çocuklarını okula göndermemek için rapor almaya kalktılar. Başbakan kalktı o anneleri suçladı. 'Sizin çocuklarınız geri zekalı mıdır?' dedi. Başbakan birazdan bu kürsüye gelecek, bütün annelerden özür dilemişi gerek. O çocukları siz denek olarak kullandınız, hakaret ettiniz, hem çocuğa hem annesine hakaret ettiniz. Oturup adam gibi bir eğitim sistemi kuramadılar, 5 tane Milli Eğitim Bakanı değiştirdiler. Bu hükümete hayranım, bir bakanları var, çıktı bir konuşma yaptı, 'biz Müslüman bir ülkeyiz, bizden mucit çıkmaz, biz ara elaman yetiştireceğiz' diyor. Allah akıl fikir versin. Başbakan bir yere gidiyor o ilde sıkıyönetim ilan ediliyor. Hangi çağda yaşıyoruz, demokrasiden gittikçe uzaklaştığımızın farkında değil misiniz arkadaş. Parlamentoya gelirken bile Başbakan 150 koruma ile geliyor. Bence Bakanları dışarıya çıkartsın, korumalar girsin. Kenan Evren döneminde bile bu yapılmadı, istihbarat ile devlet yönetilmez, devleti yönetecek adamda önce insan sevgisi olacak. Gezi Parkı eylemlerinde söylemediği kalmadı, yapmadığı kalmadı. Mizahla bozdular fiyakasını, bütün dünyada saygınlığını bozdular. Gezi olayları demokrasi tarihine vurulmuş silinmez bir damgadır artık. O gençler yılmazlar, o gençler idam sehpalarından geçtiler yılmadılar, işkencelerden geçtiler yılmadılar, senin TOMA'larından, biber gazından, kelepçelerinden mi korkacaklar. Sayın Başbakan mala acıdığın kadar birazda cana acısan ne olur. 14 yaşındaki Berkin hala yoğun bakımda. Beyefendinin derdi, seramikler gitti. Köşeyi döndünüz, zengin oldunuz, bu gariban bir çocuk, 14 yaşında. Mısır'da ölen kıza ağlarsın, burada 7 kişi ölmüş gözünden yaş bile akmaz, dönersin dersin ki, 'şu seramiklere yazık oldu" ifadelerini kullandı.

2004 MGK KARARLARI

2004 MGK kararları ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, "Bu iktidar döneminde caminin imamını 8 saat terörle mücadele tutmak hangi vicdanın işi. 'Belgesi var açıklayacağım, açıklarsam yer yerinden oynar' diyor. Sayın Başbakan açıklamadan bir gün önce haber ver de vatandaşlar evlerinden çıksınlar, depremden zarar görmelerini istemeyiz. 2004'de tıpış tıpış gittin MGK kararlarının altına imza attın. 'O günün şartları onu gerektiriyordu' dediler. Erbakan'a 'niye dik durmadın' diyordun. Gazeteye ve gazeteciye suç duyurusunda bulunacaklar. MİT, MGK ve Başbakan suç duyurusunda bulunacak. Halkı ilgilendiren belge suç unsuru değildir. Veren suçludur. Yayınlayan dünyanın hiçbir yerinde suçlu konumunda olmaz. 28 Şubat kararları yayınlandığında niye itiraz etmediniz. Siyasette çifte standart var mı? Türkiye'yi yarı açık cezaevine döndürdünüz. Başbakan'a bir soru sormak istiyorum, 2013, Ankara'da doğalgazı hangi gerekçe ile karneye bağladınız. Bunu öğrenmek istiyorum. Savaş hali mi var, doğal gaz sıkıntısı mı var? Dışişleri Bakanı 'çapsız' dediğim için beni mahkemeye verdi, galiba biraz yanlış yapmışız, bütün komşularla sorunlu hale gelmek için bir insanın çapının olması lazım" açıklamasını yaptı.

"ÖMER ELBEŞİR'İ SEN HANGİ GEREKÇE İLE TÜRKİYE'YE GETİRDİN ALTINA KIRMIZI HALI SERDİN"

Hükümeti Suriye ve Mısır politikaları üzerinden eleştiren Kılıçdaroğlu, "Darbeye karşısın eyvallah, Ömer Elbeşir'i sen hangi gerekçe ile Türkiye'ye getirdin altına kırmızı halı serdin. Ömer Elbeşir Tuğgeneral rütbesi ile darbe yaptı Sudan'da, savaş suçları mahkemesinde yargılandı ve mahkum oldu. BM rakamlarına göre 300 bin kişi Sudan'da öldürüldü. 300 bin kişinin katili birisini, bir darbeciyi sen Türkiye'ye getirip altına kırmızı halı seriyorsun, Mısır ile ortak kültürümüz, tarihimiz var, bizi bu hale getiriyorsun. Başbakan bunun hesabını vermek zorundadır Başbakan. Madem ki, Suriye'de El Kaide militanlarına silah gönderiyorsun, size tavsiyem Dış İşleri Bakanı'nı TIR şoförünün yanına oturtun, uyuşturucu ihbarı bile gelse polis onu aramaz, gün yüzüne çıkmadan silahları El Kaide'ye göndermiş olursunuz" dedi.

CHP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ CANİKLİ'Yİ KONUŞTURMADI

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından sonra sataşma olduğu gerekçesi ile söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Canikli'nin konuşmasını engelleyen CHP'li milletvekilleri, sıralara vurup Canikli'yi konuşturmadı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, bir grup başkanvekilinin Genel Başkan'ın konuşmasından sonra söz almasının uygun olmadığını söyleyerek söz aldı. AK Partili milletvekilleri de Muharrem İnce'nin kürsüye çıktığı anda kısa süreli masaya vurarak protesto etti. İnce, Kılıçdaroğlu'nun AK Partili milletvekillerine 'robot gibi' demediğini ifade etti.
Tutanakların geldiğini belirten Çiçek, "Sayın Kılıçdaroğlu bugün bir yerde noktalaması lazım. 2 dakika konuşup konuşmamasının önemi yok. Her zaman iki dakikayı biz birbirimize veririz. Ben sataşma olmasın diye ikazda bulundum. Bu işi alevlendirmenin anlamı yok. Usül tartışması bitmiştir. Tutanakları getirteceğiz" dedi.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • okan türk 01 Ocak 1970 02:00

    Seni sevmem ama dün konuşmanı dinledim çok hoşuma gitti çok güzel şeyler söyledin ....