İstanbul Maltepe’de bulunan Erzurumlular Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Vakfı’nda geleneksel olarak yapılan herefene toplantılarının 2012 yılının Aralık ayı son toplantısı adeta final havasında geçti.
Erzurumajans-İstanbul Maltepe’de bulunan Erzurumlular Eğitim Kültür ve Yardımlaşma
Vakfı’nda geleneksel olarak yapılan herefene toplantılarının 2012
yılının Aralık ayı son toplantısı adeta final havasında geçti.
Program sunuculuğunu Vakfın Genel Sekreteri Hasan Koç yaparken, davetli
sayısının bir hayli fazla olması ve kadın kollarının da programa
katılması dikkat çekti.
Yaklaşık 300 kişinin katıldığı toplantıya,
Maltepe Belediye Başkanı Dr. Mustafa Zengin çelenk gönderirken,
İstanbul Ak Parti Milletvekili Osman Boyraz, Oltu Belediye Başkanı
İbrahim Ziyrek, Vakfın yönetim kurulu Başkanı Suha Dengizek ve yönetim
Kurulu üyelerinden Bülent Gül, Tuncay Atasever, Kasım Karakaş, Nihat
Önal, Anadolu Beyoğlu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri İdari Hizmetler
Başkanı Dr. İsmail Kartal, SGK Pendik Merkez Müdürü Kenan Koçak, Ak
Parti Maltepe İlçe Başkanı Av. Kamil Barkır, İstanbul Vakıflar Bölge
Müdürü İbrahim Özekinci, Av. Necati Bölükbaşı, Kurtlar Vadisi dizisinde
Mete Bey karakterini canlandıran sanatçı Recep Cinisli, TRT sanatçısı
Yavuz Değirmenci, Vakfın Kadın Kolları Başkanı Neşe Şairoğlu ve çok
sayıda davetli katıldı.
KUR’AN-I KERİM DERSLERİ MEYVESİNİ VERDİ
Vakıfta başlatılan Kur’an-ı Kerim güzel okuma derslerine katılarak
eğitim alan kursiyerler sunum yaptılar. Diyanet İşleri Başkanlığı
Mushaf Denetleme Kurulu Üyeliği de yapmış ve daha önce de Maltepe Merkez
Camii Baş İmam Hatiplik görevi yapan Cihat Durmuş Hoca efendinin
başlattığı Kur’an-ı Kerim’i güzel okuma çalışmalarına katılarak eğitim
alan aralarında Suha Dengizek başkanında bulunduğu kursiyerler,
öğrendiklerini de Fatiha suresini toplu olarak okuyarak sergilediler.
Programda Cihat Durmuş Hoca hem ilahi söyledi hem de dini konularda
gelen soruları cevapladı.
DENGİZEK: “BURADA GÜZEL İŞLER YAPILIYOR”
Erzurumlular Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Vakıf Başkanı Süha Dengizek
yaptığı konuşmada, “Herefene toplantımıza hepiniz hoş geldiniz şeref
verdiniz. Zira çalışma gayemizin temelinde Erzurum ve Erzurum’luya
hizmet etmek olduğu sürece azimle devam edeceğiz. Vakfımızda ki bu güzel
faaliyetleri gören Dadaşlar da desteklerini eskiye oranla daha fazla
göstermektedirler, bu durumda biz yöneticileri memnun etmektedir. Hayır
işleri yapmak isteyenler vakfımıza buyursun gelsin, burada güzel işler
yapılıyor. Geleceğimiz olan nesillerimizi bu vakıflar bünyesine eğitelim
destekleyelim, gençlerimize burs verelim.
Ben burada bir şeyi
açıklamak istiyorum biz burada bir Kuran kursu başlattık sağ olsun Cihat
hocamız bize 16 günde Kur’an-ı Kerim’i güzel okumayı öğretti. Biz
çocukken orta okula giderken, rahmetli babam her sene bizi hocaya
yollardı giderdik gelirdik, ben Kuran’ın düz bir şekilde öğrenmişim o
bilgimizle bugünlere gelmişiz. Şimdi aldığımız eğitim sonrasında diyorum
ki ben Kur’an-ı Kerim okumayı bilmiyormuşum.
Biz Salı günü
Perşembe Cuma günleri saat 19.30 dan itibaren Kuran dersi alıyoruz
burada. Başladık hepimiz elli yaş üstü insanlarız, bunda utanma yok ben
öğrenmek isteyenleri Salı, Perşembe, Cuma günleri vakfımıza davet
ediyorum” dedi.
BOYRAZ, “VAKFIN GELİŞMESİ İÇİN DESTEK VERELİM”
İstanbul Ak Parti Milletvekili Osman Boyraz yaptığı konuşmada, “Bu
vakıf çok faal, bu kadar insanı bir araya getirmek kolay değil. Bu
başarılı çalışmaları yapan vakfın daha faydalı çalışmalar yapabilmesi
için vakfın gelişmesi açısından yapılması gereken bir çalışmaya destek
vereceğimi belirtmek istiyorum. Bir organizasyonda temel unsur insanın
olmasıdır, insanın olmadığı hiçbir yerin anlamı ve kıymeti yoktur.
Bu vakıf tabela vakfı değil, vakıf faaliyetlerine AB fonları veya
başkaca kurumlar tarafından destekler verilmektedir. Bugün Avrupa
Birliği fonlarında bu tarz organizasyonlarına ciddi anlamda yardımlar
yapılıyor. Eğer Erzurum kültürünü tanıtılması konusun da bir proje
hazırlanırsa ben takipçisi olacağıma söz veriyorum. İlgili Bakanlığın
önünde yatarak konunun takipçisi olacağım” Erzurum kültürünün
tanıtılmasından tutun aşağıda yapmış olduğunuz organizasyonlarla ilgili
bu noktada hem bilgi anlamında destek veririz her türlü desteği veririz.
Burası 6 katlı bildiğim kadarıyla açılışına da katılmıştım emin olun
İstanbul’da böyle bir organizasyon böyle büyük bir yer yok gerçekten
burada hepinizin alın teri, emeği, samimiyeti, duası, gözyaşı var.
Hepiniz cebinizden harçlıklarınızla bu mekanı temin ettiniz ve bu
mekanda gerçekten Kuran-ı Kerim’den sosyal projelere kadar her şey
yapılıyor. Yalnız biraz önce buraları gezerken dikkatimi çekti burada
hem çok nitelikli insanlar var hem de derneğin diğer tabela
derneklerinden farklı olduğunu fark ettim ben üzerime düşeni yapacağım”
dedi.
ÖZEKİNCİ, “ERZURUMLULAR VAKIFÇILIK KONUSUNDA GURUR DUYMALILAR”
İstanbul Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Özekinci, “Biraz önce ilahi
okuyan hocamız şöyle başladı mahşerde halımız nola? Gerçekten bu çok zor
bir soru mahşerde halimiz inşallah vakıf ruhuyla yardımlaşma ruhu ile
yaşasın inşallah mahşerde halimiz çok iyi ola diye düşünüyorum.
Vakıf dediğimiz zaman sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı anlıyoruz. Vakıf
kültürü kaynağını tamamen İslam kültüründen almaktadır. Peygamberimizin
özellikle yardımlaşmayla ilgili hadis-i şerifleri bu konuda vakfın
önünü açan örneklerden bir tanesidir. Peygamberimiz insanlar öldükten
sonra ameli kesilmeyen hayırlı işlerle daha sonrada mahşerde aynı
şekilde bu sevabın devam edeceğini söylemektedir.
Vakıf dediğimiz
zaman içerisinde sosyal yardımlaşma vardır. Özellikle Osmanlı döneminde
bu yardımlaşma had safhaya çıkmıştır. Ben bunu sadece bir örnekle
anlatmak istiyorum. Orta çağ karanlığındaki Avrupa da akıl hastaları
içlerinde şeytan var denilerek diri diri yakıldığı bir dönemdir. Akıl
hastaları ama Osmanlı İmparatorluğunda ecdadımız akıl hastalarına deli
veya benzeri bir tabir kullanmamış demiştir ki “bunlar muhterem
acizlerdir” o muhterem acizler içinde bazı şifalar yapmıştır.
Yine
Osmanlı döneminde çok ciddi bir vakfımız var ki, o dönemler de batılı
bir diplomat batılı bir teorisyen batılı bir iktisatçı diyor ki; o
dönemin şartlarında fakirler evlenmesin diyor evlenirlerse çocuk sahibi
olmasın çocukları olursa öldürülsün diyor. Bakın bu 1790’lı yıllarda
İngilizler bu süreci Robert Thomes Malt’ın çok ünlü bir teorisi. Bu
olmuş mudur derseniz bence olmuştur.
Sanayileşme dediğimiz dönemde
Avrupa’da on yaşına gelmeden çocuklar demir ocaklarında maden
ocaklarında çelik ocaklarında çalıştırıldılar ve 15 yaşına gelmeden
gençliğin bağrında öldüler ve bu gerçekleşmiştir, milyonlarca insan
ölmüştür. Ama aynı dönemde Osmanlı coğrafyasında fakir ailenin çocukları
tek bir ailenin çocuğu vakıf evinde doğar oranın beşiğinde uyur vakıf
mallarından yer içer orada okur daha sonra vakıf okulunda öğretmenlik
yapmaya başlar ve orada ölür. Vakfiyelerimiz gereği arkasından Yasinler,Tebarekeler, Ammeler gönderilmeye devam eder.
İşte böyle bir
dönemde vakıflar genel müdürlüğü bu medeniyete sahip çıktı. 1998- 2003
yılları arasında sadece 48 eser onarılmış iken bugün son sekiz sene
içerisinde bu sayı 4448’e çıkmıştır.
Bu sadece restorasyon değil
fakir fukara dediğimiz insanlara aylık 500 TL 10.000’e yakın insana maaş
ödüyor, vakıflar genel müdürlüğü. Bunun dışında özürlü dediğimiz
çalışma gücünü kaybetmiş vatandaşlarımıza maaş ödüyoruz, aynı zamanda
şehitlerimizin çocuklarına sahip çıkıyoruz, onlara burs yardımları
yapmaya devam ediyoruz.
Vakıflar genel müdürlüğü son dönemde çalışmalarına hız verdi.
Ama sadece biz vakıflar genel müdürlüğü olarak bu yardımlaşmayı
yapmıyoruz. Özellikle şunu söylemek istiyorum bizim vakıflar genel
müdürlümüzün logosuna baktığımız zaman 1048 rakamını görürsünüz. Bu 1048
rakamı nedir, vakıflar tarihinde yazılı olan ilk belgedir. Peki “bu
belge nerde” der iseniz, işte Erzurumlular bu konuda son derece
gururlanabilirler çünkü Pasinler’de Halil Divani adlı bir
hayırseverimizin ilk yazdığı, elimize ulaşan vakıf senedi işte Vakıflar
Genel Müdürlüğünün bugünkü logosunu oluşturmaktadır, bir kaynağı da
Erzurum’da çıkmaktadır.
Bende 2005 yılında Erzurum’da bölge müdürü
olmadan önce müfettiş olarak görev yaptım, Pasinler’de kaldım. O dönemde
Oltu’da, Olur’da, Narman’da, Tortum’da, bir çok ilçeleri görme fırsatım
oldu. Orada Erzurumlu kardeşlerimizin geçmişle bağlarına baktığımız
zaman Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Abdurrahman Gazi Hazretleri
türbesi hangi yere gittiysek her yerde bir yardımsever bir mübarek bir
veli zatın olduğunu bu yardımlaşma duygusunun gerçekten köklerinin çok
derinlerde olduğunu gördük ki bundan da çok mutlu olduk. Erzurumlularla
beraber burada sizlerle beraber olmaktan çok mutlu olduk” dedi.
Daha sonra çay içilerek sohbetler yapıldı. Uzun zamandır birbirlerini görmeyenler hasret gidererek sohbet ettiler.