Bir
şehrin kültür hazinesinin içinde olmak,bu camiada yetişmek ve bu alanda hizmet
etmek ne kadar gurur verici bir duygu yaşamanız lazım'' diyebilirim sadece..
Şanslıydım ben.. Babam gibi bir ustanın yanında nice ustaları tanıdım ve
dinledim. Faruk Kaleli, Hulusi Seven, Mükerrem Kemertaş ve niceleri... Hepsinin
sesi kulağımdadır,hepsinden birşeyler öğrenmişimdir musikiye dair..
Bazen eski
koro fotoğraflarına baktığımda hüzünleniyorum. Biri vardı ki, vefanın ve
dostluğun örneğiydi.Bir süredir onunla ilgili birşeyler kaleme almayı
düşünüyordum.Ne tesadüf ki '' haftasonu yazarım'' dediğim de,bugün arşive
bakınca ölüm yıldönümü olduğunu farkettim.
Öncelikle kendisine Allahtan rahmet
diliyorum ve kelimelerin yettiği kadar bir türkü dostu olan kıymetli büyüğüm
Ekrem Çakıllı'dan bahsetmek istiyorum size...
1943 yılında Erzurum'da doğan
Ekrem Çakıllı, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra; Musikiye olan
özel merakı sebebiyle 1958 yılından itibaren Halk Oyunları ve Halk Türküleri
Derneği'ndeki müzik çalışmalarına katılmaya başladı. Bir dönem Belediyede
Su-Otobüs İşletmesi İdari İşler bölümünde de çalışan sanatçı,1960 yılında TRT
Erzurum Radyosunda dışarıdan proğramlar yapmaya başlamıştır.
Müzik
çalışmalarının yanı sıra ciddi anlamda boksla ilgilenmekte, Erzurum'da
yarışmalara katılmakta ve dereceler almaktaydı.Doğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye
genelindeki yarışmalarda aldığı madalyalar bugün çocuklarına hatırasıdır.
Yıllar sonra boks yaptığı arkadaşlarından Çetin Çağlar ve Veysel Okdan'la da
İzmir'de karşılaştıklarında eski günleri yad ederek özlemlerini dile
getirdiklerini yakın arkadaşlarından dinlemiştim.
1964-1966 yılları arasında
Askerlik görevini yapıp memleketine döndükten sonra, Erzurum Radyosu'nun açtığı
sınavı kazanarak stajyer olarak kuruma katılmış,3 yıllık stajyerlikten sonra
açılan sınavı kazanarak TRT Erzurum Radyosu Türk Halk Müziği Sanatçısı ünvanını
almıştır. Erzurumspor'da yöneticilik yaptığı dönemlerde,Erzurum için mücadele
veren sanatçı gösterdiği samimi ve içten tavırlarıyla herkesin gönlünü fethetmiştir.
1986 yılında İzmir'e tayini çıkan Ekrem Çakıllı,müzik hayatına 2001 yılına
kadar bu ilde devam etmiş ve emekli olmuştur. 2006 yılında İzmir'de vefat eden
sanatçının iki kızı ve bir oğlu bulunmaktadır.
Hem Erzurum'da hem de İzmir'de
gerek Radyoda ve Televizyonda, gerekse İzmir Erzurumlular Vakfında birlikte
çalıştığı, Erzurum kültürüne hizmet eden arkadaşlarıyla birarada Erzurum'dan
uzakta ama Erzurum için çalışmaların içerisinde bulunan Ekrem Çakıllı yapılan
12 Mart organizasyonlarında ve Vakıf çalışmalarında fedakarlıklar göstermiştir.
İzmir'de yaşadığı yıllarda,kıymetli hocam Burhanettin Keteci'yle ve sevgili
amcam Mükerrem Kemertaş'la kültürel ve sanatsal çalışmaların içinde bulunmuş,özel gecelerin hazırlanmasında hep birlikte emek vermişlerdir. Bu özel gecelere
hazırlanırken de, Vakıf bünyesinde başlatılan kız ve erkek bar ekiplerinin
yetişmesinde Burhanettin hocamla beraber gençlere destek olmuşlar, kendi
çocukları da dahil çalışmaların içerisinde bulunmuşlardır. Vakıf bünyesinde
yapılan Manisa Spil Dağı pikniklerinde eski yöresel oyunların yaşatılması ve
genç nesillere öğretilmesi konusunda müsabakalar düzenlemişler ve öğretici
çalışmaların içinde yeralmışlardır.
Ekrem Çakıllı, Erzurum,Diyarbakır ve Elazığ
türkülerinin yanı sıra,Azeri türkülerini de güzel yorumuyla renklendirmiştir.
Dağlara Çen Düşende ve Bu Gala Daşlı Gala türküleri onun sesinden hala
kulağımdadır. Erzurum Çarşı Pazar'ı onun sesinden eski kayıtlardan dinlemenizi
tavsiye ederim sizlere de...
Türkü söyleyen insanların her zaman yüreği sıcak
olur,Ekrem Çakıllı ağabeyimde yüreği sıcak,gönlü güzel ve vefalı bir büyüğümdü.
Bir kez daha kendisine rahmet dilerken her gidişin herkes için erken olduğunu
yineliyorum sizlere.. Hep türkülerle kalan sıcacık bir yüreğiniz olsun
hepinizin....