CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarı döneminde icra dairelerinin sayısının arttığını belirterek, 2001 yılından örnekler verdi.
Erzurumajans-TBMM Genel Kurulu’nda 2013 yılı bütçe görüşmeleri devam
ediyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli’nin ardından kürsüye gelerek bütçeye ilişkin partisi adına
konuşma yaptı. Konuşması sırasında işsizlik konusuna değinen CHP Genel
Başkanı Kılıçdaroğlu, “İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır” diye
konuştu.
“AK Parti iktidarı döneminde ekonomi öyle hızlı büyümüş
ki, yetişmek mümkün değil” diyen Kılıçdaroğlu, “Gelelim bu dönemdeki
rakiplerimize. Yükselen ekonomilerdeki rakiplerimize bakalım. 2003-2012
yılında bizimle aynı kulvarda yürüyen ekonomilerdeki büyüme yüzde 6,6.
Bizde 5,1. Diyecekler ki, ‘ekonomik kriz var.’ Ee hepsinde var. Dünyada
kriz varsa hepsini etkiliyor. Onlar 6,6 büyüyor, biz 5,1 büyüyoruz”
dedi.
Ekonomideki rakamların beklentilerin çok altında olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Büyüme
yeterli değilse, işsizlik varsa bu vatandaş nasıl geçinecek? 2002’de
doğan her çocuk bin 963 dolar borçla doğuyordu. Sayın Başbakan sizin
iktidarınızda doğan her çocuk 4 bin 320 dolar borçla doğuyor. Vatandaşın
kredi kartı borcu 16 kat arttı 68 milyar lirayı buldu. 68 milyar lira
kredi kartı borcu var bu ülkede yaşayanların. Sadece bu mu,
vatandaşların bankalardan çektikleri tüketici kredisi borcu da var. O da
82 kat arttı 187 milyar liraya ulaştı. Hükümet önlem olarak ne yaptı?
Ben size söyleyeyim; icra dairelerinin sayısını artırdı. Sayın Başbakan
buraya gelin lütfen, sizden önceki ve sizden sonraki icra dairelerinin
sayısını açıklayın. Niçin icra dairelerinin sayısını artırıyorsunuz,
vatandaş borcunu ödeyemiyor.
İcra dairelerinin sayısını artırdınız,
dosyalar adam boyunu aştı. Neden bu ülkede huzursuzluk var, neden barış
yok? İşte temel nedeni budur?
Size 2001’den söz edeyim. Hani şu
Başbakanlığın önünde yazar kasanın atıldığı, ekonomik krizin dibe
vurduğu dönem. O dönemde icra dairelerindeki dosya sayısı 9 milyon 400
bin. O dönemde 9 milyon 400 icra dosyası sayısı var. İktidarınızda 20
milyon 772 bine çıktı. Siz buna başarımı diyorsunuz? İcra dosyası sayısı
artırmada kimse elinize su dökemez. Başarılısınız.”
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TOPRAKLARI NATO’NUN TOPRAKLARI DEĞİLDİR"
CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın,
‘Türkiye NATO toprağıdır’ şeklindeki sözlerini eleştirerek, “Sayın
Başbakan bu kürsüye geleceksiniz ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından
ve parlamentosundan özür dileyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin
toprakları NATO’nun toprakları değildir” dedi.
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, 2013 yılı bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı
konuşmada hükümetin dış politikasına yüklendi. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın Erbil’e giden uçağının Kayseri’ye inmek zorunda
kaldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Enerji Bakanı
Erbil’e gidecek, binmiş uçağına Erbil’e gidecek. Bir bakıyor ki, Erbil
değil Kayseri’ye inmiş. Herhalde büyük bir ihtimalle şaşırmıştır ‘yahu
biz niye Kayseri’ye indik. Erbil’e gidecektik’ diye. Koskoca Türkiye
Cumhuriyeti’nin bir bakanını bu hale düşürmek parlamentoya şikayet
ediyorum, yasama organına şikayet ediyorum, denetim organına şikayet
ediyorum, bütçesini de şikayet ediyorum ben. Sizin hakkınız var mı?
Böyle bir hakkınız olmaması lazım. Türkiye Cumhuriyeti’ni bu hale
sokamazsınız. Sicili bozuk bir yürütme organı bu ülkenin başına bela
açar. Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirildi. Ne yaptı bu
yürütme organı, ne yaptı? Gazeteciler soruyor; ‘nota verecek misiniz?’
diye. ‘Ne notası, müzik notasından mı söz ediyorsunuz’ diyor. Evet,
geldiğimiz nokta bu. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım.”
Malatya
Kürecik’e kurulan radar istasyonunu da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Sözde
İsrail’e karşılar. Allah aşkına, kapalı kapılar ardında İsrail ile
yaptığınız pazarlıkları niye gelip burada anlatmıyorsunuz? Niçin gelip
anlatmıyorsunuz bunu? Kürecik’e kurulan o kalkanın İsrail kalkanı
olduğunu bilmeyen mi var? NATO tesisiymiş. Ee NATO yetkilileri diyorlar
ki, 2014 yılına kadar bizim bunu alma şansımız yok diyor zaten. Ama siz
halka doğruları söylemeyeceksiniz.”
“SAYIN BAŞBAKAN, ÖZÜR DİLEYECEKSİN”
Kılıçdaroğlu,Başbakan Erdoğan’ın ‘Türkiye NATO toprağıdır’ şeklindeki sözlerine de
sert tepki gösterdi. Başbakan’ı özür dilemeye çağıran Kılıçdaroğlu
şunları söyledi:
“Sayın Başbakan’ın söylediği bir laf daha var;
‘Türkiye NATO toprağıdır’ Sayın Başbakan bu kürsüye geleceksiniz ve
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından ve parlamentosundan özür
dileyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları NATO’nun toprakları
değildir.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti
iktidarında mazota yüzde 208, dolmuş ücretine yüzde 183, kuru soğana
yüzde 134, çaya yüzde 139 zam yapıldığını belirterek, “Memura gelince,
4+4. Emekliye gelince 3+3. Üç Y ile mücadele edeceğiz dediler, üç z
çıktı ortaya; zam, zulüm ve zindan” dedi.
TBMM Başkanı Cemil
Çiçek başkanlığındaki Meclis Genel Kurulu’nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı görüşülüyor.
CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ekonomiye
ilişkin eleştirilerinin yanı sıra dış politika ve tutuklu vekiller gibi
gündemdeki konulara da değindi.
Hükümetin bir enerji politikası
olup olmadığından emin olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan
Erdoğan’a enerji konusunda bir sorusu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu,
“Bu kürsüye gelip, Türkiye Cumhuriyeti’nin Rusya’ya bağlı olduğu oranda
başka bir demokratik ülkenin bir başka ülkeye bu oranda bağlı olduğu
ikinci bir ülke açıklayın. Yüzde 60-70 oranında bağımlı hale geldik.
İhalesiz, özel bir yasa çıkardılar; nükleer santrali de oraya verdiler.
Nükleer teknolojiyi öğrenemeyeceğiz, atıkların nasıl halledileceğini de
kimse bilmiyor. 13.5 Cent’ten. Nasıl oluyor bu? Siz ne yaptınız Sayın
Başbakan? Rusya’ya bir yılbaşı hindisi verdiniz armağan olarak.
Rusya’nın, Karadeniz’den Avrupa’ya doğalgaz transferine izin verdiniz.
Rusya’nın yıllardır istediği şeydi. Ne yaptınız biliyor musunuz?
Nabucco’yu çöpe attınız. Hangi gerekçeyle verdiniz? Yoksa İstanbul’un
doğalgaz tüketiminin sonuna mı gelmiştik? Depolarda doğalgaz mı
bitmişti? Apar topar, koşa koşa niye Rusya’ya gittiniz? Apar topar, koşa
koşa o anlaşmaya neden imza attınız? Bunu sormak hepimizin hakkıdır”
diye konuştu.
“GÜNEY KIBRIS’IN DEDİĞİ OLDU”
Güney Kıbrıs
Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz aradığını, Bunun
üzerine, hükümetin ‘efendim arayamazsınız, savaş nedeni olur, müdahale
ederiz’ dediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“İçime
sindiremediğim, Türkiye’ye yakıştıramadığım bir sözü duyduğum için de
utanıyorum. Bir Rum bakan çıktı, ‘Bunlar konuşurlar, hiçbir şey
yapamazlar, biz işimize bakalım.’ Kimin dediği oldu? Onların dediği
oldu. Gittiler, doğalgazı buldular. Biz ne yaptık? Başbakan çıktı
‘yapamazsınız’ dedi, esti gürledi. Sonra kalubeladan kalma Piri Reis’i
gönderdik, müdahale edecekmiş sözde. O da yolda arızalandı geri
çektiler. Allah aşkına Türkiye Cumhuriyeti’ni bu hale düşürmeye sizin
hakkınız ve yetkiniz var mıdır, yok mudur?”
Türkiye’nin Suriye’de
bir tarafın eline silah vererek, ‘git kardeşini öldür’ dediğini
belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüklüğüne yakışır mı
bu? Din eksenli, mezhep eksenli dış politika yapıyoruz. Türkiye
Cumhuriyeti’nin büyüklüğüne yakışır mı bu? ‘Sıfır sorun’ olacaktı
komşularımızla; çok şükür bütün komşularımızla kavgalıyız. Bir düşman
getirselerdi, ‘Türkiye’nin başına bir bela açacağız’ deselerdi, herhalde
bütün komşularla bizi savaşın eşiğine getirecek bir adam bulurlardı;
onu da bu hükümet buldu” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, tutuklu
milletvekillerinin durumuna da değindi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
Pınarhisar Cezaevi’ne giderken ‘adalet istiyorum’ dediğini belirten
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Toplumun büyük kesimi bunu
duymadı, ama biz duyduk. Kendisi seçimlere giremedi, yasal engeli vardı,cezaevine kondu. Doğru muydu? Hayır. İlk seçimde yüzde 34 oy alındı.
Biz ‘bir partinin yüzde 34 oy, hatta yüzde 5 de alsa onun liderinin
hapiste olması, siyasal yasak doğru değildir’ dedik. Anayasayı
değiştirdik, başbakan olarak geldi koltuğuna oturdu.
Bu 8
milletvekilinin seçimlere girme yasağı yoktu; Başbakanın vardı.
Seçimlere girdiler, YSK onayladı, karar Resmi Gazete’de yayınlandı. Bu
demokrasi ayıbını bu parlamentonun gidermesi lazımdır. Milletvekili
tutuklu olmaz, yasama görevini yapar. Sakın ola ki, biz davalar devam
etmesin demiyoruz. Gider savunmasını yapar, ifade verir. Ama mahkum
edilmemişlerdir, dolayısıyla görevini yapması lazım.”
“BEN DOĞMADAN ÖNCEKİ OLAY”
Uludere’de
34 yurttaşın öldürüldüğünü ve failin belli olmadığını belirten
Kılıçdaroğlu, “Ben size söyleyeyim faili; Uludere’nin sorumlu arkamızda
oturanlardır. Neden? Sınır ötesi operasyon yapma yetkisi parlamentoya
ait.
Meclis yetkiyi yürütme organına verdi. Onlar da gittiler 34
vatandaşımızı imha ettiler. Şimdi faili arıyoruz, kapatmaya çalışıyoruz.
Bunu kapatıyoruz ama dönüyoruz 1930’larda Mustafa Muğlalı’dan
bahsediyoruz. Ya bu kadar komik bir durum olur mu? Ben doğmadan önceki
olay dolayısıyla beni yargılayacaksın; sen iktidardasın, gidiyorsun 34
vatandaşı katlediyorsun, hesabını kimse sormayacak. Bu hükümet saydam
bir hükümet değildir. Bu hükümet halka hizmet eden, halka hesap veren,
parlamentoya hesap veren bir hükümet değildir. Bu hükümet, yürütme
olarak bütün Türkiye’ye baskı uygulayan bir hükümettir” diye konuştu.
“SAYIŞTAY RAPORU GELMEDEN BÜTÇE GÖRÜŞÜLEMEZ”
2011
yılı kesin hesap yasasına ilişkin Sayıştay raporunun gelmediğini bu
nedenle, 2011 kesin hesabının görüşülemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu,
“Niye gelmiyor bu raporlar? ‘Efendim yasa değişti’. Bizim bilmediğimiz
ama hükümetin çok iyi bildiği bir şeyler var. Biz onları bulacağız,
kamuoyuna açıklayacağız” dedi.
“SEVSİNLER BÖYLE DARBEYE KARŞI OLANI”
Kılıçdaroğlu,Başbakan Erdoğan’ın hem darbe hukukun arkasına saklandığını hem de ‘ben
darbeye karşıyım’ dediğini belirterek, “Darbeye karşı olan Başbakan,
kendisine muhtıra veren paşaya üstün hizmet ödülü vermez. Kimse kusura
bakmasın. Sana muhtıra verecekler, sen de Bakanlar Kurulu’ndan karar
alacaksın, ‘sana üstün hizmet madalyası veriyorum’ diyeceksin. Bir de
altına kurşun geçirmez, zırhlı araç alacaksın. Neymiş, beyefendi darbeye
karşıymış. Sevsinler böyle darbeye karşı olanı? Böyle darbeye karşı mı
olunur?” dedi.ü
“OTURUN, KALKIN CHP’YE DUA EDİN”
Bu bütçenin halka bir şey vermediğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Bu
iktidar döneminde, mazota yüzde 208 zam yapıldı. Dolmuş ücretine yüzde
183 zam yapıldı. Kuru soğana yüzde 134, çaya yüzde 139, kaçak çayları da
sormuyorum artık. Pek çok şeye zam yapıldı. Hep yüzde 200-180-190…
Memura gelince, 4+4. Emekliye gelince 3+3. Dolmuş ücreti yüzde 183. Siz
hiç bir siyasal iktidarın emeklilere ‘milli gelir artışından size pay
vermeyeceğim’ diye yasa çıkardığını gördünüz mü? Evet bu parlamento
kabul etti. Emekliler ikinci sınıf yurttaş sayıldı, bu bile bir
demokrasi ayıbıdır.
O emekli geçinemiyor, işine devam edecek; sen
misin devam eden, maaşından yüzde 15 kesiyorum. Niye kesiyorsunuz? Siz
hiç çalışan insanın cezalandırıldığını gördünüz mü? Bu yüzde 15
kesintiyi ilk yasada yüzde 35 yapmışlardı. Anayasa Mahkemesi’ne gittik,
iptal etti.. Oturun, kalkın CHP’ye dua edin, yoksa emeklinin durumu çok
daha kötü olacaktı.
“ÜÇ Z ÇIKTI; ZAM ZULÜM, ZİNDAN”
Hükümetin
iktidara geldiğinde yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk olmak üzere ‘Üç y
ile mücadele edeceğiz’ dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Üç z çıktı
ortaya; zam, zulüm ve zindan” dedi.
CHP Genel Başkanı kemal
Kılıçdaroğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, kimsenin burnu
kanamadıysa, bunun nedeninin polisin sağduyusu olduğunu belirterek,
“Sizi dinleseler orada kan gövdeyi götürürdü” dedi.
Kılıçdaroğlu,Meclis Genel Kurulu’nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı’nın
geneli üzerine konuştu.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda yaşanan
olaylara değinen Kılıçdaroğlu, “Adı üstünde bayram, miting değil. Bayram
kutlamak için izin istenmez, çünkü yasası var, ‘kutlanacak’ diyor. Siz
misiniz bayram kutlayan, biber gazına müracaat. Böyle demokrasi olmaz.
Demokrasilerde özgürlük vardır. Birisine vurduk mu, birini dövdük mü,
cam çerçeve kırıldı mı? Neden engel olursunuz? ‘Polis görevini yapmadı’
diyor Başbakan. Yani orada adam ölmedi, taş sopa kullanmadı diyor.
Birisinin burnu kanamamışsa oradaki polisin sağduyusundan kanamadı. Sizi
dinleseler orada kan gövdeyi götürürdü” diye konuştu.
“İCRA DAİRELERİNİ SAYISI ARTTI”
Kılıçdaroğlu,toplumun tüm kesimlerinin sıkıntı içerisinde olduğunu, halkın giderek
borçlandığını belirterek, AK Parti iktidarı döneminde icra dairelerinin
sayısının arttığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Vatandaşın tüketici kredisi
borçları 82 kat arttı. Hükümet önlem olarak ne yaptı? İcra dairelerini
sayısını artırdı. Sayın Başbakan lütfen gelin ve sizden önceki ve sizden
sonraki icra dairelerinin sayısını açıklayın. İcra dairelerini sayısını
artırdınız, dosyalar adam boyunu aştı. Neden bu ülkede huzursuzluk var,barış yok, işte nedeni bu. 2001 hani Başbakanlık önünde yazarkasa
atıldığı, ekonomik krizin dibe vurduğu dönemde icra dairelerinde 9
milyon 400 bin icra dosyası vardı, şimdi 20 milyon 772’ye çıktı. Bu
konuda kimse elinize su dökemez, başarılısınız” diye konuştu.
“SAYIŞTAY RAPORLARI GELMELİ”
Bütçe
ile Kesin Hesap Kanunu'na ilişkin Sayıştay raporlarının TBMM'ye gelmesi
gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, Sayıştay'ın TBMM adına kamu
harcamalarını denetlediğini, bu denetim kapsamındaki ilgili raporların
parlamentoya sunulmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Sayıştay Yasası'nın
sonunda 'raporları TBMM'ye sunar' diyor, 'sunabilir' demiyor. Takdir
yetkisi yok. Sayıştay raporları bütçe ile beraber bu Meclis'e gelmek
zorundadır. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değerli milletvekillerine
seslenmek istiyorum; saygıdeğer milletvekilleri, bütçe harcamalarının
doğru yapılıp yapılmadığını, Sayıştay denetleyecek, rapor gelecek ve biz
ona göre oy kullanacağız. Getirilmeyen rapor dolayısıyla saygıdeğer
milletvekilleri nasıl el kaldıracaksınız 'bu yasa doğrudur' diye?
Vicdanlarımızı
kilitlemeyelim. Bu Hükümet görevini yapmıyor. Rapor gelecek kamu
harcamaları nasıl yapıldı diye. Rapor yok, 'bunu oylayın ve onaylayın'.
Niçin? 'Benim AKP'li askerlerim var. Onlar gelirler, ben işaret ederim
el kaldırırlar, işaret ederim ellerini indirirler. Böyle bir yasama
organı olmaz. Yasama organına önce yürütme organı saygı duyacaktır ve
raporlarını buraya getirecektir” şeklinde konuştu.