Bundan birkaç gün önce; Yenişehir’e gitmek için halk otobüslerinden G-7 nolu otobüse bindim. Gördüğüm manzara benim ziyadesiyle içimi acıttı.... Hemen anlatıyorum…
Hani dadaşız biz diyerek gittiğimiz her yerde göğsümüzü gere gere övünürüz ya …
Otobüs akşam saatleri olduğu için oldukça doluydu. İlerideki duraklardan birinde hamile bir bayan bindi otobüse... Herkesin şahsi bir arabası olmak zorunda değil ya!..
Şöyle bir etrafıma baktım en az on tane yarma gibi adam oturmuş kadına yer vermek şöyle dursun garip bir yüz ifadesiyle ona bakıyorlardı ki… Ben yarmaların o sırada akıllarından geçenleri az çok tahmin ediyordum;
‘’Hele gardaş şu garının işine bak bu haliyle akşamın bir vahti dışarıda gezir….’’
Şimdiii!..
Diyeceksiniz ki, sen ne iş görüyordun?
Malesef o sırada ben de ayaktaydım…
Kadıncağız mahcup bir yüz ifadesiyle etrafını süzdü hani belki biri fark edip yer verir diye işte tam o sırada en geride oturmuş bir ilköğretim öğrencisi ‘’böyle gel abla’’ diyerek ayağa fırladı.
Bende derin bir ohh...
Boşuna demiyoruz eğitim şart diye…
Kızmayın bana, ‘’gardaş böyle de Erzurumlu oluna?’’ diye de içinizden sövmeyin… Vallahi de billahi de Erzurum işte böyle…
Bir kere olsun çuvaldızı kendimize batırdım…
Ne yalan söyleyeyim, bu defa dadaşı hoş değil çok boş gördüm…
(Erzurum türkülerine bakıyordum Aşık Nuri Çırağı’nın sözleri dikkatimi çekti paylaşmak istedim)
Benim bildiğimi bana öğretme
Vallahi Billahi ayıp oluyor
Bir fırsat eline geçsin görürsün
İnsanoğlu bir acayip oluyor
Düştüğün gafleti sermaye sanma
Merak et oku öğren usanma
Dağ başının dumanına aldanma
Güneş doğduğunda kayıp oluyor
Vallahi bu değil senin ilacın
Zehiri sürdükçe çoğalır acın
Kökü benim dalı benim ağacın
Adam yaprağına sahip oluyor…