Haydi beyim, karpuz seçer gibi vekil seçelim!

Milletvekili aday adayı borsası açıldı ya, siz seyreyleyin bundan sonraki cümbüşü... Çalmadan oynayanı mı sorarsınız, kendi çalıp kendi oynayanı mı ararsınız; hepsi var. Anlayacağınız, 32 kısım tekmili birden...
Bu "borsa"da benim de favorim olan tipler var. Onları tanısanız siz de çok seversiniz!
Her şeyden önce kerameti kendilerinden menkul tiplerdir bunlar...
Misal; "Beyefendi"den başkasını ağızlarına almazlar!.
"Ben" derler. "Ben buraya kendiliğimden kalkıp gelmiş değilim. Beni Beyefendi (tahminim odur ki, artık Beyefendi'nin kim olduğunu sormayacaksınız) gönderdi. 'Git' dedi. 'Erzurum'un sana ihtiyacı var' ben de Beyefendi'nin bu ricasını geri çeviremezdim, işte kalkıp geldim. Erzurum'u yeniden Doğu'nun Paris'i yapacağız."
Modifiye edilmiş protiplerdir bunlar.
Bu çakmaların şöyle bir modelleri de vardır:
Azizim,bunca birikim bunca tecrübe benimle toprağa gitsin istemiyorum. Erzurum'un içler acısı hali de ortada işte... Aslında kendimden ve ailemden fedakârlık edeceğim ama olsun, mevzubahis memleket ve vatan meselesi olunca insanın gözünde aile filan kalmıyor.
Haydi gel de sen bu zat-ı şahanelerine şükran duyma şimdi!
Adam, Erzurum için şairin bir türlü gözden çıkaramadığı o "evlad-ı iyal"ı bir kalemde silip atıyor!
Bakar mısınız ne dramatik bir fedakârlıktır.
İnsanın ağlayası geliyor!
Hasılı dostlar, aday adayı borsası açıldı ya, anlayın ki çarşı acayip şenlenecek...
Kabul...
Siyaset ciddi iştir; lâkin hayatın şu hengâmesi mizahsız da çekilmiyor ki birader...
Bu yüzden olsa gerek...
Bizim borsada, Cem Yılmaz'a taş çıkaranları da göreceksiniz.

DIŞARIDAN BAKINCA ERZURUM NASIL GÖRÜNÜYOR?

Malum son yıllarda Erzurum deyince, dışarıda iki numune şahsiyetimizle vücut buluyoruz. Bunlardan biri Teyo Pehlivan, öteki de Gullebi Turan'dır. Adlarına ne mersiyeler yazılıyor bilemezsiniz! Değil mi ki vaktiyle Ahmet Hamdi Tanpınar "Beş Şehir"in de bizim "deli"lerimize "veli" muamelesi çekmiş ya... Hal böyle olunca yeni yetme filozoflar da aynı yoldan ilerliyor; üstelik deli'ler safına yenilerini de ekliyorlar. Yani veli'si bir yana, deli'si bol bir memleketiz!
Bütün bu çaba ve canhıraş sedalar bize şunu gösteriyor:
Erzurum'un dışa açılan iki yüzü!
Cevap: Teyo Pehlivan ve Gullebi Turan...
Hal böyle olunca, bu memleketin siyaset borsası da isteseniz de istemeseniz de komedya dükkânından öteye geçemiyor.
Soruyorlar: Erzurumlu kim?
Cevap: Teyo Pehlivan, Gullebi Turan, azcık da yandan çarklı olarak Alman Kâzım!
Yeni konseptimiz bu...
Erzurum'un 21. yüzyıl filozofları!
Daha ne gerek var Nureddin Topçu'ya, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu'na  ya da Mümtaz Turhan'a!
De haydi buyurun, yeni filozoflarınız size mübarek olsun!
Şayet bir memleketin medar-ı iftiharı sadece bir kaç meczupsa ve de dış dünyaya açılan penceremizden, namımıza sadece onlar bakıyorsa, bırakın yeni dönemde vekil adaylarımızı da Bakırköy'den seçsinler!
Onlar yoktur, yaşamadılar ve bu şehre bir değer katmadılar demiyoruz. Diyoruz ki onlar bu şehir külliyatında sadece bir cüz'düler, geldiler, iz bıraktılar ve gittiler. Ama şehir onlar demek değildir.
Deli'si veli'sinden kıymetli bir şehir hangi siyaseti üretebilir?
Neyse;bu derin bir mevzu... Şimdi durup dururken fincancı katırlarını ürkütmeyelim. Nasılsa Eflatun'la Teyo Pehlivan arasındaki benzerliğe dair daha çok keramet dinleyeceğiz!
Zahir, Alman Kâzım da Immanuel Kant'ın muadili!
Hekâtçımız pandora'nın kutusunu açtı bir kere...
Haddimizi biliriz, bu topa girmeyeceğiz.
Yeniden başa dönelim.
Madem borsa açıldı gelin hep birlikte nazar edelim...
Yeni dönemde kimler vekil olur?
Sokrates'i de, Martın Luther'i de geç...
Nurettin Topçu, Süleyman Necati, Ziya Paşa, Nef'i, Emrah, Sümmani, Rehyani, Solakzade İbrahim Hakkı, Alvar İmamı... onlardan zaten hiç söz etme...
Eee geriye ne kaldı?
Olur mu mirim, olur mu; ne demek geriye ne kaldı...
İşte sana Teyo Pehlivan, Gullebi Turan ve de yeni jargonuyla Alman Kâzım...
Seç seç al... Hepsi de birbirinden kıymetli.
Zira yeni dönem Erzurumunun en afilli vitrinidir bunlar!
Nasıl karpuz seçerken bile gösterdiğin itinayı vekil seçerken göstermiyorsun.
Teyo da olur, Gullebi de...
Fantastik bi şey olsun, hafif de fikir koksun diyorsan al sana Alman Kâzım...
Daha da olmadı Kale'nin bendi'nde  bekleyen Şefika var; baksana Mustafa ağabeyiye göre, o da bu şehrin Rabia'sı...
Belli mi olur bi bakmışsınız hayvan severler de, Mustafa ağabeyi gibi O'nu putlaştırır. Öyle ya; Şefika da bir pisikperest'ti.
Görün bakın zorlanmayacağız?
Nasılsa kadın vekile yabancı değiliz.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Dursun Şen 01 Ocak 1970 02:00

    Mustafa Duman`ın Şehrin Hendekleri Yazısı kendi kulvarında harika bir yazı. Öğle bir yazı yazma kabiliyetim olsun isterdim. Açıkcası kıskandım...

  • şahin özbey 01 Ocak 1970 02:00

    Şehrin hendeklerinden siyaset çıkarmak gazetecilik başarısı olsa gerek.

  • Nurullah AĞRI 01 Ocak 1970 02:00

    Bu yazıya bir yorum yazmak gafletinde değilim nasılsa herkes bir şey yazıyor veya yazdığını sanıyor oysa yazılandan ziyade öncelik anlamak olmalıki kim neyi niye yazmış öğrenip sağlıklı fikir edinilsin anlamadan uzak olanların yazısıda okunduğunda sadece gıcık veriyor Erzurum`da siyaseti böyle ustaca sanılan kelime gafleti ile izah etmeye sadece güleriz ve birileride yazdığını sanıyor PEH deriz vesselam