Golcünün ballısı vardır.
Hiç olmadık bir anda ayağında topu bulur. Şöylesine vurur, o top gider 90'dan fileleri bulur!
Çok görmüşümdür. Sırf o gollerinden dolayı, 'kumaşı kalitelidir' diye bir üst liglere terfi eder! Sana en çok da kafaya oynayan takımlara transfer oluverişleri koyar! Ama ben bilirim ki kumaşında bir kalite falan yoktur, basbayağı 'Çin malı'dır. Ama bir şekilde o ballılığı yüzünden o piyasada her daim olur...
***
Okey masasının da ballıları vardır.
Daha ıstakaya taşı dizmeyi bilmez. Ama sen daha elini düzeltene kadar biter, sen saf saf 'kırmızı dördü bulduğumda içlere düşerim' diye düşe dalışınla kalırsın!
Çok görmüşümdür. Elden düzülü per gelir ona. İki okey de genelde onda olur. Biraz becerikli olsa ikinci okeye de dolanır ama bir okeyle yetinir. Hiç bir şeye üzülmezsin de en çok da koyan sen o masanın hesabını verirken onun kıs kıs sırıtması olur!
***
Ballı daire müdürleri vardır.
İngilizceyi ben gibi havaryu, ne varyu mertebesinde bilir. Ama bağlı olduğu tarikat, cemaat veya parti ona ilin ne bileyim, turizm gibi en önemli kurumunu teslim eder. Biad etmişliği, 'başüstüne efendim'ciliği onu o göreve yakın etmiştir. Hiç bir şey yapmamış olsa da, yaptıklarıyla 'Yuh yani' dedirtse de, bağlı bulunduğu yerlere sadakatını göstermiştir ya. En çok da o koyar! Ballı oğlu ballıdır bir kere. 'Havaryu, ne varyu, ahan bunda ne varyu' der, o Müdür o görevde yine 'kalıryu'!
---
NOT: Benim bu yazıyı yazdığım saatlerde Türkiye 2020 Yaz Olimpiyatlarını 'almaya' uğraşıyordu! Amma! Kendi kurum sitelerinde şehrimizi ile ilgili talihsiz bir habere yer veren o Müdürü kimse görevden 'almayı' aklından dahi geçirmiyordu. Yine de İyi Pazarlar