Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, "Tarihi süreç içerisinde, Kürtlerin ikâmet ettiği bölgeyi tanımlamaya çalışırsak Kürdistan adına dayanamayız.
Erzurumajans-Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş
Eğilmez, "Tarihi süreç içerisinde, Kürtlerin ikâmet ettiği bölgeyi
tanımlamaya çalışırsak Kürdistan adına dayanamayız.
Çünkü Kürtler tarihi
periyotta mekân olarak değişken bir yapıya sahip olmuşlardır.
Dolayısıyla herhangi bir coğrafya için bu tabiri kullanmak çok zordur."
dedi.
Kürtlerin kökenleri ve Türklerle beraber tarih sahnesine
çıkmadan önce yaşadıkları coğrafya hakkında sınırlı bir alanda araştırma
yapan batılı araştırmacıların da kürdistan tanımı üzerinde fikir
birliğine varamadıklarını dile getiren Eğilmez, "Hatta önde gelen
oryantalistlerden Basil Nikitin gibi bazı araştırmacılar böyle bir
coğrafi ismin ortaya çıkarılabilmesinin imkânsızlığından bahsederler.
Türkler Anadolu'ya doğru büyük göçe başladıklarında bu coğrafyada
Rumlar, Ermeniler, Süryaniler bulunmaktaydı. Yani Kürtler bölgeye
Türkleri takiben gelmişlerdir. Kürtlerin bugün ki coğrafya ya
yerleşmelerinde, Selçuklu Türklerinin, Bizansı geri çekilmeye mecbur
etmesinin payı çok büyüktür. Bölgede kurulan Türk Beylikleri, Kürtleri
kendilerinden ayrı görmüyor ve kardeş olarak tanımlıyorlardı.
Birbirlerine hiçbir zaman rakip olmamaları, dindaşlık faktörü, çok
kapsamlı ilişkilerin oluşturduğu bütünlük, biran için ayrı ırklar
oldukları düşünülse bile Türkleri ve Kürtleri hiçbir zaman karşı kaşıya
getirmemiş aksine derin bir birliktelik sağlamıştır. Nüfus yoğunluğuna
ve yaşam tarzına göre zaman zaman bazı Kürt aşiretleri Türkleşmiş, bazı
Türk obaları da Kürtleşmiştir.
Bugün üzerinde bulunduğumuz,
dünyanın kalbinin attığı bu bölgedeki Türk hakimiyetini zayıflatmak,
kesintiye uğratmak ve nihayetinde sona erdirmek adına, tarih boyunca çok
defa Türk-Kürt kardeşliği bölünmek istenmiş, bu insanlar çatışma
içerisine çekilmeye çalışılmış ama hiçbir zaman başarıya
ulaşılamamıştır. Bu başarısızlığın tek sebebi Türklerle Kürtler
arasındaki çok güçlü tarihi birlikteliktir. Özellikle batının empoze
ettiği ayrımcılığın temel sebebi, bu bölgede değişik çıkarlara hizmet
edecek yeni bir etnik unsur oluşturabilmektir." Diye konuştu.
"Tarih boyunca berber yaşayan bu insanlar zaman zaman çatışmışlardır.
Daha doğrusu Kürtler birkaç defa Türk Devletine (Osmanlı, Türkiye
Cumhuriyeti) isyan etmiştir. Bu isyanların hepsi de devlet tarafından
bastırılmıştır." Diyen Eğilmez, açıklamasını şöyle sürdürdü;
"Türk
devleti sınırları içerisinde yaşayan Kürtlerin kimliği, Türkler
tarafından her zaman saygıyla karşılanmıştır. Ben Kürdüm söylemi hep
hoşgörü görmüştür. Ama Kürdistan kelimesi işleri hep karıştırmıştır.
1800 lü yıllardan itibaren batı dünyası tarafından hayata geçirilmek
isteten Kürdistan projesi, Türkler tarafından büyük bir tepkiyle
karşılanmıştır. Bu projeye piyon olan kürt grupları da devlet tarafından
cezalandırılmıştır.
Bu coğrafyada Türklerin varlığı Hıristiyan
dünya tarafından asla kabullenilmemiştir. Türk hakimiyetine son vermek
için hayata geçirilen haçlı seferleri, değişik etnik unsurların
isyanları, ermeni projesi neyse, pkk projesi de aynı kaynaktan
beslenmekte ve aynı yöntemleri uygulanmaktadır. Türkler, ermeniler ile
de uzun yıllar beraber ve barış içinde yaşamışlardı. Türklerin ermeni
kimliği ile de hiç bir sorunu olmamıştı. Ama ne zaman ki Ermenistan
ideali ile terör olayları başlamış, Türklerin merkezi devlet refleksi
ortaya çıkarak terör bastırılmış, Türk toprakları üzerindeki Ermenistan
fikri Ermenilerle beraber hayal olmuştur.
Tarihin en önemi
yararlarından birisi geleceğe ışık tutuyor olmasıdır. Yani tarihi
olayları bilip iyi yorumlayabilirseniz, geleceğe dair en isabetli
tahmini yaparsınız. Türk kültürünün en önemli özelliklerinden birisi
"hoşgörü"dür. Türkler tarih boyunca sınırları oldukça geniş devletler
kurmuş ve doğal olarak birden fazla ulus yönetmişlerdir. Bu yönetim
tarzının temeli de diğer toplumların kimliğine kültürüne gösterilen
hoşgörü olmuştur. Ama bu devlet geleneğinde iki şeyden asla taviz
verilmemiştir. Bunlardan biri ülke bütünlüğü bir diğeri de kamu
düzenidir. Bu ikisine karşı gelen her türlü tehlike hızla ve etkili bir
şekilde ortadan kaldırılmıştır. Yani günümüz insanları biraz tarihi
okuyup incelerse, bugün ki terör hareketlerinin nereye varacağını çok
net şekilde görebilirler. Bu nedenle Kürt kardeşlerimizin bu oyun içinde
kesinlikle yer almamaları gerekmektedir."