Ne zaman ki Erzurum Büyükşehir Belediyespor skoru 2-0 yaptı, süper iyi göründü! Çıksalın maçının aslında bana göre özeti bu.
***
Birinci yarısından bir şey anlamadığımız maçtı. Az ötede temayül yoklaması vardı ama sanki statda tahammül yoklaması yapılıyordu bu yarıda. Birileri tahammüllerimizi ölçüyordu zaar! Her iki takım da birbirlerine diş geçirme mücadelesi verdi bu yarıda. Kendi evinde ve seyircisinin önünde oynayan Erzurum Belediyesporlu oyuncular bir türlü bu yarıda baskıyı kuramadı. Kursa da, an an kurdu. Yayamadılar genele.. Topa daha çok sahip oldu ama bir türlü devamını getirip masaya yumruğu vuramadı! Sinek vızıltısı gibiydiler. Notlar da tutuyorum maçta genelde. Ben pozisyonların yerine ilk yarıda şeref tirbününe gelen aday adaylarını saydım. Görevlilerin maça gelen aday adaylarına koltuk yetiştirmelerini izlemek, bana mavi-beyazlı oyuncuların güzelim ataklarına rağmen rakip ceza sahası içerisinde incir çekirdeğini doldurmayan son vuruşlarını izlemekten daha cazip geldi!
***
Devre bittiğinde Kulüp Başkanı Saim Özakalınile ayaküstü görüşüyordum. Son derece endişeliydi. Alttan üçüncü olan rakipleri karşısında acaba yeni bir şok daha mı yaşayacaklarının tasası içindeydi. Şahsen ben ikinci yarısının birinci yarısından daha farklı olacağına dair umut içindeydim. En azından bu yarıda Erzurum takımının Çıksalın'ı iyi çözmüş olduğunu, ikinci yarıya farklı bir motivasyon ile çıkacağını sanıyordum. Sinek vızıltısının arı vızıltısına dönüşeceğini, artık bu arının bir vızıldamaya başlaması halinde bal da vereceğini tahmin ediyordum. Sandığım gibi de oldu. Daha çok kanat organizasyonu yapan, top çalan, kaleyi gördüğünde şut çeken,dikine ve de Allah rızası için az biraz da sert oynayan Erzurum takımı, korner sonrası gol ile kendine olan güven sorununu da halletmiş oldu. Oyuncularda 0-0 iken oluşan güven sorunu, 1-0 ile sona eriyordu ama bu defa da rakibin risk almasıyla 1-1 tehdidi ile karşı karşıya kalıyordu. Her zaman 'adamım' dediğimEkrem, nefis vuruşuyla 2-0'ı yaptı, 3 puan garanti altına almış oldu. 80'ler dizisindeki Belediye Başkanı Şinasi Selvioğlu gibiydik hepimiz.. ''Ohhhh!''demiştik!
***
2-0'dan sonra sahada kendinden emin, galibiyete kelle koymuş, hatta ara ara Erzurumspor'u da hatırlatan fotoğraflar vardı. Maçı o esnada izlemeye gelenler olsaydı emin olun o Belediyespor'un arkasından şarkı yazar, marş bestelerdiler! Demek ki Belediyespor takımının iyi olması için öncelikle 2-0'lık bir skor avantajına sahip olması gerekiyor. En az yarım düzine de gol kaçıran Belediye takımında farkın azalmasını kaleci İlkerönlerken, alınmasın ve de haksızlık etmiş olmayayım ama Haluk kardeşim zaman zaman yaptığı acemi ve amatör işler yüzünden, ''Allah Belediye takımını bu kardeşimin umuduna bırakmasın'' dedirtti! Demiyeyim, demiyeyim diyorum ama yine dayanamayıp diyorum. Maç eğer 0-0 devam ediyor olsaydı, bu kardeşimiz kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu havaya dikerek fedekar o arkadaşlarının da emeğine haksızlık etmiş olacaktı.
***
Her neyse ya. Maç oldu mu yazılacak şey de çok oluyor. Fazla uzatmaya gerek yok. Rakibin adının Çıksalın olması,mavi-beyazlıların bu galibiyetini anlamsız kılmıyor. Bu maçta alınan galibiyet ile iki basamak daha tırmanan, 4'ncü olan Ezurum temsilcisi, eğer Düzyurt ve Aksaray'a evinde puan kaybetmemiş olsaydı bugün en tepede olacaktı. Kaçan o 5 puanı çok arayacaktır bu takım. Çok çok iyi olmadığı gibi kötü oyuncu da pek yoktu Erzurum takımında. Hakemleri çok gözüm tutmadı açıkçası. Bir çok pozisyonu 'es' geçmelerini ben ard niyetliliklerine değil,acemiliklerine verdim. Başta yönetim olmak üzere teknik heyet ve futbolcuları tebrik ediyorum. Zorlu Manavgat deplasmanından 3 puanı çıkaran bu takım, yine bir kazaya uğrasaydı bu defa acımaz, vallahi hüngür hüngür de ağlardım. Ander ciğer n'apasın! Ben biraz da emeğe ve iyi niyete saygımdan böyle düşünüyorum!
NOT: 1-Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler'i maçta son derece keyifli gördüm. Temayül yoklamasından maça geçtiğinde yüzünü güleç gördüğüm Küçükler'in keyfine 2-0'lık galibiyetten sonra diyecek yoktu.
NOT:2- Çıksalın maçını izleyenlerden birisi de
Erzurum Vali Yardımcısı Naci Aktaş'tı. Arkasında oturan adama sor, kesin
tanımazdı! Tanıdığım adam gibi adamlardandır. Hemen hemen her maçı izleyen bu
Vali yardımcısının ne bir gün kapris yaptığını, ne de ben Vali Yardımcısıyım
diye kendisini belli ettiğini görmedim. Baktım dün de normal bir vatandaş gibi
ama protokoldeydi yine. Aynı edep ve saygı içinde! Geldiği günden beri tavrı ve
tarzı ile 'İşte adam' derdirten Trabzon doğumlu futbol ve insan aşığı Nacibeyi, birilerine mesaj olsun diye bahsettim. Mesajın da yerine gittiğine
eminim.