Dedim ki, başımız sağ olsun.
Dedi ki, dostlar sağ olsun.
Dedim ki, var mı bize düşen bir görev.
Dedi ki, Allah razı olsun, ben Narman yolundayım, yarın da İstanbul'a gideceğim.
Dedim ki, Başkanım, Narman'a getirilmeli.
Dedi ki, eşi ve çocukları bilir.
Telefonda konuştuğum kişi Narman Belediye Başkanı Sayın Ahmet Yücel İşleyen'di.
Dostluklarını, hatta kardeşliklerini iyi bildiğim İbrahim Erkal'dı konu.
İbrahim Erkal gitti!
Fişi mi çekildi, ruhumu bilemem!
Ama gitti işte!
Kurduğu her cümlede Erzurum, diyen; yüreğinde Erzurum'u taşıyan bir kara yağız çocuk gitti işte!
Canısı diyerek sevdiklerine türkü söyleyen delikanlımızı kaybettik!
Yiğitliğin mertebesi yoktur.
Sözü vardır, özü vardır..
Sözüyle, özüyle çekip gitti İbrahim Erkal.
Bir Erzurumlu yüzüyle, gülen sıcak gözleriyle gitti İbrahim kardeşimiz.
Bir dadaş olarak yüzümüzü hiç yere eğdirmedi.
Bir başarının öyküsünü yazdı hayatında. Mücadelesini verdi ve yüreğini koydu ortaya. Nerede bir Erzurumlu görse gözlerinin içi güler, Erzurumlu'dan memleket havasını dinlerdi.
İşin açıkçası Erzurum sevgili Erkal'a haksızlık da etti.
Bunu bilenler bilir, bunu şimdi burada açıklamanın ne yeri ne de zamanı; ama onlar da kına yaksın, demeden edemiyorum.
Kim ne derse desin, İbrahim Erkal Erzurum için önemli bir isimdir.
O Erzurum'u çok sevdi, Erzurum da O'nu.
Gurbet çocuğu İbrahim Erkal mücadelesini iyi verdi.
Hayata karşı sessiz olduğu da oldu, hırçın olduğu da.
Bunu türküleriyle söyledi, "Canısı" dedi.
Ben seni çok sevdim İbrahim kardeşim.
Işıklar içinde yat e mi!
Burada asıl görev Narman Belediye Başkanı ve İbrahim Erkal'ın can dostu olan Sayın Ahmet İşleyen'e düşmekte.
"Hadi gel, Erzurum'a gel" diyerek, ailesini ve çocuklarını razı ederek İbrahim kardeşimizi Narman'a getirmektir.
Olmazsa küsmeyiz, nerede olursa olsun, yolumuz düştüğünde iki elimizi açıp dua ederek ve iki gözümüzden akan iki damla yaşla yine anarız kardeşimizi.
Seni çok özleyeceğiz İbrahim Erkal.
Hem de çok!