Zaman süratle akıp gidiyor.
Günler haftaları,haftalar ayları, aylar yılları kovalıyor, akrep ile yelkovan birbirleriyle yarış halinde ,velhasıl kaderin çarkı dönüp duruyor.
Hayatın akışı içerisinde yaşadığımız bazı olayları hatırladığımızda "daha dün gibiydi" diyerek ah çektiğimiz günler ne kadarda çoktur.
Yaşam serüvenimiz içerisinde karşılaştığımız bu döngü bizi derinden etkileyen olaylarda daha belirgin hale gelir.
İzafi denilen zaman kavramının hayal sokaklarında gezerken gerçeklerle yüzleşir, sınırlı aklımızla hayatı anlamaya çalışırız.
Ağabeyim Cengiz Güzel'in Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmasının üzerinden tam 41 yıl geçmiş.
Dile kolay, neredeyse yarım asırlık bir süreç, insanın inanası gelmiyor.
Oysa, üniversite imtihanında aldığı yüksek puanın aile içerisindeki sevincini dün gibi hatırlamaktayım.
Yetim büyüyen ve zor şartlar altında eğitimini sürdüren babamın o gün yaşadığı gurur ve heyecanı şu an dahi hisseder gibiyim.
Çocukluğundan beri ağır başlı bir kişiliğe sahip olan ağabeyim, İdolü olan Prof.Dr.Nusret Karasu Hocanın ders verdiği Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine kaydını yaptırmış, ailemize haklı bir gurur yaşatmıştı.
Ankara'daki öğrencilik yıllarımızın bir kısmını beraber geçirmiş aynı yurtta kalmıştık.
Ağabeyimin sessizliği,çok ders çalışması ve ciddiyeti yurtta kalan herkes tarafından bilinirdi.
Derslerinde oldukça başarılı olmasına rağmen bununla yetinmezdi. Yaz tatillerinde geldiği Erzurum'da boş durmaz, SSK Hastanesinin Genel Cerrahi doktorlarından Hidayet Çelebi'nin yanında bir nevi staj yaparak, doktorluk hayatının ilk pratik bilgilerini almaya gayret gösterirdi.
Eline geçirdiği cerrahi iğne ve iplikler ile koltukları canlı derisi gibi kullanır, öğrendiği dikiş atma tekniklerinin pratiğini yapar ,annemde bu duruma hiç ses çıkarmazdı.
Evimizin misafir odasında ders çalışırken masasının üstünde anatomi dersi için kullandığı insan kemikleri bulunurdu.
Bu kemiklerin toplanması ve kömürlüğe götürülmesi işi bana aitti.
Bir memur maaşı ile iki öğrenci okutmanın zorluğunu yaşayan babamın emeklerini ikimizde boşa çıkarmamış okullarımızı zamanında bitirip diplomalarımızı almıştık.
Kaderin güzel bir tecellisi neticesinde ikimizde bir birine yakın iki meslek sahibi olmuştuk.
Benden önce mezun olan ağabeyimin diploma törenine annem ve babam katılarak hayatlarının en güzel sahnelerinden birini yaşamışlardı.
Cengiz ağabeyim, başarılı bir şekilde okulunu bitirmiş ve ideali olan hekimlik unvanını alıp 41 yıl şerefle taşıyacağı beyaz önlüğünü giymişti.
O günden bu güne, işini bir ibadet anlayışı içerisinde yapan ağabeyim, ettiği yemine bağlı kalarak güzel, erdemli ve dürüst bir meslek hayatı sürdürdü.
Ciddi ve disiplinli yapısıyla kapısına gelen her hastaya şifa dağıtmaya gayret etti.
Neşterini ve reçete yazdığı kalemini ahlak ve vicdan ölçüleri içinde kullandığını hekim çevresi,sağlık çalışanları ve hastaları çok iyi bilir.
Meslek etiğine oldukça önem verir, branşı dışında hasta bakmaz, fakiri fukarayı kapısından çevirmez,nöbetlerini hiç aksatmadan tutar ve çağrıldığı hastaya hangi saat de olursa olsun giderdi.
O kadar ilkeli davranırdı ki rahmetli annemin raporlu ilaçlarını dahi reçete etmez,otuz beş yıldır işlettiğim eczaneme senede ancak birkaç kez uğrardı.
Meslek aşkından dolayı onun dünyası hastane ve hastalarıydı. Bundan dolayı bayramlarda dahi zor bir araya gelir ve hasret giderirdik.
Mesleki kariyeri sırasında giymiş olduğu beyaz önlüğe en ufak bir leke getirmeden,"yılın doktoru" unvanı ile emekliye ayrılan ağabeyim Cengiz Güzel'in yatları ve katları olmadı.
Hâlâ, 1997 model emektar arabasını kullanan bu güzel insan, gösterişten, riyadan ve dedikodudan hep uzak durdu.
Hekimliği, kitapları ve Erzurum kültürü onun sevdası oldu.
Emeklilik günlerinde hekimliğinden başka en büyük tutkusu olan kitaplarına ve aşık olduğu Erzurum kültürüne yeterli zamanı ayıracağını umuyor, mesleki hayatı ile ilgili anılarını yazacağı bir kitabın beklentisi içerisinde olduğumu ifade ediyor, derin saygı duyduğum ağabeyime ailesi ve sevenleri ile birlikte sağlıklı güzel günler temenni ediyorum.
siz de abinizde bu şehrin en güzel en güzide insanlarındansınız kendinizle ve ailenizle ne kadar iftihar etseniz azdır