Gazeteciliğe başladığımızdan beri bilmem kaç seçim oldu; ama bu kadar renklisi sanırım hiç olmadı!.. Turhan Bozkurt, Ömer Nazmi ve ben, Cumhuriyet Caddesi'ndeki Erzurum Ajans'ın üç masalı bürosunu kapatıp elimizde çantamız eve doğru yola koyulmuşken CHP Erzurum 1.sıra adayı Ahmet Palandöken ile karşılaştık... 'Merhaba, hoş beş...'derken ayaküstü gazeteci-siyasetçi arasında ne konuşulursa onları konuştuk...
''Sabah Hınıs'a gidiyoruz gelsenize'' dedi Palandöken... Öyle bir söz söyledi ki bam telime bastı...
Rahmetli babamın bir sözü vardı; "çağrıldığın yere erinme çağrılmadığın yere gerinme..."
"Tamam," dedim... Anlaştık... Sabah beni alacaklar...
Bu arada gideceğimiz yer Hınıs olunca, Erzurum'da tanıdığım tek Hınıslı gazeteci olan Recep Kapucu'yu aradım...
"Keko," dedim, "yarın CHP'liler ile Hınıs'a gidiyorum, sen de gelsene!.."
Recep Abi, Gazete Güncel ve Güncel FM'i yeni bir adrese taşıyormuş, çok yoğun... Ama söz konusu Hınıs olunca "tamam," dedi, "uzun zaman oldu gitmeyeli, hem ben de bunalmıştım değişiklik olur, bu arada babamın mezarında da bir fatiha okurum..."
***
Sabah Pelit Meydanı'nda buluşup, İmran Lokantası'nda çorbamızı içtikten sonra bindik arabamıza... Hınıs'a en son, yine bir seçim gezisi için 2007'de gitmiştim... Bindiğimiz araba gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda Turgut Özal'ın ANAP'ından Erzurum mebusu olan efsane siyasetçi Molla Rıza'nın yeğeninin arabası... Yeğen M.Sait Şimşek, oldukca renkli bir kişilik, başarılı bir işadamı... Erzurum'da çok elit bir yemek fabrikasının sahibi ve aynı zamanda da CHP 3'sıra milletvekili adayı...
Şakalaşmalar, biribirimize laf atmalar eşliğinde Asri Mezarlığı'nın karşısındaki petrol istasyonunda Ahmet Palandöken ve 3-5 araçlık CHP konvoyuyla buluştuk. Ben su almak için girdiğim petrol istasyonunun marketinden döndüğümde arabasına bindiğimiz Sait Bey, Mustafa Palandöken'in aracına geçmişti... Yolcuları değişen araçta bu kez çok daha renkli isimler vardı... Direksiyonda Selami abi, yanında tam bir siyaset ideoloğu İbrahim Bey, arkada ise Mustafa Gezmiş ve ben....
Selami abi, definecilik anılarını anlatıp direksiyon sallarken, Pasinler, Çobandede ve Yağan'ı geçtik... Karayazı yoluna saparken, bir köyün karşısında aniden duran konvoyumuza elinde sarma sigarasıyla meraya hayvanlarını salan bir amca yaklaştı... Araçlarından birer Özel Tim çevikliği ile indi bizimkiler... Kimi Kürtçe, kimi Türkçe selamladı amcayı.. Ben de hemen fototğraf makinama sarıldım... Amcanın rengi gri mi gri... Henüz yeşillenmeyen dağlar gibi... İktidardan yakındı, hükümeti eleştirdi; ama oyuna talip olan, boynuna sarılan iki milletvekili adayına da ne 'he' dedi, ne de 'yok'...Sadece dinledi...
***
Yeniden yola koyulduk... Selami abinin değme polisiye filmlere taş çıkaran anıları eşliğinde Hınıs'a yaklaşmıştık. Karskapı'daki 3-5 kişilik konvoy birden yüz araçlık görkeme ulaştı. Taksiler, jeepler, minibüsler, midibüsler, otobüsler... 'Bizim Ahmet' afişleriyle donatılmış... Uzunca bir araç konvoyu, davul-zurna yok ama herkesin yüreği sahiden çarpıyor; derin bir çoşku, heyecanlı ve samimi gözler... Ahmet Palandöken, herkesle tek tek tokalaşıyor... Nerede ise o yüzlerce kişiyi isim isim tanıyor... Kimiyle sarmaş dolaş, kimiyle elele... M.Sait Şimşek ise evin çocuğu gibi... İlçeye 5 km var-yok... Bu samimi karşılama beni de etkiliyor. Fototğraf çekmek için Selami abinin anılarından mahrum kalma pahasına, o sıcacık ve konforlu aracı bırakarak Kanal 25'den bu geziyi takip etmek için gelen Naci Ergen ile birlikte üstü açık bir pıkapa biniyorum. Rüzgâr, adamın sırtını deliyor. Naci, bu durumlarda benden tecrübeli, "abi ayakta durma," diye uyarıyor. Öğlen saatleri ama ilçede derin bir sessizlik... Elimizdeki makinaların odağındaki araçta bulunan Ahmet Palandöken, okullarından çıkan öğrencileri selamlıyor, yoldan geçen insanlara el sallıyor...
***
Konvoy araçlarının kornaları arasında pek duyulmasa da Onur Akın'ın seslendirdiği 'Bir ıslıkta sen çal' şarkısı eşliğinde Hınıs'a giriyoruz... Hınıs, Erzurum'un merkeze en uzak ama en büyük ilçelerinden. 17 bin 773 seçmene sahip. 2007 Genel Seçimleri'nde AKP 6 bin 155, Bağımsız Aday 2 bin 739, CHP ise bin 452 oy almış... Klasik şehir turunu atan konvoyumuz Belediye Başkanlığı'nın da bulunduğu ana cadde üzerindeki CHP İlçe binasının önünde duruyor. Bir ilçe teşkilatı için oldukca büyük olan CHP İlçe Başkanlığı ana baba günü... Koca salon tıklım tıklım... Ahmet Palandöken, kalabalığı sade bir konuşma ile selamlıyor. Şapkalı-takkeli, sarıklı- sakallı, yaşlı-genç kalabalık çoşkuyla alkışlıyor. Belli ki Hınıs'ta da 'Bizim Ahmet' tutmuş. CHP, her zaman bir tabanı olan bu ilçede bu kez daha bir diri; ama bu sandığa ne kadar yansır orasını kestirmek zor!.. Palandöken, konuşmasını bitirip ilçe teşkilatındaki arkadaşlarıyla köy gezilerini planlamaya koyulurken ben de ilçenin siyasi havasını kendi çapımda koklamak için turistik bir geziye çıkıyorum. Gözüme ilk çarpan; BDP destekli bağımsız aday Sebahattin Yılmaz'ın seçim bürosu.
Kapının önünde o ana kadar sadece ismini bildiğim Sebahattin Yılmaz'ın gülümseyen fotoğraflarıyla süslü, oldukça profesyönel bir düzenekle hazırlanmış sarı-yeşil ve kırmızı renklerin hakim olduğu seçim otobüsü duruyor. Erzurum'da şu ana kadar ne MHP'de, ne CHP'de ne de AKP'de öylesi bir propoganda aracı görmedim. Seçim bürosunda, her kesimden vatandaş var ancak daha çok gençler... Hınıs'ın Belediye Başkanı Saadet Partili... İlçe gördüğüm kadarıyla pırıl pırıl... Yollar asfaltlı, sokaklarda çöp yok. Kaldırımları Erzururm'un Cumhuriyet Caddesi'nden daha sağlam, yani yürürken ayağınızın altındaki taşlar yerinden oynamıyor. Sigara almak için bir dükkana giriyorum. Yabancı olduğum belli, hele elinde bir de fotoğraf makinası varsa hemen sohbet açılıyor...
Bu arada bizim Recep Abi arıyor beni, dükkan sahibi ile vedalaşıp çıkıyorum. Erzurum'da üniversiteye hazırlanırken Güncel FM'e gidip gelirken tanıştığımız Emre, çay içmeye bekliyormuş. Emre'nin babası Hınıs gibi bir yerde MHP'li... Hınıs Meslek Yüksek Okulu öğrencisi Emre, bize dükkanlarında hizmet için çırpınırken Karaçoban'dan gelen bir genç, bağımsız adaydan yana açıkca tavrını koyuyor. AKP'nin son zamanlardaki politikalarından, Başbakan'ın söylemlerinden rahatsızlığını anlatıyor. Siyaset konuştuğumuzu duyan ve o anda dükkana giren amca hastaneden geldiğini anlatarak Recep Akdağ'ın sağlık alanındaki yaptıklarını sıralıyor, dua ediyor.
AKP'nin Hınıs'tan 2007 yılında aldığı oy oranını bu kez yakalaması imkansız gibi. Ancak çok ciddi bir kan kaybedeceğe de benzemiyor. Çünkü ilçede olağanüstü bir Recep Akdağ hayralığı var. Bağımsızlar çok iddialı, köy köy, ev ev dolaşıyorlar. Bölgede sürpriz yaparak oylarını en az iki-üç kat artıracak tek parti ise CHP görünüyor. Çünkü, CHP adayı Ahmet Palandöken büyük bir sempati yakalamış. Tekman kökenli olan Palandöken'in, babası da eski bir siyasetçi ve herkes tarafından yaptığı hizmetlerle anılıyor. Karşılaştığım bir çok Hınıslı, "Elin adamı seçilene kadar 'bizim Ahmet' seçilsin," diye konuşarak düşüncelerini paylaşıyor. Bu arada CHP'nin 600 TL'lik 'aile yardımı' da sık sık sorulan sorulardan... Dönüş yolunda karşılaştığımız BDP yöneticileri de CHP adayının bölgede hem AKP'den hem de Bağımsız adayın tabanından oy alacağını açıkca söylüyorlar...
Hınıs'ta belli ki bu seçimde AKP, CHP ve Bağımsızlar yarışacak.. Şimdilik, "kim önde," diye soracak olursanız; cevabım biraz enterasan olacak.. Hınıs'ta partilerden öte adaylar öne çıkıyor. 12 Haziran'da bitiş çizgisine, AKP'li Recap Akdağ, CHP'li Ahmet Palandöken ve bağımsız Sebahattin Yılmaz, atbaşı farklarla varacaklar gibi....
çok şişirdiniz ama tabiki sizin ahmet baş aldı :)