Güneş Vakfı tarafından düzenlenen geleneksel Cuma konferanslarının bu haftaki konuğu Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Din Felsefesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay İmamoğlu oldu.
Erzurumajans-Güneş Vakfı tarafından düzenlenen geleneksel Cuma konferanslarının bu
haftaki konuğu Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din
Bilimleri Bölümü Din Felsefesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Tuncay İmamoğlu oldu.
Güneş Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen ve
yoğun ilgi gören konferansta konuşan İmamoğlu "İmanın Bir Yansıması
Olarak Peygamber Sevgisi ve Algısı"nı anlattı.
İmamoğlu,
konuşmasında, "Din felsefesi açısından imanın 4 aşaması vardır.Bu
aşamaların bir yansıması olarak Peygamber sevgisini gösterebiliriz.
Sevgi, Peygamber sevgisi denilince de şüphesiz akla sahabe gelir. Bu
sevgiye en iyi örneklerden birisi Hubeyb b. Adi'dir. Hubeyb Bin Adi
islamı anlatmak için çıktığı bir yolculuk sırasında esir alınmıştır.
Bedir Savaşı'nın intikamını almak için saldırıya geçen müşriklerden Ebu
Süfyan, Hubeyb'e sorar;"Şu anda büyük eziyet altındasın ve Muhammed
şimdi evinde rahatça oturuyordur. O'nunla yer değişmeyi istermiydin?"
Hubeyb'in cevabı tokat gibidir;"Değil yerimde olması bilsemki
Hz.Muhammed'in ayağına diken batmış, kahrolurum." Süfyan bu sözün
üzerine arkadaşlarına der ki;"Ben Muhammed gibi arkadaşları tarafından
bu kadar çok sevilen görmedim." Bu örnekler şu soruyu akla getirebilir:
Onlar Peygamberi gördüler, beraber oldular, ama biz nasıl sevdiğimizi
gösterebiliriz? Bunun cevabı basittir. Peygamberi sevmek demek O'nun
ahlakını davranışlarını hayatımıza uygulamakla mümkündür. O'nu sevmek,
karşıdan gelen birini tebessümle selamlamaktır. O'nu sevmek, yoldaki bir
taşı alıp kenara koymaktır. O'nu sevmek yaşlıları, hastaları ziyaret
etmektir. Cebinde çocuklar için küçük hediyeler taşımaktır. Peygamber
sevgisinin temelinde Mekkeliler'in önceki amaçsız, umutsuz hayatlarının
büyük etkisi vardır. Zira insanoğlunu en çok etkileyen düşünce yok olma
fikridir. Hz. Peygamber'in getirdiği kitapta yok oluşun olmadığı ve
sonsuz bir başka hayatın olduğu düşüncesi ileri sürülmüştür. Ünlü
filozof Martin Heidegger'e göre "insan dünyaya bırakılmış bir nesnedir."
İşte bu düşüncenin tersi umut İslamiyet'le ortaya çıkmıştır." Diye
konuştu.