Sendikal çalışmalarda bulunmak üzere Bayburt’a Gelen Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu Vali Hasan İpek’ i ziyaret etti.
Erzurumajans-Sendikal çalışmalarda bulunmak üzere Bayburt’a Gelen Memur-Sen ve
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu Vali Hasan İpek’ i ziyaret
etti.
Bayburt Sağlık Sen Başkanı Fikret Lökoğlu ve Haber Sen
Başkanı Kemal Çetin ile birlikte Valiği ziyaret eden Memur-Sen Genel
başkanı Gündoğdu, ziyaretleri sırasında Vali Yardımcısı Hakan Hakyemez,
Aydıntepe Kaymakamı Ahmet İhsan Çiğil ve Demirözü Kaymakamı Haktan
Gökçekuyu'da bulundular.
Bir süre Vali İpek'le görüş alış verişinde
bulunan Memur-Sen Genel başkanı Ahmet Gündoğdu’ya ziyaretleri anısına,
Vali Hasan İpek tarafından plaket takdim edildi.
Memur-Sen Genel
Başkanı Gündoğdu, Valilik ziyaretinden sonra Memur-Sen Bayburt İl
Temsilciliğini ziyaret etti. Gündoğdu burada Memur-Sen üyeleriyle
görüştü.
Memur-Sen Bayburt İl Başkanı Fikret Özbey, Gündoğdu’nun
Bayburt’u ziyaret etmesindeki temel amaçlarından birinin Anadolu’nun üye
potansiyeli açısından ve hizmetlerindeki öncülüğü açısından en kıymetli
illerinden biri olan Bayburt’a daha çok hız vermek için olduğunu
söyledi.
Sendikacılığa 1992 yılında merhum Akif İnan ile birlikte
"niçin" sorusunu sorarak başladıklarını hatırlatan Gündoğdu, " Biz
sendikacılığa vesayeti deşifre etmek için başladık. Vesayeti deşifre
etmede daha çok ekmek, daha çok özgürlük var. Millet iradesi var.
Darbelere yer yok. Bürokratik oligarşiye ve antidemokratik yaklaşımlara
yer yok. Bugün sendikal hareketlerimiz sonucu bir taraftan toplum
görüşmeden toplu sözleşmeye geçiş aylarını yaşıyoruz. Bir taraftan da
demokrasinin, katılımcılığın artık hayat bulmasını, vatandaşını döven
devlet anlayışından vatandaşını tanıyan devlet anlayışına geçmeyi
önemsiyoruz. "dedi.
BAŞÖRTÜSÜNDE OKULA, DERSE DEĞİL BİREYE ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ.
Son bir ay içerisinde Arakanlı yetimlerin sözcülüğü, Suriyeli
kardeşlerimizin acısını duymak yanında Türkiye’de başörtüsü özgürlüğüne
start verdiklerini belirten Gündoğdu, " Kamuda, mecliste,
üniversitelerde, başörtüsü özgürlüğünün olması için çalışma başlattık.
Bizim alanımız devlet daire olduğu için başörtü özgürlüğü başta olmak
üzere kılık kıyafet özgürlüğü, kravat serbestisinden serbest giyime,
belki evrensel ilkenin genel ahlaka mugayir olmamak, tanınır olmak gibi
bir tek prensibini geçerli kılmak mümkün. Bu günlerde yeni genelge ve
yönetmeliklere gelişmeler var. Sayın Milli Eğitim Bakanı’na
imam-hatiplerde Kur’an ve Siyer derslerinde başörtüye serbesti tanıdığı
için teşekkür ediyorum; ama bu serbesti sağlıklı ve yeterli değil. Çünkü
birey merkeze alınmamış bir yönetmelik. Teşekkür edeceğimiz boyutu
imam-hatip liselerinde bile yasak olan başörtüsünün genelge ile
buralarda görünür olmasını sağlamaları dolayısıyla. Ama burada bir hesap
yanlışlığı var. İmam-hatip lisesinde okuyan bir öğrenciye başını
istersen örtebilirsin diyoruz. Ama bu kız öğrenci ticaret lisesine geçiş
yapacak olursa pardon orada örtemezsin. Yani burada okula özgürlük var,bireye değil. Kuran ve Siyer dersinde istersen örtebilirsin diyoruz ama
matematik dersinde örtemezsin. Diğer okullarda da derse özgürlük var.
Biz okula ve derse özgürlük istemiyoruz. Bireye özgürlük istiyoruz.
İmam-hatipte istersen örtmeyebilirsin deniyorsa diğer okullarda da
istersen örtebilirsin denebilir. Cinsiyet ayrımcılığına son verecek bir
başörtüsü özgürlüğü istiyoruz. Yıl 1930 başörtülülere seçme hakkı
tanınıyor. Yıl 1934 seçilme hakkı tanınıyor. Yıl 2012. Başörtülüler
başbakan bile seçebiliyor; ama onların ne giyeceğine hala devlet karar
verebiliyor. "diye konuştu.
ANAYASA MAHKEMESİ’NE BİREYSEL BAŞVURU STARTINI VERDİK
Gazetelerin üçüncü sayfalarındaki şiddet haberlerini hatırlatan
Gündoğdu şöyle devam etti: " Şiddete biz de karşıyız. Her türlü şiddete
karşıyız. Ama bugün başörtü yasağı devletin kadına uyguladığı bir
şiddettir ve bu devlet eliyle yürütülmeye devam ediliyor. Biz bireysel
başvuru hakkı ile bunun önünün açılacağına inandığımız için Anayasa
Mahkemesi’ne bireysel başvuru startını verdik. Buradan da çağrıda
bulunuyorum. Ceza almış öğretmen, üniversite öğrencisi, memur
arkadaşlarımız bizimle irtibata geçebilirler. İdare mahkemesi temyizi
gerektirecek olursa Danıştay sonra Anayasa Mahkemesi ile bu özgürlüğe
kavuşabiliriz. "şeklinde konuştu.
ÇALIŞANIN SAYGIN OLMASI ÜLKENİN SAYGIN OLMASIYLA EŞDEĞER
Toplu sözleşme hakkını iş güvencelerine dokundurtmadan almanın
mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Gündoğdu, "Bundan sonra iş
güvencesine asla göz dikilmemesini en önemli güvence olan iş güvencesi
müktesep hakkını tehdit altına alacak yaklaşımlardan uzak durulmasını
bekliyoruz. Geçtiğimiz toplu sözleşme süreci 10 yıllık toplu görüşmeden
sonra 6 ay hükümetle uzlaştığımız yasa maddelerinin bile bakanlar
kurulundan ters çevrilerek yürürlüğe konulmak istenmesiyle kavgalı,
stresli geçti. Sadece bir maddeyi paylaşayım. Hizmet kolu sendikacılığın
esasıdır ama bakanlar kurulundan hizmet kolu çıkarılarak yasamız geri
dönmüştü. 3,5 aylık mücadele ile yeniden sayın bakan ile uzlaştığımız
noktaya geldik. O stresle girilen toplu sözleşmede 4/c’liler başta olmak
üzere 63 tane kazanıma imza attık. 4/c’liler ile ilgili mücadelemiz
devam ediyor. Hiç değilse 11 ay çalışma sürelerini 12 aya çıkartarak her
yıl bir maaş daha almalarına öncülük ettik. Sürecin en mağdurları
öğretmen ve öğretim görevlileridir. Hem yaptığı işin saygınlığının
anlaşılmaması, hem başka bakanlıklarda karşılığını bulamadık bahanesi
hem de 4+4+4 gibi milli güvenlik kurulunun dayattığı sistemden halkın
istediği din eğitim ve seçmeli dersler havuzunun da olduğu bir sisteme
geçişte bu sistemin lokomotifi olacak öğretmenlerin küstürülmüş
olmasında da olduğu gibi bugün de yarın da bu ülkenin en önemli sorunu
eğitim ve sağlık sorunudur. Eğitim ve sağlık sorunu başta olmak üzere
bunun çözümünde lokomotif kamu çalışanlarıdır. Öğretmenlerdir,
doktorlardır, hemşirelerdir, PTT dağıtıcılarıdır, 4/c’lier,
4/b’lilerdir. Çalışanın saygın olmasının ülkenin saygın olmasına eşdeğer
olduğu gerçeğinin görülmesi için elimizden gelen gayreti yapmaya devam
edeceğiz. " dedi.