Onbir ayın sultanı Ramazan ayında iyilik yapmak ve ibadetlerimizi yerine getirmek büyük önem taşır.Peki Ramazan ayında günah işleyenin orucu kabul olur mu?
Erzurumajans-Onbir ayın sultanı Ramazan ayında iyilik yapmak ve ibadetlerimizi yerine getirmek büyük önem taşır.Peki Ramazan ayında günah işleyenin orucu kabul olur mu?
Sual: Bazıları, (Namaz kılmayan, içki içen, açık gezen veya başka günah işleyen, boşuna oruç tutmamalı) diyor. Bu söz doğru mudur?
CEVAP
Hayır, dine aykırıdır. Birkaç günah işleyenin, diğer günahları da yapması gerekmez. Hem oruç tutup hem de günah işleyen kimse, oruç tutmakla hâsıl olan büyük sevaba kavuşamaz, fakat âhirette, niçin oruç tutmadın diye hesaba çekilmez. Oruç borcunu ödemiş olur, hatta orucun bereketiyle diğer günahlardan da kaçma imkânı olur. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
(Bütün günahlara tevbe edip hepsinden kaçmak büyük nimettir. Bu yapılamazsa, bazı günahlara tevbe etmek de nimettir. Bunların bereketiyle belki bütün günahlara tevbe etmek nasip olur. Bir şeyin bütünü ele geçmezse, hepsini de kaçırmamalı.)
Namazın dinimizdeki yeri, oruca göre daha önemliyse de, bir kimseye namaz kılmadığı için, (oruç da tutma) denmez. Aksine, (Namaz kılamıyorsan, orucu bari terk etme) denir. Namaz kılmamakla büyük bir günaha giren kimse, oruç tutmazsa günah miktarı daha da çok artar.
Birkaç günaha müptela olan kimse, birinden vazgeçmek isterse ona, (Diğerlerini bırakmadığına göre, bu günaha da devam et) denmez. Günah miktarı ne kadar azaltılırsa, o kadar iyi olur. Allah'tan korkup bir günahtan vazgeçmek iman alametidir. Hadis-i şerifte, (Ömründe bir defa Allah'ı anan veya Ondan korkan Müslüman, Cehennemden çıkar) buyuruldu. (Tirmizi)
Günah işleyen, oruç tutuyor veya zekât veriyorsa, (Aman bunları bari bırakma) demelidir! Bu ibadetleri de yapmazsa, dinden tamamen uzaklaşabilir. Korkutmaktan çok, müjdeleyici olmak gerekir. Peygamber efendimiz, (Allah'ın rahmetinden ümit kestirip, dinden nefret ettirenlere lanet olsun! Kolaylaştırın, güçleştirmeyin) buyurdu. (Buhari)
Bir genç, Peygamber efendimize, (Şu üç günahı bırakamıyorum) dedi. O üç günah, yalan, zina ve içkidir. Resulullah efendimiz, (Bu üç günahtan yalanı benim için bırak) buyurdu. O genç, kabul edip gitti. Daha sonra, diğer iki günahı işlemek isteyince, (Bu günahları işleyip Resulullahın karşısına çıkınca, "Ben işlemedim" desem yalan söylemiş olurum. Eğer işlediğimi söylersem, beni cezalandırır) diye düşündü. Diğer iki günahtan da vazgeçti. (Şir'a)
Kelime-i şehadeti dil ile söyleyip kalb ile de tasdik eden Müslümandır. Günah işleyen, Müslümanlıktan çıkmaz. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cebrail aleyhisselam, "Ümmetine müjde ver ki, müşrik olarak ölmeyen Cennete girer" dedi. Ben, "Zina ve hırsızlık eden de mi Cennete girer" diye üç defa sordum. "Evet, zina ve hırsızlık eden de Cennete girer" dedi. Daha sonra, "İçki içse de, yine sonunda Cennete girer" dedi.) [Buhari]
Bu, Ehl-i sünnet itikadıdır. Günahları hafif görmek değildir. Bu inanış, insanı günaha sevk etmemeli! Her günah, kalbi karartır, insanı küfre sürükleyip Cehennemde ebedi kalmaya sebep olabilir. Her günahtan kaçınmalı, çünkü Allah'ın gazabı günahlar içinde saklıdır. Belam-ı Baura, çok ibadet eden büyük bir âlimken, bir günah yüzünden imansız öldü. Günah işleyen hemen tevbe etmelidir!
Kaynak: dinimizislam.com