25-26 Şubat 1992; gadim Türk yurdu Garabağ'ın Hocali Reyonu'nda (ilçe), masûm ve günâhsız, soydaş Azerbaycanlı kardeşlerimizin, yaşlı-genç-kadın ve çocuk denilmeden, kendi ata yurtlarında ve öz topraklarında; Ermenilerce, insanlık dışı ve vahşi bir biçimde, hunharca şehit edilerek katledildikleri, gamlı ve yaslı bir günün yıl dönümüdür. Ve yine işgalin neticesinde, bir milyonu aşkın Garabağlı'nın, evini- barkını ve obasını geride bırakararak, 'gaçgın' bir hal ve duruma düşürülerek, sürüldükleri hicrânli ve kabul edilemez bir vahşetin, sergilendiği günün yil dönümüdür.
Azerbaycanlı bir muallime hanımın dizeleriyle; 'Ezizim keman ağlar / Kemanı çalan ağlar / Yurdum işgal altında / Garabağ'ım kan ağlar.' Bilmem nice yıldır okunan, yine Garabağ ilintili ve her okunuşunda, bizi Garabağ diyârına götüren, benzer klâsik ve yanık bir Erzurum türküsünde de; 'Garabağ'da talan var / Meni derde salan var / Çek bayraktar bayrağın / Gözü yolda galan var / Şir memenden / şir memenden / Şir akar şir memenden / Olaydım körpe kuzu / Emeydim şir memenden' mısralarında ve derünî ezgilerinde de yer alan Garabağ'da, dün ve bugün yaşanılan derin ve ağır bir hüzün anlatılır.
Ülkemizin tutarlı ama yetersiz, genel politikaları ve bakışının dışında, başta müslüman ülkeler olmak üzere, bütün insanlığın vicdan-ahlâk ve idraklerinin suskun ve duygusuz kaldığı, Garabağ Türk'ünün bu talihsiz kara ve mâtemli gününde ve Garabağ'ın işgalinde, can veren tüm şehitlerimize rahmet diliyorum. 'Çırpınırdı Karadeniz / Bakıp Türk'ün bayrağına' şiirinin müellifi şehit Ahmet Cevat'ın, 'Soranlara anlatayım men bu yurdun nesiyem/ Men çiğnenen bir ölkenin hak bağıran sesiyem.' mısralarına ses ve reng veren ve terennüm edilen, Azerbaycan ve Erzurum ezgili deyiş ve şiirlerinin yarattığı tarifsiz ruh halimde, izah edilemez acı bir elem ve duygu yoğunluğu yaşıyorum.
Gence -Karabağ arasında yer alan Kazak şehrinde, ecdâdımın kabirlerinin de bulunduğu ve hicret eden rahmetli dedemin de bir bakıma vatanının bir parçası sayılan; öncelikle Kars - Erzurum -Sivas-Tokat -Amasya -Çorum ve Kayseri olmak üzere; Anadolu'nun bir çok yerinde ve hayli sayıda, Azerbaycanlı ve Garabağlı muhâcir Türk'un yaşadığ Garabağ'ın işgali, tüm Türk dünyası için trajik bir dramdır.
Garabağ'da, İşgalin sona erdirelecegine ve kurtuluşunun en kısa sürede sağlanacağına, ata ve ana yurtları ve öz otağlarından sürülen tüm Garabağlı 'gaçgınların' gadim yurtlarına, yeniden avdet ederek dönecekleri 'şâdlık gününün' yakın olduğuna olan inancımla, emperyal destekli bu mütecâviz ve haksız işgali kınıyor ve lânetliyorum.
'Tek millet; iki devlet' ve 'Ne mutlu Türk'üm diyene'...