Erzurumajans-Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Erzurum'da açılan davanın iddianamesinde, örgüte kazandırılması amaçlanan kişilere ikram, izzet, ziyafet yöntemlerinin uygulandığı ve sözde bölge imamlarının, TSK, emniyet, üst düzey kamu görevlileri, bürokratlar ve gazetecilerin cinsel yaşamlarının takibe alınarak gizli kaydedilmesi talimatı verdikleri ortaya çıktı.
FETÖ/PDY'ye ilişkin Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen davanın 32 sayfalık iddianamesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğünün arşiv kayıtlarına intikal eden her türlü bilgi, belge ve dokümanın bütün olarak değerlendirildiği kaydedildi.
Erzurum'da açılan davanın iddianamesinde, FETÖ mensuplarınca, sosyal paylaşım sitelerinde "Haramzadeler, Başçalan, Fuatavni, Yıldızkulis" adıyla başlayan benzer sahte hesaplarla ülkenin birlik ve beraberliğini bozmak amacıyla paylaşımlar yapıldığı, ülke güvenliği ve dış politikalara yönelik devlet sırrı niteliğindeki toplantılar ve görüşmelerin illegal dinlenerek servis edildiğinin belirlendiği belirtilerek, özellikle "Fuatavni" isimli sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların örgüte yakın basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldığının anlaşıldığı bildirildi.
"Küçük yaşta başarılı öğrenciler sahilde deniz evinde ya da kırsal alanlarda bulunan yayla evlerinde yaz kampına çağrılmış"
İddianamede dikkat çeken bazı bölümler arasında örgüte kazandırılması amaçlanan kişilere ikram, izzet, ziyafet yöntemlerinin uygulanması yer aldı.
İddianamede, "Örgüte eleman temin etme hususunda düzenli ve sistemli olarak çalışıldığı, örgüte kazandırılması amaçlanan kişiyi ikram-izzet-ziyafet yöntemlerinin uygulandığı ve özellikle küçük yaşta başarılı öğrencilerin sahilde deniz evinde ya da kırsal alanlarda bulunan yayla evlerinde yaz kampı şeklinde kampa çağrılarak eğitim verdikleri ve şahısların temaslarının kontrol edilip test edildikleri, planlanan bu kampların 'düğüne çağırmak', kamp yapılacak evlerin ise 'köşk' şeklinde örgütsel olarak kodlandığı, örgütün sempatizanları üzerinden etkinliğini arttırıp, soruşturmaları kamuoyunda tartışılır hale getirmek için örgütsel bir tavır alarak, bölücü terör örgütü mensupları tarafından daha önceki tarihlerde gerçekleştirilen 'Ben de PKK'lıyım' eylemlerinin bir benzeri olarak 'kendimi ihbar ediyorum' konulu toplu dilekçe verme faaliyetlerinin gerçekleştirildiği" şeklinde belirtildi.
"TSK, emniyet, üst düzey kamu görevlileri, bürokratlar ve gazetecilerin cinsel yaşamlarının takibe alın"
İddianamede örgütün amacına ulaşmasında fayda sağlayacağı düşünülerek sözde bölge imamlarının 'TSK, emniyet, üst düzey kamu görevlileri, bürokratlar ve gazetecilerin cinsel yaşamlarının takibe alın' talimatı verdiği ortaya çıkarken, şu ifadeler kaydedildi:
"Şahıslar ile örgütsel faaliyetlerde kullanılan/ kullanılması düşünülen kişiler başta olmak üzere yargı mensupları, akademisyenler, TSK personeli, emniyet teşkilatı personeli, üst düzey kamu görevlileri, bürokratlar, gazeteciler vb. kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, iletişim bilgilerine, sağlık durumlarına ilişkin özel ve hassas bilgilerin/verilerin, görüntü, ses kayıtlarının gizli ve bazı teknik donanım uzmanlık gerektiren yöntemlerle usulsüz bir şekilde kişisel veri olarak kaydedilip arşivlendirildiği, söz konusu kişisel verilerin örgütün amaçları doğrultusunda şantaj amaçlı veya gerçekleştirilmesi planlanan eylemlerde kullanıldığı/kullanılmasının hedeflendiği, örgütün amaçları doğrultusunda her türlü legal yapılar (STK, Demek, Vakıf, Kamu Kurum ve Kuruluşları vb.) ile işbirliği yaparak, söz konusu yapı ve oluşumları sahip oldukları araç ve gereçleri kullanmayı/yönlendirmeyi hedeflediği görülmüştür."