Recep Akdağ henüz Sağlık Bakanı iken, Kardelen TV’de Soruyorum’a konuk etmiştik. O programda kıymetli meslektaşım Talat ağabeyi, “…Recep Akdağ, Erzurum’un marka siyasetçisidir” şeklinde bir tespitte bulunmuştu.
Bu tespit, Bakan Akdağ’a karşı keskin ve yılmaz bir muhalefet sürdüren odakların hışmına uğramıştı. Eleştiriler arasında deniyordu ki, “Recep Akdağ bakanlık koltuğunda oturmasaydı, siz o tespiti yapmazdınız.”
Talat ağabeyinin de o günden bugüne farklı düşünmediğini biliyorum. Ama o soruya bugün ben cevap vermek istiyorum.
Hani diyordular ya, “Bakanlık koltuğunda oturmuyor olsaydı” diye…
Recep Akdağ, on bir yıl bakanlık yaptı ve artık bakan değil. Yani bazılarının ifadesiyle “sade” bir milletvekili…
Peki gerçekten Akdağ bir marka siyasetçi midir?
Evet; hem de kelimenin tam anlamıyla bir marka siyasetçidir.
İster bakanlık koltuğunda oturuyor olsun, isterse sade bir milletvekili…
O ilkesi ve duruşu olan bir insan ve doğru inandıklarının peşinden koşan yürekli bir Erzurumlu…
Önceki gün geldiği Erzurum’da pek çok kesimle birlikte olduğu gibi, biz gazetecilerle de bir araya geldi ve AK Parti’nin 2023 Vizyonu’na dair görüş alış-verişinde bulunduk.
Recep Akdağ, 2023 yılında Erzurum’da kişi başına milli gelirin 2 bin 500 dolar seviyesine ulaşabilmesi için, öncelikli hedefin sanayileşme olması gerektiğini söyledi.
Evet; hiç de haksız değildi.
Lakin o hedefe ulaşılıp ulaşılamaması konusunda bendeniz Recep Bey’den farklı bir noktada duruyorum.
Kabul etmeyebilirsiniz. Ben Erzurum’da sanayinin olacağını, hele hele de o sanayinin gelişip büyüyeceğine ihtimal vermiyorum. Bu yüzden de bizim kalkınma yolunda, kendimize turizmi, hayvancılığı, hizmet sektörünü ve küçük ölçekli üretimi sıklet merkezi olarak belirlememiz gerektiğini düşünüyorum.
Marka bir siyasetçi olduğuna yürekten inandığım Akdağ’ın 2023 Vizyonu için Erzurum’a biçtiği rolü, rasyonel bulmadığımdan, bu görüşüne itiraz ediyorum.
Hoş Recep Bey de “hayır illa da sanayi olacak, yoksa ben bu işte olmam” gibi akla ziyan bir çıkışta bulunmuyor tabii ki. Ama sanki geldiği nokta Erzurum’un kış turizmi, eğitim, sağlık ve hayvancılıkla bir yere kolay kolay varamayacağı yönünde…
Recep Akdağ gibi düşünmüyorum.
Nasıl ki Antalya turizmle bir dünya kenti olduysa Erzurum da olabilir.
Tamam kabul ediyoruz, şu anda bizdeki bu hayvancılık anlayışıyla bir hayvancılık merkezi olmamız imkansız ama bu meseleye samimi fokus yaparsak ve hükümet akılcı destekler verirse Erzurum fark yaratabilir.
Gerçi kimin haklı, kimin haksız çıkacağını zaman gösterir ama sanki perşembenin gelişi çarşambadan belli misali; illa da sanayi olsun demek boşuna bir çaba harcamaktır.
Büyük tüketim merkezlerine, ham maddeye, yetişmiş insan gücüne ve limana uzak bir şehrin dişe dokunur ölçüde bir sanayi şehri olmasını beklemek, Eskimolar’ın buzdolabına yoğun ilgi göstermesine benziyor.
Oysa kış turizmi, eğitim, sağlık, hizmet sektörü ve hayvancılık gerçekçi hedeflerdir. Şayet gerekli destek ve özen gösterilirse, Erzurum bu alanlarda temayüz edebilir.
Recep Akdağ artık bakan değil.
Değil ama bu şehre dair kafa yoran ve bu şehrin hamle yapmasını isteyen birisi…
“Nasılsa artık bakan da değilim, çekileyim köşeme biraz dinleneyim” diyebilecekken, O yollara düşmüş hiç de mecbur olmadığı halde yarınları dizayn etmek istiyor.
“Marka siyasetçi” dediğimiz şey de zaten tam olarak budur.
Sövmek ve arkasından karalamak için, bakanlıktan ayrılmasını bekleyen kesimler hiç kusura bakmasınlar, çünkü yanılıyorlar.
Eğer önceki gün bizimle dün de ETSO mensuplarıyla yaptığı toplantıyı takip etmiş olsalardı, niçin bunları yazdığımızı daha iyi anlayabilirlerdi.
Son söz:
Akdağ, birkaç atımlık barut olmadığını nasıl onbir yıl süren bakanlığı döneminde göstermiştiyse, şimdi de (hesap yapanlar için diyorum) hiç de bir ağızlık lokma değil.