CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in Genel Kurul’da sarf ettiği “Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz” sözünün ardından başlayan “ırkçılık” polemiği tartışmalarında medyayı eleştirdi.
Erzurumajans-Partisinin
grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP
İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen
“ana dilde savunma” görüşmeleri sırasında kürsüden sarf ettiği “Türk
ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz” sözlerinin ardından başlayan
“ırkçılık” tartışmalara atıfta bulunarak, Cumhuriyetin 90 yıl önce
kurulduğunu ve hangi koşullarda kurulduğunu herkesin çok iyi bildiğini
söyledi. Cumhuriyeti kurarken bir imparatorluktan devralındığını
söyleyen Kılıçdarğlu, “Osmanlı imparatorluğunun etnik kimliği yoktu. Her
etnik kimlikteki insanlar Osmanlı imparatorluğunun çatışı altındaydı.
Ve biz Türkiye Cumhuriyetini kurarken mücadelemizi ortak verdik.
Kavgamızı ortak verdik. Üzüntülerimizi ortak paylaştık. Barışımızı ortak
kurduk. Bayrağımızı yücelttik. Vatanımızı kurduk. Lozan’ı bu ülkenin
tapusu haline getirdik ve Cumhuriyetimizi böyle kurduk. 90 yıllık
mücadele sonunca. Kolay olmadı. 90 yıllık mücadele ekonomik olarak
güçlenmek istedik. Siyasal ve sosyal olarak güçlenmek istedik. Her
alanda bağımsız ve özgür Türkiye’yi kurmak istedik. Tek partili yaşamla
başladık. Çok partili yaşama geçtik. Cumhuriyeti kurduk, halkın
egemenliğinin esas aldık. Milli egemenlik dedik biz buna… Halkın
seçtiğin milletvekilleri ile ülkenin yönetilmesine karar verdik. Hiçbir
zaman ne etnik kimlik, ne inanç bağlamında hiç kimseyi suçlamadık ve
ötekileştirmedik. Evrensel ahlakta, evrensel ilkede buluştuk” diye
konuştu.
CHP’nin programlarının değişen dünyaya göre
yenilediklerini belirten Kılıçdaroğlu, çağdaş bir Türkiye’yi kurmak için
hak ve özgürlüklerin mücadelesini verdiklerini belirterek, “Her dönem
darbelere, siyasal idamlara karşı çıktık. Hiçbir siyasal idamın
parlamentodaki oylamasında, hiçbir CHP’li milletvekilinin eli havaya
kalkmamıştır” dedi.
“HİÇBİR ZAMAN ETNİK KİMLİK SİYASETİ, İNANÇ SİYASETİ YAPMADIK”
Hiçbir zaman CHP’lilerin ‘üç üç’ diye bağırmadığını belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz
bu ülkede barışı ve huzuru kurmak istiyoruz. Bizim temel görevimiz
budur. Ana dilde savunma diye bir yasa geldi. Adı yanlış. Ana dilde
savunma değil, savunma hakkıdır. Almanya’da on binlerce Türk çocuğu
okuyor. İlköğretim, ortaöğretim, üniversite… Türkiye’ye geldiği zaman
nasıl savunacaklar bir konuyla suçlandığında. Türkçe değil, Almanca
savunacaklar. İngiltere’de olanlar İngilizce savunacaktır. Hollanda’da
olanlar, Hollanda’ca savunacaklar. Asla ve asla bunu etnik kimlik
bağlamında bir hak olarak görmek doğru değildir. Böyle bakmadık biz
olayı. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinde ne gerekiyorsa öyle baktık biz
olaya. Görüşümüz açık. Önergemiz var. Dar bir alana sıkışıp politika
yapmak doğru değil. Evrensel hukuk varken, çağdaş hukuk varken, dar
alana sıkışıp politika yapmanın bize de yararı olmaz, bize de yararı
olmaz. Hiçbir zaman etnik kimlik siyaseti, inanç siyaseti yapmadık.
Yapanları aşağıladık, kötüledik.”
İsmet İnönü’nün anısını anlatan
Kılıçdaroğlu, siyasetin farklı bir şey olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu,
“Geldiğimiz noktada ülkede bu kadar ciddi sorunlar yaşıyorsak, derin fay
hatları oluşuyorsa etnik kimlik ve inanç üzerinden yapılan siyasetten
kaynaklanıyor. Biz neden doğu ve güney doğu için üçüncü yol diyoruz.
Çünkü biz dini siyasete alet etmiyoruz. Herkesin inancına saygılıyız.
Herkesinin inancı bizim başımızın üstünde diyoruz. Çünkü biz etnik
kimliği siyaset konusu yapmıyoruz. Herkesin etnik kimliği kendi
şerefidir diyoruz. Herkesin kimliğine saygı duyuyoruz” dedi.
“ETNİK KİMLİK SİYASETE MALZEME OLAMAZ”
Gazetelerde çıkan haberleri sert bir dille eleştiren Kılıçdaroğlu, hedefin CHP olduğunu öne sürerek, şunları kaydetti:
“Ben
merak ediyorum. Bizi en ağır şekilde eleştiren gazetecileri merak
ediyorum. Bu değerli Türk büyüğü (Recep Tayyip Erdoğan) ne demişti seçim
meydanlarında ‘Ey Kılıçdaroğlu, önemli olan boy değil, soydur soy’
demişti. Bende demiştim ki, ‘Hoş geldin Hitler.’ Hiç kimse kendi etnik
kimliğini belirleme hakkına sahip değildir. Anne ve babamızdan,
kimliğimizden gurur duyarız. O siyasete malzeme olmaz. Malzeme olacak
alan değil. 72 millet birdir diyen bir felsefeden geliyoruz. Herkesi
kucaklayan bir felsefeden geliyoruz biz. Avrupa etnik kimlik siyasetini
yasaklamıştır. Etnik kimlik üzerinden siyaset milyonlarca insanın
yaşamına mal olmuştur. Bu topraklarda hepimiz eşitiz. Hepimiz özgürüz.
Hepimizin bayrağı tek ve bu ülke için çalışıyoruz. Hepimiz ülkemizi
savunacağız. Ortak paydamız bayrak ve İstiklal Marşı’dır. Ama bireyin
hak ve özgürlüğüne önem vermek zorundayız. Bireylerin hak ve
özgürlükleri olur. Onlara önem vereceğiz. Biz yasaklayıcı bir dünyadan
gelmiyoruz. Özgürlükleri genişlettiğimiz zaman ülkede barışın olduğunu
göreceksiniz. CHP bu felsefeden gelmektedir.”
“CHP’NİN İÇ İŞLERİNİ KARIŞTIRIN DİYENLERİ İYİ BİLİYORUZ”
Kendilerini
eleştiren medya mensuplarına seslenen Kılıçdarğolu, kendisinin hiçbir
zaman medya mensuplarını ağır bir dille eleştirmediğini ve kullandığı en
ağır ifadenin ‘yalaka’ medya olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın medya mensuplarına ‘Sizin boyunlarınızda tasmalar vardı. O
tasmaları ben çıkardım’ sözlerinin eleştirilmediğini belirten
Kılıçdaroğlu, “Hala boynunuzda tasma olduğuna mı inanıyorsunuz? Eğer
demokrasisi sağlıklı çalışan bir ülke olsaydı, medyasının özgür olduğu
bir ülkede olsaydı bu lafı bir başbakan edemezdi. Etseydi de o koltukta
oturamazdı. Şimdi hala oturuyor. Biz medyaya verilen talimatı biliyoruz.
CHP’nin iç işlerini karıştıran diyenleri de biliyoruz. Bunu görev
olarak addedenleri de biliyoruz” diye konuştu.
“HER ARKADAŞIM LAFLARININ NEREYE ÇEKİLEBİLECEĞİNİ İYİ BİLMESİ GEREKİR”
Kendilerinin sorumluluğunun çok daha ağır olduğunu ve her arkadaşının konuşurken lafların nereye çekilebileceğini iyi bilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Konuşmalarımıza
dikkat edeceğiz. Önümüzde sağlıklı çalışan, kafa yoran bir medya yok.
Acaba CHP’de karışıklığı nasıl çıkarırım diyen bir medya var. Boynunuzda
tasma var dendiği zaman sessiz kalan, ‘yalaka’ medya dediğimiz zamanda
ayağa kalkan bir medya var. Medya’da son derece saygın, eleştiriyi iyi
yapan, gerçekten de Başbakanın kullandığı üslup dolayısıyla en sert
eleştirileri yapan gazeteci arkadaşlarımız da var. Onları yürekten
selamlıyorum. Parlamento kürsüsünde konuşunken bir üniversiteye
konuşmuyorsunuz, ders vermiyoruz biz. Kullandığımız sözlerin, cümlelerin
nereye çekiştirileceğine dikkat etmemiz gerekir. Onun için söylüyorum.
Dikkatli ve özenli bir üslup kullanacağız. A dersiniz, B yazarlar bundan
hiç şüpheniz olmasın. O her şeyi söyleme özgürlüğüne sahip, çünkü onun
medyası var. Her CHP’linin son derece dikkatli olması lazım. Söyledim,
biz sosyal demokrat bir partiyiz. Sosyal demokrasi bu ülkeye getiren
partiyiz. Sosyal sözcüğü insanlar için kullanılır. Siyaseti insanı eğer
merkeze koymuşsanız o siyasetin adı sosyal demokrasidir. Özgürlükleri
genişletiyorsanız o siyasetin adı demokrasidir.”