Ankara'da, Gezi Parkı eylemleri sırasında polis A.Ş. tarafından başından vurularak öldürüldüğü iddia edilen Ethem Sarısülük'ün davasının 5. duruşması başladı.
Erzurumajans-Ankara'da, Gezi Parkı eylemleri sırasında polis A.Ş. tarafından başından vurularak öldürüldüğü iddia edilen Ethem Sarısülük'ün davasının 5. duruşması başladı. Polis A.Ş. duruşmada sorulan sorular karşısında susma hakkını kullandı.
Ankara'da 1 Haziran'da Gezi Parkı eylemleri sırasında polis memuru A.Ş'ın silahından çıkan mermiyle hayatını kaybettiği iddia edilen Ethem Sarısülük'ün davası, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 10.30'da başladı. Davaya sanık polis A.Ş. ile sanık, mağdur avukatlarının yanı sıra Sarısülük'ün yakınları ve CHP milletvekili Hüseyin Aygün katıldı.
Duruşma başlamadan önce jandarmanın almış olduğu güvenlik önlemleri sebebiyle mahkeme heyeti ile mağdur avukatları arasında tartışma yaşandı. Sanık avukatları duruşmanın kapalı olarak gerçekleştirilmesi talebinde bulundu. Tartışmalar sonucunda sanık polis A.Ş, kimlik tespiti yapılmasının ardından sonra duruşma salonuna alındı. Duruşma salonunda bulunan dolaplara Ethem Sarısülük maskelerini asıldı.
Mahkeme heyeti sanık polis memuru A.Ş'ye dönerek, söyleyecek bir şeyin olup olmadığını sordu. Bunun üzerine sanık A.Ş, "Önceki ifadeleri aynen tekrar ediyorum, susma hakkımı kullanmak istiyorum" şeklinde cevap verdi.
Sanık avukatları da susma hakkını kullanmak istediklerini belirtti.
Mağdur avukatları, mahkeme heyetinden olay tutanağın gösterilmesi ve bu tutanakta yer alan imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulması talebinde bulundu.
Sanık avukatları, bu imzanın müvekkiline ait olduğunu diğer duruşmada belirttiklerini söyledi.
Sanık A.Ş, olay tutanağında bulunan imzanın kendi ait olup olmadığının sorulması üzerine, "Susma hakkını kullanmak istiyorum" dedi.
Bunun üzerine anne Sayfi Sarısülük, "Gözüme bak nasıl vurdun, nasıl yaptın. Sesin soluğun kesilir katil. Benim oğlum yatıyor sen geziyorsun, neden benim oğlumu hedef aldın" sesleri duyuldu.
Mahkeme heyetinin tekrar olay tutanağında yer alan imzanın kendisine ait olup olmadığı sorması üzerine sanık polis A.Ş, "Olay tutanağından yer alan imza bana aittir. Ayrıntıları yazılı ifademde mevcuttur" dedi.
Mağdur avukatları, "Kaçtıktan sonra nereye gittin, hastaneye nereye götürüldün?", "Ambulans içerisinde tek miydin?", "Ethem'i vurduktan sonra kaskını çıkardın mı?", "Hangi amirin yanına gittin?", "O amir sana ne dedi?", "Hastaneye kaçta gittin?", "Kaç defa rapor aldın?", "Silahı hangi tarihte teslim ettin?", "2 Hazirandan 24 Hazirana kadar nerede kaldın?" soru yönetilmesi üzerine sanık polis A.Ş, "Susma hakkını kullanmak istiyorum" şeklinde cevap verdi.
Mağdur avukatları, olayın yaşandığı günün görüntülerin ve fotoğrafların yer aldığı slaytı mahkeme heyetine izleterek tutuklama talebinde bulundu.
Sanık avukatı, "Meşru müdafaa hakkını kullandığı görülmektedir. Ben söylemiyorum bilirkişi raporunda yer alıyor. Ateş ettiği sırada bir grup eylemci tarafından taşlanmıştır. 10 adetten fazla taşın atıldığı tespit edilerek rapor edilmiştir. Eğer bunlar yanlışsa bilirkişiden suç duyurusunda bulunulsun. Tutuklama kararının hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır" dedi.
Savcı, sanığın sabit ikamet sahibi olması, kaçma ve delilleri karartma durumunun olmaması sebebiyle tutuklama kararının reddine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, "Sanık avukatları belge, delil toplanmasına süre verilmesine, sanığın duruşmalarda bulunması zorunluluğu, duruşma gelmediği taktirde tutuklama kararı çıkarılmasına, tutuklama kararının reddine. Tanıkların dinleme taleplerinden vazgeçilmesine bu sebeple duruşma 7 Temmuz tarihine ertelenmesine karar verdi.
Kararı açıklanmasından sonra duruşma salonu tartışmalar yaşandı. Sanık polis A.Ş salondan jandarma ekipleri tarafından duruşma salonundan çıkarıldı.
Duruşmayı takip eden dinleyicilerin, savcı ve mahkeme heyetine bağırdıkları ve koltukları kırdıkları gözlendi.