Erzurum'un sinesine saplanmış ''üç kazık''

Galiba geçen yıl da yazmıştık, ancak o zaman Aziziye Parkı'nın, belediye tarafından yeniden yapılacağı gündemde yoktu. O yazıda demiştik ki, parkta bulunan ve halk arasında "üç kazık" diye bilinen beton sütunların ne sanatsal bir değeri var, ne de tarihi eser özelliği...

Yetmişli yıllarda dönemin Valisi Necmettin Karaduman zamanında inşa edilen o üç beton direk, güya Aziziye, Mecidiye ve Kiremitlik tabyalarını, dolayısıyla Osmanlı-Rus savaşını anlatıyormuş.

Nasıl bir mantık kurmuşlar, doğrusu anlamak hiç de kolay değil.

Evet;dünyanın her yerinde tarihi olaylara atıfta bulunan, heykeller ve anıtlar vardır. Fakat hiçbir yerde bizdeki bu üç beton sütun kadar anlamsız bir anıt görmedim. O dönem, askerler istemiş, parasını halk vermiş valilik de yapmış.

Son derece çirkin üç beton direk!

Heykeli fazla seven bir millet değiliz. Bu sebepledir ki, ülkemizde hayranlıkla bakacağınız fazla heykel yoktur. Hatta her vilayet ve neredeyse her ilçede bulunan Atatürk heykellerinin büyük bir kısmı bile sanat açısından çok zayıftır ve belli bir hikayesi yoktur. Oysa Batı'daki heykeller birer baş yapıt olmalarının yanı sıra, içinde bir de hikaye barındırır.

Büyükşehir Belediyesi, Erzurum'a yeni meydan ve parklar kazandırma amacıyla, Havuzbaşı'nda, Narmanlı Camii önünde ve bir de yıllardır bakımsızlıktan bitap düşmüş olan Aziziye Parkı'nda, meydan yapıyor.

Bu meydanlardan ilki olan Narmanlı Camii, ya da Tebrizkapı Meydanı bitti bitecek, Havuzbaşı'nda inşaat son sürat devam ediyor. Aziziye Parkı ise, ağır aksak da olsa yapılıyor.

Başkan Küçükler veya Anıtlar Kurulu ne düşünür bilemem ama teklifim şudur:

Hazır,Aziziye Parkı'na güzel bir meydan ve bahçe yapılıyor, bu vesileyle şu üç beton sütunu da söküp kaldırın. Yerine yine Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın Aziziye Tabyası'nda Rus ordusuna karşı verdiği kahramanlık mücadelesini anlatan anıt kalsın. Fakat şu haliyle değil. Çünkü o anıt da ziyadesiyle basit ve sanat fukarası...

Düşünün ki nasıl bir anıt yapmışsalar, neredeyse ayda bir Paşa'nın kılıcını çalıp götürüyorlar. Basın artık bunu ti'ye almaya başladı, "Paşa'ya kılıç dayandırılamıyor!" diye.

Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Osmanlı'nın son dönem yetiştirdiği en başarılı komutanlarından biridir. Sonuçta mağlup olmuş olsa da, Şark Cephesi'nde Ruslara karşı büyük direnç göstermiş ve Erzurum'u müdafaa etmiş bir kahramandır. O'nun ve silah arkadaşlarının şanına yaraşır daha güzel bir anıt yapılmalıdır.

Eskiden tabyalar ordunun uhdesinde olduğu için bırakın turisti şehir halkı bile bir çoğunu bilmezdi, göremezdi. Ancak şimdi durum değişti, tabyalar artık sivilin kontrolünde ve ziyarete açık... Her ne kadar bakımsızlıktan ve sahipsizlikten ötürü birkaç yıla kalmaz yıkılıp giderlerse de, tabyalar orada...

Dolayısıyla şehrin girişinde tabyaları temsilen ayrıca bir simgeye ihtiyaç yoktur.

Ciddi meselelerin dışında her şeye müdahale eden Anıtlar Kurulu, eğer bu "üç kazık" için, "Hayır onlar dünya insanlık mirası arasında olan ve büyük tarihsel ve sanatsal değeri bulunan sütunlardır, değil söktürmek, yanına bile yaklaşmanıza izin vermeyiz" şeklinde saçmalamazsa, Büyükşehir Belediyesi, bu ucubeleri kaldırıp atmalı, yerine hakikaten önünde durup hayranlıkla bakacağımız bir anıt yaptırmalıdır...

Ahmet Küçükler için bu önemli fırsat...

Haydi Sayın Başkan, yap bunu...

Şehrin girişinde öyle güzel bir alana hem klas bir park yaptır, hem de sanatsal açıdan değer ifade edecek bir anıt...

Cesaret gösterip Havuzbaşı'nda Halk Eğitim'i ve yanındaki ucube binayı sökmekle bunu ispatlamıştın.

Şimdi aynı cesareti burada da göster ve Erzurum'u o çirkin görüntüden kurtar.

T
arihe geçmen için ayağına kadar gelen bu fırsatı kaçırma... 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • M.Keleş 01 Ocak 1970 02:00

    Mehmet Bey, Ne yazık ki, Ahmet KÜÇÜKLER bu "ucube" beton sütunları değil yıkmak, bir tek çakılına bile dokunamaz. Bu sütunların temsil ettikleri( !?..) tabyalar bakımsızlıktan yıkılıyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor ama Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu 21.01.2000 tarih ve 979 sayılı kararı ile sanat harikası bu sütunları "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescil edivermiştir. Ne memleket ama; gerçek değerlere sahip çıkma tam da böyle olur!

  • Onursalllll 01 Ocak 1970 02:00

    Davet arkadaşımız m.şeneri uykusundan edecek belli ...

  • Davut 01 Ocak 1970 02:00

    Mehmet Bey memlekete atılan yeni kazıkların veya dikilen yeni kazıkların yanında Aziziye Anıtları şaheser kalır. Bana göre tek tek yapılanlara bakmak yerine resmin tamamını değerlendirmek daha isabetli olacaktır. Şöyleki Erzurum Belediyesinin kentleşme politikası nedir? Erzurum Belediyesinin imar politikaları, arazi, arsa politikası nedir ve nasıl belirlenmektedir? Örneğin bir yere meydan düzenlemesi yapılmasına, mimarisine kimler karar vermektedir? Kimlere danışılmaktadır? Projelerin mimari, estetik boyutu, çevreye tesiri, mahalle veya semtin gelişmesine, altyapısına tesiri dikkate alınmakta mıdır? Bir yere 2000 konut yapılırken buranın okul, cami, sosyal aktivite alanları, yeşil alanları, araç oto park alanları hesap edilmekte midir? Havuzbaşına meydan, tebrizkapısına meydan projeleri hangi estetik ve mimari kaygılarla yapılmıştır, özgün müdür? Turizme, şehrin görünüşüne ve de en önemlisi ve dikkate alınmayan tarafı Erzurumun geleneksel sosyal ve kültürel hayatına ne getireceği değerlendirilmiş midir? Yoksa hafi şuraya da bunu yapalım mantığıyla mı hareket edilmektedir. Tabiki güzel şeyler yapılmaktadır ancak şehirleşme topyekun bir bakışla yukarıda belirttiğim çerçevede ve uzun vadeli planlanmalıdır aksi halde Kayakyolu örneğinde olduğu gibi kaldırımsız, alt yapısız, park alanı, sosyal donatı alanları olmayan, mimari anlamda estetikten yoksun bir kent ortaya çıkar ki Erzurum topyekun kaybeder. Demek istediğim şudur, Aziziye anıtları kadar mesala MNG` nin yapacağı çok katlı binalar, Hacı Cuma, Gavurboğan ve diğer kentsel dönüşüm alanlarına dikilecek yeni kazıklarda gündem olmalıdır. Etzurum halkına danışılmalı gerekirse şehir ve imar konularında halkın oyuna başvurulmalıdır. Son on yılda inşaat alanında Erzuruma dikilen kazıkların haddi hesabı yok!!! Yeni diye sunulan projeler, siteler dahi malesef saydığım kazıkların aradında... Atalardan kalma eserleri dışında son 90 yılda Erzurumda inşaat ve mimari alanda ortaya konulmuş eser yok gibidir. Öyle bir talan yaşanmaktadır ki kentsel dönüşüm adı altında insanlar evlerinden edilmekte, çok katlı, yeşil alanı , otoparkı olmayan ucubelerde yaşamaya mahkum edilmektedirler. Üstelik yıllarca borç ödeyerek!!! Erzurum diğer alanlarda olduğu gibi kentleşme alanında da treni kaçırmıştır, bugün sadece Cumhuriyet caddesi ve etrafındaki bazı tarihi mekanların etrafı açılmakla beraber, şehrin diğer bölgelerinde berbat , zikzaklı, kaldırımsız yollar, çarpık , elini uzatsan diğer apartmana değecek şekilde yapılaşma, kaldırım işgali, cami altı marketler, her apartmanın altında, müstakil evin bahçesinde ruhsatsız bakkallar, kahvehaneler, apartmanlar aradına sıkıştırılmış sözde çocuk parkları almış başını gidiyor. En ufak arsa parşadına dahi 10 katlı apartmanın dikildiği, Cunhuriyet caddesi hariç 100 metre dahi düz yolu olmayan Erzurum çokça kazıklanmıştır ve malesef bu devam etmektedir. Mehmet bey yeni kazıklarıda yazmanız gerekir, Şehirleşme de Erzurum nereye gidiyor? Benim gördüğüm şu memlekette ya mimar mühendis yok ya da onlarda bu durumdan memnun... Belediye başkanları veya diğer kamu otoritelerinin benim fikrim geldi bunu yapacağım deme dönemi çoktan kapanmıştır. Hangi proje halka danışıldı bilmiyorum, yanılmıyorsam yok!!! Erzurumun her tarafına yeni kazıklar dikilirken, ucubeler yapılırken Aziziye tabyaları münferittir... Vesselam