Salon buz gibi..
Yok, mecazi anlamda değil; harbiden buz gibi.
Bir tek Sayın Küçükler, her yer bahar bahçe, dercesine ceketle oturdu.
Bizler de gurur duyduk!
Dedik ki;
Breh breh!.. Bakın Başkan’ımıza, bizler titrerken kendileri nasıl da yaz gününde yanar gibi dolaşıyor!
Zahir şunu demek istiyor.
Ben üşümüyorum, sizler de üşümeyin!
Bizler üşüdük!
Ve de düşündük!
Böylesi bir ortamda yapılan bir toplantı, bakalım nasıl buz kesecek, diye!
Kesmedi mi!
Kesti bile.
Zaten baştan belliydi.
Önce saygı duruşu yapıldı, sonunda da kaygı duruşu sergilendi.
Başlarken, Sayın Özel, günün önem ve ehemmiyetini vurgulayan bir konuşma yaptı.
Amenna, dedik biz de üşüyerek!
Bendeniz, tavandaki ampulleri saymayı düşündüm bir an!
Kaç tane var burada!
Şöyle sağdan sola on kere on yüz dedim: ama arta kalanlar var.
Çıkamadım işin içinden.
Anladım ki her şey matematik değil!
Bu arada sayın Yücelik konuşuyordu.
Elimizi taşın altına koyalım, dedi; o taşın koca bir kaya olduğunu bilerek söyledi elbette.
Sonra, Sayın Vali’miz konuştu!
Elbette devlet gibi konuşacaktı değil mi?
Kolay, dedi!
-Devlet bu, kolay olmaz mı!-
Bir buçuk milyon toplarız, dedi Sayın Vali.
Siz toplayın, biz de hoplarız, dedik kendi aramızda birkaç fırlatma gazeteciyle!
Eski başkanlar çıktı!
Silerim, dedi alacağımı; Erzurum bizim canımızdır, ciğerimizdir… Silerim ama önce güneş batıdan doğmalı…
Bekleriz be yav!
Yeter ki alacağınızı silmeyi garanti edin.
Yok! Güneşin batıdan doğması yetmez; önce falanca kişi silsin alacağını!
Yok önce sen sil!
Hayır efendim önce sen sil!
Silicilerin arasında kalmışken MHP İl Başkanı Sayın Zekai Kaya çıktı meydane.
Biri birinden merdane olan eski güreşçinin biri!
Dedi ki; falanca borcu ben üstleniyorum, yeter ki siz de silin alacağınızı siliciler!
Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerekir!
Bilen bilir ki bu satırların yazarı sosyalist bir düşüncenin savunucusudur; amma en samimi olarak Sayın Kaya’yı gördüm.
Bir Erzurum sevdalısı olarak duygulanmadım dersem yalan olur.
Bir ara Sayın, F.Fazıl Özsoy mırıldandı, “ yahu bir şey yok ki; yarın ne yazalım gazeteye,”
Ben de mırıldandım.
Herkes havanda su döver; amma Erzurumlu döverken ne havan yorulur ne de tokmak!
Dili yorulur; ama havası olur!
Son olarak şunu söylemeden geçersek ayıptır!
Bir futbolcu ne kadar yeteneksiz ve ne kadar becerisiz olursa olsun; eğer çıkıp sahada koşturuyorsa bunun emeğinin terini hak ettiği kadarıyla vermeyenler zalimdir!
Bundan böyle Hoca’nın ve futbolcu kardeşlerimin bir onur mücadelesi vereceğine inanıyorum!
Biz, “hoca” derken, kırkıncılardan bahsetmiyoruz! Haa! Onlar da biraz dua, biraz da para verirlerse seviniriz.
Günahını ben dahil yüklenecek Erzurumluların olduğuna inanıyorum!
Bu arada Sayın Küçükler’in de kulağını çınlatıyorum.
Herkes anladı ki samimi bir şekilde bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz.
Ve herkes biliyor ki Erzurum için çok şeyler yaptınız Sayın Başkan!
Yollar, sokaklar… Ana arter ya da mertek gibi olan yerler düzeldi biraz…
Peki, sosyolojide sos değil, ana yemek olan futbol için ne yaptınız?
Yoksa Sayın Celal Doğan’ı mı seçelim!
Ne dersiniz?
Sahi!
CHP’den fikir de gelmedi zikir de!
Spor siyasetin üzerindedir ve evrenseldir dedi Sayın Kaya!
Amma sevdası yereldir be Başkan!