4 yaşındayken sığındıkları deprem çadırında çıkan yangın sonucu yüzü ve vücudunun yüzde 90’ına yakını yanan Sinem’in hayali gerçek oldu.
Erzurum Ajans-4 yaşındayken sığındıkları deprem çadırında çıkan yangın sonucu yüzü ve vücudunun yüzde 90’ına yakını yanan Sinem’in hayali gerçek oldu. Minik kız, sonunda hayranı olduğu Hadise ile tanıştı. Hadise’yle buluşması sayesinde ilk kez bilardo masası da gören Sinem, ünlü şarkıcıdan bilardo dersi bile aldı.
SİNEM 12 yaşında bir kız çocuğu. Belediye emeklisi babası o doğduktan bir yıl sonra trafik kazası geçirip öldü. Annesi en büyüğü bile 20’sine basmamış sekiz çocukla kaldı.
Erzurum-Aşkale’de 2004 yılında meydana gelen deprem evlerini yerle bir ettiğinde, Sinem daha 4 yaşındaydı. Sağ kurtulmaları mucizeydi. Kendileri gibi babasız iki aileyle bir çadıra yerleştirildiler. 11 yaşındaki ablası Bedriye ders çalışmak için bir mum yaktı. Bir saat geçti ya da geçmedi, göz kapakları uykuya yenik düştü, mum devrildi, çadır tutuştu. Bedriye öldü, Sinem yüzünün ve vücudunun yüzde 90’ına yakını yanmış olmasına rağmen yaşadı.
Geçirdiği 20’den fazla ameliyat ve İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Topalan sayesinde bugünlere geldi. Topalan, karnından ürettiği yeni deri dokusunu, zar ve damarları, altı aylık aralıklarla yüzüne nakletti. Sıfırdan burun, alt dudak, yanak yaptı.
Geçtiğimiz haftalarda ikinci kez röportaj yaptığımız Sinem, artık kendiyle çok barışık 12 yaşında bir kız. Röportaj sırasında bize süper model gibi pozlar verdi. “Çok sevimliyim işte, çizgi filmlere benzemiyor muyum sizce?” diye sordu. Kalp cerrahı olmak istediğinden bahsetti ve bir hayalini paylaştı. Hadise ile tanışmak istiyordu.
Biz de gerçek olması için hemen telefona sarılıp, Hadise’nin basın danışmanını aradık. Sinem’i geri çevirmediler ve önceki gün bu buluşma gerçekleşti.
BULUŞMA NOTLARI
* Sinem, Hadise sayesinde hayatında ilk kez bilardo masası da görmüş oldu. Tesadüfen, buluşma mekanının orta yerinde kocaman bir masa vardı. Sarılıp kucaklaştıktan sonra, Hadise ona bilardonun nasıl oynandığını, beyaz topla diğer toplara nasıl vuracağını öğretti.
* Görüştükleri süre boyunca Sinem, karşısındaki kadının Hadise olduğuna hiç inanamadı. Bu yüzden arada Hadise’nin kolunu çimdikledi. “Gerçek misin gerçekten?” diye sordu. Açıksözlüydü de... Pat diye “Bence televizyonda daha güzelsin” deyiverdi.
* Hadise ona okulunda başarılar dilediğinde, o da Hadise’ye işlerinde başarılar dileyerek herkesi güldürdü.
* En sevdiği Hadise şarkısı sorulduğunda “Aşk Kaç Beden Giyer” diye cevap verdi. Çünkü o şarkıda iyi dans ediliyormuş.
* “O Ses Türkiye”deki favorisini açıkladı... Hadise’nin takımından Nurullah: “Biliyorum o birinci olacak.”
* Buluşma sırasında heyecandan midesi bulanıyordu. Hadise’nin kendisini “O Ses Türkiye”de ağırlama davetini de geri çevirdi. Çünkü heyecandan bayılmaktan korktu.
* Okulda arkadaşlarıyla “O Ses Türkiye”cilik oynadığını söyledi Sinem: “Arkadaşlarım şarkı söylüyorlar. Ben hep jüri oluyorum. Bazen Murat Boz, bazen de Hadise... Ve herkes benim takımıma gelmek istiyor.”
* Sinem, bir ara “Sizi dizilerde ya da filmlerde görmek istiyorum” diye tutturdu. Hatta dizisini bile seçti, stratejik olarak planladı her şeyi: “Bence Muhteşem Yüzyıl’da oynamalısın. Hareme yeni gelen bir cariye olursan, kesinlikle Hürrem’i yenersin!” Buna Hadise’nin cevabı şöyle oldu: “Evet, bence de Hürrem’i yenebilirim. Hem neden olmasın, iyi bir dizide ya da sinema filminde oynamayı ben de çok isterim.” Bunu söyledikten sonra da Sinem’in sinema sponsoru oldu. Bundan böyle Sinem, her sinemaya gitmek istediğinde, Hadise’nin asistanını arayacak ve sorun çözülecek.
* Sinem’in gözü bir ara Hadise’nin bileğindeki dövmeye kaydı. Anlamını sordu. “Biz üç kardeşiz, üçümüzün bileğinde de bu çiçekten var. Aramızdaki sevgiyi ve bağı simgeliyor” cevabını aldı. Tatmin olmadı. “Ne gerek var. Ben olsam yaptırmazdım. Hem acımıştır hem de damar üstüne yapıldığı için sinirlere zarar verir. Doktorlar dizisinde izlemiştim” deyiverdi.