12 Eylül davasına müdahil olma talebi reddedilen dönemin cezaevi müdürü Bektaş Tufan Güneş, reddedilen müdahil olma başvurusunu yineledi.
Erzurum Ajans-12 Eylül davasına müdahil olma talebi reddedilen dönemin cezaevi müdürü
Bektaş Tufan Güneş, reddedilen müdahil olma başvurusunu yineledi. Davada
hem tanık hem de mağdur sıfatı ile yer almak istediğini dile getiren
Güneş; "O dönemlerde herhangi bir belge ya da işkence sertifikası
verilmemiştir. Böyle bir belgenin ibrazının mahkemenin başlangıçta şart
koşması hukuka uygun değildir" dedi.
Erzurum, Ağrı, Kars ve
Artvin illeri Sıkıyönetim 2 No.'lu Askeri Cezaevi Tutukevi ve Gözetimevi
Müdürlüğü yapan Bektaş Tufan Güneş, 32 yıl aradan sonra yargılanmasına
başlanan 12 Eylül davasına müdahil olma dilekçesi reddedilince soluğu
adliyede aldı.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulmak üzere
Karşıyaka Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne müdahil başvurusunu yineleyen
ve söz konusu mahkeme heyetinin davaya gerçek kişilerin müdahil olma
talebinin reddedilme kararını yorumlayan Güneş; şöyle konuştu: "İşkence
ve kötü muameleye karşı mahkemece itibar edilecek karar ve belge
sunamadıkları için, kararı alan mahkeme yetkilileri de 12 Eylül 1980
döneminde işkence ile özdeşleşmiş emniyet birimleri, sıkı yönetim
cezaevleri veya gözetim evlerinde bu tür
olaylara maruz kalmış
kişilere dönemin hiçbir uygulayıcısı tarafından veya devlet tarafından
işkenceye maruz kaldıklarına dair herhangi bir belge ya da işkence
sertifikası verilmemiştir. Böyle bir belgenin ibrazının mahkemenin
başlangıcında şart koşulması benim kanaatime göre hukuka uygun
değildir."
MAĞDURU OLMAYAN BİR MAHKEME NEYE BAKACAK
Yargılama süreci ile Türkiye'de geleceğe yönelik bir adalet olgusunun
yeniden şekil alacağını bunun da döneme tanıklık ve mağdur konumundaki
kişilerin müdahilliği ile gerçekleşebileceğini savunan Güneş; şunları
söyledi: "İki yaşlı generalin yargılanmış olması ile 12 Eylül süreci
yargılanmış anlamına mı gelecek? Mağduru olmayan bir mahkeme neye
bakacak? Mağdurların, işkenceye uğramış olan kişilerin hak ve
beklentilerine ne dememiz lazım. 12 Eylül bir dönemi komple bir süreç.
Burada beklenen çok önemli
gelişmelerin olması lazım. 12 Eyül davası
bir dönemin dizaynı anlamına geliyor. Eğe bu süreçte biz hak ettiği
şekilde biz insan hakları ihlalini, işkenceyi ve kötü muameleyi ele alıp
sorgulayabilirsek geleceğe yönelik insan hakları ve özgürlük adına çok
önemli bir mesafe katetmiş olacağız"
KİMLER MÜDAHİL
Talebine
tekrar red cevabı aldığı takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne
başvuracağını belirten Güneş, davaya tüzel kişilerin müdahil olduğunu
bunun da büyük eksiklik olduğunu aktardı. Güneş, şöyle konuştu: "Ben
ülkemde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmeden hak ve hukukun
tecelli etmesini istiyorum. Ancak aksi olduğu takdirde AİHM yolu da
görünebilir" diye konuştu.
Müdahil olmak istediğini anlatan Güneş,
sözlerini şöyle sürdürdü: "İşkenceye, insan hakları ihlallerine karşı
koymuş bir kişi olarak kendimden bahsediyorum büyük bir paradoksla,
vatandaşlığının sorgulanmasına, ruhunun orada asılı kalmasına, onurunun
ayaklar altına alınmasına eğer 32 yıl sonra da kayıtsız kalınacaksa buna
adalet diyemem ben.Çünkü sayın mahkemenin müdahillik taleplerini kabul
ettikleri kurumlar tüzel kişilerdir. Siyasi partiler, Başbakanlık ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi kurum ve
kuruluşlardır. Bnların
müdahil olmasından hiçbir sıkıntı yok. Ancak tüzel kişiliklerin hiçbiri
insan hakları ihlallerine maruz kalacak nitelikte değil. Gerçek
kişilerin olmadığı bir dava hukuken eksik demektir."