Et ve hamur ağırlıklı bir mutfağımız olduğu için, soframızda et veya etli yemek olmazsa, pek çoğumuz o yemeği yemekten saymayız.
Öyle ki mantıyı bile ekmekle yeriz.
Siz buna ister iklim şartları yüzünden böyledir deyin, isterse coğrafyanın getirdiği çetin şartları sebep gösterin...
Vakıa şu ki: Yılın yedi ayını kış altında geçiren bir memleket olarak, protein ağırlıklı beslenmek zorundayız.
Bu yüzdendir ki...
Balık kültürümüz çok zayıftır, sebzeli yemeği de pek bilmeyiz.
Et, hamur, yağ...
Erzurum mutfağının değişmez üç aktörü.
Madem beslenme şeklimiz bu; o halde şu soruya cevap aramak zorundayız:
Et ve hamur işinde ne durumdayız?
Başka bir ifadeyle Erzurum'da et'in ve hamur'un hakkını vererek pişirebiliyor muyuz?
Bu soruya, artık çok kolayca "evet" diyebiliriz.
Çünkü son yıllarda Erzurum'da cağ kebabın ve dönerin yanı sıra, sırf et ve hamur yemekleri üzerine hizmet veren işletmelerin sayısı hızla artıyor.
Ve dikkat ediyorum bu işletmeler birbirine rakip olmak yerine farklı konseptlerde hizmet sunmaya çalışıyorlar.
Misal bir yerde cağ kebap çok iyiyse, başka bir yerde de bonfile çok güzel yapılıyor.
Özellikle ev hanımlarının çalıştırdığı lokantalarda bir yerde lahana dolması çok iyiyse başka bir yerde de lor dolması harika...
Örnekleri çoğaltmak mümkün...
Lakin kesin olan şu ki, artık Erzurum'da yerli ve misafire hitap eden birbirinden temiz ve birbirinden lezzetli yemekler sunan işletmelerimiz var.
Üstelik bu işletmeler şehrin bir noktasında da toplanmış değil.
Cumhuriyet Caddesi, Gürcükapı, Terminal Caddesi, Kongre Caddesi, Bosna Caddesi, Yenişehir, Yıldızkent; Dadaşkent ve şehrin giriş çıkışları...
Hepsinde de et'in de hamurun da hakkı veriliyor.
Yani Erzurum, artık hizmet sektörünün önemini kavramaya ve meseleye profesyonel bakmaya başladı.
Bu işletmelerin sayısı arttıkça, Erzurum'un dışarıya dönük imajı da olumlu yönde gelişiyor.
Bir zamanlar, "Erzurum'da doğru dürüst yemek yiyecek yer yok" diyenlerin iddiaları çürümeye başladı.
Her keseye ve her zevke uygun onlarca mekanımız var.
Sanıldığı gibi fiyatlar da uçuk değil.
Bu gelişme içerisinde beni sevindiren bir başka unsur ise şu:
Erzurum'da insanlar en azından hafta sonu ailece dışarı çıkıyor ve yemek yiyip doyasıya vakit geçirebiliyor.
Ve şu anlayış genç jenerasyonun ilkesi durumunda:
"Filanca iyi değil" yerine, "O da iyi, biz de iyiyiz"
Nasılsa kimse kimsenin rızkına mani olamıyor. O halde herkes daha iyi olma yolunda emek harcamalı ki, şehrin kalitesi toptan yükselsin...
Erzurum artık bir turizm kenti olma yolunda hızla ilerliyor.
Bu yolda iyi olabilmenin başlıca şartı, insanlara kaliteli hizmet sunmak ve unutamayacakları lezzetlerde yemekler ikram etmektir.
Son yıllarda bu alanda iyi sınav verdiğimizi düşünüyorum.
Bu vesileyle hizmet sektörüne bu çeşidi ve kaliteyi kazandıran tüm işletmelerimize başarılar diliyorum.