İşte kapalı buz salonları...
İşte kayakla atlama kuleleri...
İşte Konaklı, Palandöken, Kandilli...
...Ve artık gözlerini Erzurum`a çeviren turizm yatırırmcıları...
Bunlar kent adına sevindirici gelişmeler, bu anlamda emeği geçen herkesi alkışlıyor, kutluyoruz... Bir yıl önce dünyanın gıpta ile izlediğ dev bir organizasyona evsahipliği yapan Erzurum, daha nice uluslararası organizasyonlara imza atacak. Bunu başaracak altyapıya, teknik beceriye, insan kaynağına sahip bu kent...
Bundan kimsenin şüphesi olmasın...
Ancak, biz gazetecilerin görevi güzel gelişmeleri alkışlamak olduğu gibi, bir yerlerdeki sorunlarıda yüksek sesle dile getirmek değil mi?
O zaman lafı hiç eğip-bükmeden son zamanlarda kış sporları alanında Erzurum`da yaşanan tartışmaların adını net olarak koymalıyız. Kimse kusura bakmasın!.. Erzurum`da kelimenin tam anlamıyla bir kayıkçı kavgası yaşanıyor. Ve bu kavga tüm umudunu Kış Sporları ve Kış Turizmi`ne bağlayan Erzurum`a ciddi zarar veriyor.
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü (GHSİM) ile Türkiye Kayak Federasyonu arasında ki bu kavgaya devlet otoritesinin artık kesin anlamda nokta kayması şart. Baksanıza, Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Suat Kılıç`ın taraflara yaptığı sözlü uyarılar da, Vali Sebahattin Özürk`ün iyi niyetli, çözüm odaklı yaklaşımlarını da umursayan yok...
Kamuoyundan ne kadar gizlensede FIS Kıtalararası Kayakla Atlama Yarışları`nda görüldü ki; artık mızrak çuvala sığmıyor. Zorunlu olarak bir araya her geldiklerinde yapmacık bir gülümsemeyle objektiflere poz vererek, dayanışma içerisisnde olduklarını ispata çabalayan taraflar aslında iki düşman kardeş... (-ki dün çok güzel bir örneği Palandöken’de yaşanmış...)
Kayak Federasyonu ile Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğü arasında iyiyden iyiye kangrenleşen bu kavganın sebebi malum Erzurum`daki spor tesisleri...
Önceliklede Kayakla Atlama Kuleleri...
Sorun, bu tesisileri kim işetecek?
Gençlik Hizmetler ve Spor İl Müdürlüğü mü?
İlgili Federasyonlar mı?
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdüdrlüğü`nün bu alanda ciddi teknik elaman sıkıntısı var... Hükümetin ise sporu federasyonlar üzerinden yönetme politikası...
GHSİM İl Müdürü Fatih Çintimar, bu politikanın bilinciyle Buz Hokeyi Federasonu Başkanı olarak buz tesislerinin işletmesini bir şekilde garantilemş durumda.
Kayak Federasyonu ise Türkiye genelindeki tüm Kayak Merkezleri`nin işletmesinne rağmen halen Konaklı ve en önemlisi de Erzurum Kayakla Atlama Kuleleri`nin işletmesinde söz sahibi değil. Federasyn, kulelerinde kendilerine verilmesini istiyor. İşte dananın kuyruğu da burada kopuyor... Ve bu anlamsız kavga ile Erzurum, yakaladığı tarihi bir şansı ve sinerjiyi hoyratca tüketerek umutsuzluğa, belirsizliğe sürürkleniyor.
Anlayacağınız doğal olarak kimse kontrolü altındaki gücü bir başkasıyla paylaşmak istemiyor. Ancak doğal olmayan Sayın Fatih Çintimar ile Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık`ın kişisel beklenti ve içselleştirdikleri öfkelerini bir kenara bırakmamaları...
Doğal olmayan; bu kayıkçı kavgasını uzatmaları halinde kısa bir gelecekte bu alanda ikisininde birikimlerine, yeteneklerine yazık edecek olmaları...
Doğal olmayan; basit şark kurnazlıklarına Erzurum`u alet etmeleri... Kayak Federasyonu`nun tutarsız açıklamaları, pervasızca kıyamet koparmaları... (Eylül ayında yapılacak yarışların iptal gerekçesi mesela... Hani atlama kulelerindeki teknik aksaklıklardan dolayı o yarışlar iptal edilmişdi...)
Doğal olmayan; GSHİM`nin basit bir elektrik arızasını asrın skandalına çevirecek kadar teknik birikimden yoksun elamanları ülkenin gözbebeği yüzlerce trilyonluk tesislerin sorumlusu olarak istihdam etmesi....
Doğal olmayan; Hangi kriterlere göre seçildikleri belli olmayan, eş-dost hatırına yurt dışına taşınan, aylarca eğitilen, kampa alınan ancak evimizde düzenlenen basit bir yarışmaya dahi tek sporcu ile katılmamız...
Doğal olmayan; Bu iki spor adamınında artık sporu, sporun evrensel kurallarının dışına taşımaları…
Doğal olmayan; Bu yazıdan sonrada hemen `aramızda ne kavga var ne çekişme, biz Türk sporu ve Erzururm için varız...` mealinde açıklamalar yapacak olmaları...
Ve doğal olmayan; Bu güç savaşı ile iyice ortalığa saçılan ve kente yayılan kokuşmuş çöpleri halen daha birirlerinin görmeyerek halının, pardon karın altına itekleme gayretleri...
Sevgili Orhan Kardeşim... Yazını bir solukta okudum dersem yeridir, gerçekten harika bir yazım tarzın var... Ama;... Bir konuda, şahsında tüm basın ve Erzurum`un ileri gelenlerine serzenişimi dile getirmeme izin ver lütfen. Yazı da şöyle bir ifade geçiyor: "....başaracak altyapıya, teknik beceriye, insan kaynağına sahip bu kent..." Kusuruma bakma- bakmayın! ama bu külliyen doğru değil! Ne alt yapı var, ne insan kaynağı! Biz hazır değiliz... Hiçbir açıdan hazır olduğumuza inanmıyorum! Bunun olmadığını ispatlayacak çok görsel deneyimim var.. Konu uzun, onlara girmeyeceğim.. Ama yazınızda belirttiğiniz "doğal olmayan" durumlar bile başlı başına bir gösterge düşüncelerime! Sadece onlar için değil, herkes için istemeli bu doğallığı... Bu süreçte, doğal davranma adına tekrarlıyorum; Erzurum hazır olsa da, Erzurumlu asla hazır değil bu tesislere... kullanma, koruma ve devamlılığını sağlama adına! Bence bu gerçeği dile getirmekle ancak, o "hazır insanları" oluşturabiliriz.. Ve Erzurum`un makus talihini onlar değiştirecek, bu yöneticiler değil!