Bundan önceki
yazımda, “Erzurum’a bir haller oluyor,” diyerek, kış sporları
festivalinden dem vurduktan sonra, asıl hallere gelerek, son günlerde
bıçakların fora olduğunu söylemiştim.
Köpek ya da insan!.. Bıçağı eline alan için pek fark etmiyor, yeter ki kanı akacak bir can olsun!
Bu nasıl iş!
Bu nasıl gidiş!
Erzurum’a yakışıyor mu bu kanlı manzara!
Bıçak
denilen zavallı çelik, mahalle aralarından Erzurum’un en işlek
caddelerine kadar inme cesaretini göstererek, fütursuzca kan akıtmaya
devam ediyor.
Peki, Erzurum Emniyeti neylemekte!
Bir ara karakolları sokaklara taşıyan Erzurum Emniyeti bu uygulamasından vazgeçti mi yoksa!
Kar yağdı böyle oldu, diyecek değiliz; birileri bu konuda birşeyler yapmak zorunda!
Daha
önceleri, en azından benim tanıdığım birkaç sivil polisi caddede
görmekteydim. Belki bu tür olayları önleyemezlerdi; ama hiç değilse
bıçaklı saldırganların olay yerinde yakalanma ihtimali fazlaydı. Belki
bu ihtimal bile caydırıcı rol üstlenerek, bu tür çirkin işlerin
engellenmesine veya azalmasına yardımcı olmaz mıydı, diye soranlardanım.
Bıçak
denildiğinde, aklımıza mutfaklardaki edevatın bir parçasının gelmesi
normal; ama bu alet mutfaktaki yerinde değil de, kendini bilmezin
belinde olunca işin rengi değişiyor işte.
Bakın, Ateşli silahlar ve Bıçaklar ile diğer aletler hakkında yönetmelik, 2. Maddesinin (b) bendinde silahı nasıl tanımlamış.
“Uzaktan
veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan, canlı
organizmaları hasta eden, cansızları parçalayan veya yok eden, ruhsata
tabi araç ve aletlerin tümü.”
Yani bıçak dediğimiz de en baba silahlardan; ama kullanılana kadar masum bir alet gözüyle bakılıyor her halde!
Herhangi bir kontrolde adamın belinden bıçak çıkıyor.
Polis soruyor.
“Bu ne?”
Bıçaklı,bir bıçağa bir polise bakıyor, “bıçak,” diyor, pişkince de devam
ediyor, “bileyiciye götürüyorum,” olmadı, “amca oğlu karpuz almış,
kesmeye gidiyorum!..” falan filan…
Nüfus artışında adı geçen
illerden olan Erzurum, bu artışla ya da aldığı göçle övüneceğine sahip
olduğu insan yapısına bakmalı bence.
Elbette her toplumda çürümeye
yüz tutmuş insanlar olabilir; ama Erzurum’da hiç olmasın istiyor
Erzurumlu… Ve o çürüklerin nasıl çürümeye bırakıldığını düşünmenin
zamanı geldi. Aslında uyuşturucu ve silahla yanlış yola girmiş bu
gençleri kurtarmak için gecikmiş değiliz. Yeter ki toplumsal bilinç bu
konuda gelişsin, yeter ki Erzurum’da yaşayan her birey topluma karşı
sorumlu olduğunu bilsin!
Bu tür olumsuz işler işlendikten sonra herkesin yaptığı gibi ben de Emniyet Güçleri’ne iki laf ettim.
Ne yapalım yani!
Emniyette olduğumuzun güvencesini verecek olan Emniyet değil mi!
Eskiden
Türk filimlerinde kan gövdeyi götürürdü ve filimin sonuda da sirenini
öttürerek bir polis arabası gelirdi; gelirdi ama iş işten geçmiş olurdu.
Olur
böyle vakalar, Türk Polisi yakalar, diyen alaylı cümleyi karalayarak,
önleyici hizmetlere ve birimlere daha çok önem verilmeli artık.
Kanlı bıçakları görmeyi kim ister ki!
- tatar 01 Ocak 1970 02:00
sevgili üstat ne kadar haklı olduğunu kelimelerle anlatamam ben erzurum bölge eğitimde cerrahi çalışıyorum benden daha iyi sosyal bir uçda çalışan olamz 21 yıldır aynı işi yapıyorum bıçaklar altında yaşayan şehrimiz ve insanları her zaman korkarak yürüyor artık sebebi bilinmeyen yaralamalar sebebi bilinmeyen ölümler ha bunlar sadece bizde mi oluyor hayır ama biz erzurumlulara yakışmayan haller olduğu için zoruma gidiyor ha bakın aklıma gelmişken söyleyeyi 30 yıldır erzurumda namus cinayeti olmamış sebebi alıştık artık örtbas etmeye belki acı gelir ama daha çççooooooooooookkkkkkkkkkkkk yazılacak şeyler varda utanıyorum vede vijdanım el vermiyor
- bu şehirli 01 Ocak 1970 02:00
uyan sayın valim uyan uyan sayın emniyet müdürüm uyan şehri gayri resmi bir şekilde sömürenler insanların canına malına kast edenler her türlü çirkef işlerle uğraşanlar ellerini kollarını sallayarak gezsinler onlar şov yapsın hak etmedikleri paraları yesin şehirde her türlü ahlaksızlık tefecilik uyuşturucu işleri gasp cinayet haraç tahsilatçıllık gibi işlkeri birtakım insanlar örgütsel bir şekilde yapsın iyice tiritlensinler herkese korku salsınlar üstelik bu işleri yapan belirli aileler bir elin parmaklarını geçmeyecek aileler bunu herkes biliyor başta yetkililer fakat üstüne gitmiyor adam öldürüyorlar içeri birini geçici olarak tatile gönderiyorlar örgütün diğer fertleri sömürmeye cinayet işlemeye tehdit etmeye devam adam cinayet işliyor içeri girmiyor hayret gizli güçler bu insanları koruyor siyasilerimiz de bir uyansa olaylara duyarlı olsa ne mutlu hepimize diycem ama nerden nasıl olsa erzurum da yaşamıyorlar ankaraya millet vekili olup giden sonra geri dönen kim varki onlarda haklı ne halimiz varsa görelim nasıl olsa acıyı çeken ve yaşayan bilir gün olur adalet tecelli eder millet vekili maaşlarını düzenlemekle bu işler olmuyor asli görevlerinide allah için hatırlasalar iyiolur
- ERZURUMLU 01 Ocak 1970 02:00
bende öyle biliyordum sayın nazmi ama değilmiş polisin binbir güçlükle canını hiçe sayarak silahla müdahele etmesi mümkün değil çünkü elinde bıçak sallayan üstelik yarım metrelik bıçağı bir kişiye bunların yüzde elliside ya içkilidir yada dumanlı yani sarhoş veya madde bağımlısı diyelimki o ekipteki polis o şahsı kimseye zarar vermeden yakaladı karakola götürdü ve adliyeye sevkedildi ne oluyor biliyormusunuz polis o şahıstan çok sorgulanıyor daha polis adliyeyi terketmeden o şahıs dışarı çıkıyor bu film hep tekrarlanıyor taki o kontrolsüz şahıs ya birimiz gaspedecek yada yaralayacakki kuvvetli delil olursa yada kimseler şahihlik etmek cesaretini gösterebilirse belki mahkum edilebilir ama olay poliste bitmiyor haa sakın yolunuz adliyeye düşmesin ...
- Mehmet KOP 01 Ocak 1970 02:00
Üstad kalemine sağlık..Gerçekten çok hayati bir sorun.Bu konu sadece emniyetle çözülecek bir konu değil,sivil toplum ve akil insanların da gayreti şarttır.