Nisan'ın son haftası. Günlerden Cumartesi...
Yenişehir AVM'nin yamacındaki Kültür Merkezi'nin önü cıvıl cıvıl.
Sokak CHP Bayraklarıyla donatılmış. Bahar rüzgârının dalgalandırdığı bayrakların altında üçerli, beşerli insan kümecikleri toplanmış ayaküstü sohbetlerini yapmaktalar.
Simitçisi, gazozcusu yok; ama ada vapuru gibi cafcaflı bir topluluk manzarası var.
Birkaç yere CHP Erzurum Adayı Sayın PALANDÖKEN'in afişi asılmış. Sohbet edenlerden birkaçı arada bir afişlerden birini işaret ederken, belli ki adaylarından bahsetmekteler.
Bu manzarada öyle detaylar var ki!
Sanki eski kırgın dostlar bir araya gelmiş; görüşmeyen gözler görüşür, gülmeyen yüzler güler olmuş. Bugüne dek bayanlarda zıtlık olarak algılanan iki kıyafet şekli yanyana ortak bir düşüncede buluşmuşlar. Elbet bilemiyiz ne kaynattıklarını! Bildiğimiz tek şey, kadının her yerde kadın olduğudur! İster CHP'nin adaylarını tanıttığı yerde, ister kermeste, isterse evde!
Kadınların her zaman her yerde her şekilde yaşama güzellik kattıkları kesin. Hele ki bu yaşam, siyaset yaşamı ise daha da güzel. Elbette bu dediklerim salt CHP için değil, bütün siyasi partilerimiz için geçerli.
Görüntü çok hoş, dedik; hele bir de salona girip bakalım, dışarısı kadar hoş mu yoksa duvarlara asılı CHP çerçevesi, çehresi çalınmış insan resmi gibi boş mu!
Girdik salona!
Meğerse dışardaki partililer teneffüslerini uzatan öğrencilerden değilmiş. Tıklım tıklım olan salonda yer olmadığı için dışarda kalmışlar. Kendimizi insanların arasından sıyırarak kürsünün yan tarafına attığımızda Sayın PALANDÖKEN kürsüde konuşmaya başlamıştı. Kasketli bir partili, kasketini çıkarıp kürsüye doğru sallarken bağırıyordu, " bir suyumuz, bir havamız vardı, ikisinden de mahrum ettiler bizi, bunu de!.." "De" dedi de kürsüden bu konuda ses gelmedi. Anlaşılan CHP'nin Erzurum liste bir adayı her zaman söylenenler yerine yeni şeyler söylemekten yanaydı.
M.Akif Ersoy'dan dizeler okudu ve "Hak ve halk için haklı bir yoldayız!" diyerek Erzurum'da çizdiği yolun Mustafa Kemal adıyla kemale ereceğini ima etti.
Sayın PALANDÖKEN'in kızacağını bilerek düşüncelerimi açıkça söylemek istiyorum.
Biliyorum ki CHP'nin Sayın Adayı kendi isminin öne çıkmasından çok partisinden ve partisinin programından bahsedilmesinden yana; ama herkesin hemfikir olduğu gibi Erzurum'da bir PALANDÖKEN rüzgârı esmekte. Ve biliyorum ki çılgınlık, çıldırmak gibi sözcükleri başkaları kadar sevmiyor. Bense bu sözcüğün bugünlerde istanbul'un kanalından çok Erzurum'da CHP'nin açtığı vekillik kanalına yakışacağını düşünüyorum!
Evet, CHP Erzurum'da çıldırmış olmalı, diyorum.
Çünkü yaklaşık otuz yıllık bir kabuğun kırılacağı anlaşıldı!
Bunu kırmak için de çıldırmak gerekirdi.
Yani, bir şeyi yapmak ve başarmak için yanıp tutuşmak, çok arzu etmek gerekirdi.
Gereği yerine gelmiş gibi görünüyor.
Anlaşılan Erzurumlu CHP'li de otuz yıllık Ankara hasretini bitirecek!
Çok da iyi edecek!