Bizim işimiz bu!
Duyduğumuzu duyurarak, gördüğümüzü anlatarak, elde ettiğimiz bilgiyi paylaşarak işimizi yapmaya çalışırız.
Göğsümüzdeki terazide tartar, vicdanımızla ölçer, aklımıza danışır, sonra da deriz ki; "Buyurun ağalar, beyler; abiler, ablalar; kardeşler, bacılar bu iş böyledir haberiniz ola!"
Şimdi de diyoruz ki; bakın ağalar, beyler, abiler, ablalar... Haberiniz ola!
Biliyoruz ki yaz mevsimini geçirip seçim havasına girdik. Bu hava başka hava!.. Bazen kara bulutlar kaplayacak şehrimizin üstünü, bazen de güneş açacak... Elbet sağanak da olacak, aptal ıslatan yağmurlar da!..
Ne olursa olsun, altı ay sonra sandıktan bir başkan doğacak!
Bu doğacak başkanı kimimiz beğenecek, kimimiz beğenmeyecek; kimimiz sevinecek, kimimiz, hüzünlenecek...
Ama bu başkan doğacak!
Muradı olanlara muştular verilecek; dileği tutmayanlar teselli edilecek.
Boy boylanacak, soy soylanacak.
Çaresi yok, doğacak! Ve bizim başkanımız olacak!
('Büyükşehir Belediye Başkanı' değil de sadece 'başkan' diye söz etmemin nedeni, yeni çıkan Büyükşehir Belediye Yasası'nın genişlettiği alan ve yetkilerdendir.)
Dedik ya, haberiniz ola , diye.
Bakın, hangi partiden olursa olsun; ama Erzurumlu, Erzurumlu istiyor.
Duyduğumuz, bildiğimiz de budur.
Yani doğacak başkanın öz olmasını istiyor.
Bu da yetmez, diyor Erzurumlu.
Diyor ki; burada doğmuş, burada yaşamış ve şehrinden kopmamış biri olmalı.
Bize kalırsa, bu durumda Erzurumlu çok haklı.
Ankara'da ya da Istanbul'da veya ülkenin herhangi bir yerinde kendi işinde başarılı olmuş bir Erzurumlu ile Erzurumlu her zaman gurur duyar; ama sadece gurur duyar.
Diyelim ki Erzurum'da doğmuş ve başka bir şehre yerleşmiş ve de orada başkan olmuş birine, "bu başkan işi iyi biliyor, gelsin bize başkan olsun," der mi Erzurumlu?.. Madem ki cümlenin sonuna ünlem yerine soru işareti koyduk, bunun cevabını Erzurumlu versin... Versin ama duyduklarımıza ve şahit olduğumuz kahvehane sohbetlerine göre "he" diyecek kişi yok gibi.
Biz kendi düşüncemizi söyleyelim.
Yaşadığımız şu zaman dilimi içerisinde ülkenin en başarılı başkanı bana göre Eskişehir'de Yılmaz Büyükerşen... Yine diyelim ki, Başkan Büyükerşen Erzurum'da doğmuş, Erzurum'da okumuş olsun; eğer bu muhteremi bile bir parti Erzurum'da aday göstersin, bir parça cürmüm kadar hükmümün olduğunu bile bile bu sayfalarda karşı çıkarım.
Çünkü.
Erzurum'a başkan olacak biri, sürekli Erzurum'da yaşamış olması gerekir.
Kışın ayazını iyi bilmeli... Erzurumlunun bakışından, kaşını çatışından ne demek istediğini anlamalı.
Doğalgaza ne kadar para verdiğini, kömürün bitme korkusunun nasıl olduğunu yaşamış olması gerekir.
Sadece şehrin mahallerine değil, köylerine, mezralarına, yaylalarına eski bir dost gibi aşina olmalı
Bir dahaki seçimde seçilemez ise, kasasını, masasını, tasını, tarağını toplayıp Erzurum'dan gitmemeli. Alnı açık, başı dik gezmeli Cumhuriyet Caddesi'nde.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı kimsenin egosunu tatmin edecek bir makam olmamalı.
Sel gidince her zaman kum kalıyor... Değil mi yani!
- flashforward 01 Ocak 1970 02:00
yazı o kadar saçma bi yazı olmuş ki şu yorumu bile yazdığım zamanım a acıyorum!!!! ayrıca şimdiki başkanda ERZURUMDA yaşamış karını soğuğunu çekmiş biri olmasına ragmen erzurum halkına ne bi içraatı oldu Allah aşkına yaa !!!!
- Cengiz Y. 01 Ocak 1970 02:00
Sn. Ömer Nazmi; Erzurum`da yaşamış ya da yaşamamış. Erzurumlu ve ya değil! Gelinen çağda artık bu bir ölçü olmamalı. Belediyeciliği bilen, eğitimini buna paralel bir meslek gurubu olan. Doğru bir şeyi yanlış yere yapmayan. Yandaş olmayan ve yandaş tutmayan! Tek kayırdığı Erzurum olan, adaleti önemseyen herkes olabilir. Evvelinde Erzurum`un ayazını yemesinden ziyade görevde olduğu sürede yemesi daha önemlidir. Erzurumlu değil; vicdanlı isen kaş çatışdan, bakıştan anlarsın! Saygı, selam...