Erzurum'un kadın adayları...

Erkek egemen siyasetin hüküm sürdüğü
Erzurum'da, nasıl olduysa oldu 7 Haziran seçimi için üç kadın aday siyaset arenasına çıktı. Üçü de seçilebilecek yerlerde...
Üçü de iyi eğitimli, üçü de yürekli, üçü de erkeklerden daha çalışkan... Bu kadın adaylarımızın ikisi
Erzurumlu, biri
Adıyamanlı... Ama üçünün de ortak sloganı aynı: "Siyasette kadın sayısı  erkeklerden az olmamalı"
Erzurum'daki bu tablo,  şimdilik kadın lehine kısmi bir zafer sayılabilir.
"Siyasette biz de varız" dediler ve kısa sürede adlarından söz ettirmeyi başardılar.
Gelin bu üç kadın adayımıza bir projektör tutalım.
Bir bakalım ki kim, kimdir?

Zehra Taşkesenlioğlu (AK Parti liste üç adayı)

Biz yaştaki herkesin tanıdığı, en azından adını duyduğu merhum Mazhar Hoca'nın kızı, Halk Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu'nun kardeşi, Taşkesenli ailesinin bir ferdi...
İstanbul'da büyümüş, eğitimini İstanbul'da almış ve iş hayatına İstanbul'da atılmış.
İstanbul'dan aday olmak istemiş, ancak parti patronları O'nun Erzurum'dan yarışa girmesini muvafık bulmuşlar.
Zehra Hanım henüz bekâr... Kendini işe güce öyle bir kaptırmış ki, evlenmeye fırsatı olmamış. İstanbul Belediyesi, İstanbul Ticaret Odası gibi mega merkezlerde üst düzey danışmanlık görevlerinde bulunmuş, AK Parti'nin perde arkasındaki ekibinde çalışmış. Ekonomist...
Ata dede yurdu Tekman'da oyların rengini AK Parti lehine çevirebilir mi bilinmez, ama adı açıklandığından beri erkek adaylara taş çıkartırcasına çalışıyor.
Şimdiden  "Vekil Hanım" diyebiliriz. Zira rahatlıkla seçilebilecek bir yerde.

Gonca Aytaş (CHP liste bir adayı)

32 yaşında genç bir avukat. İlk ve orta tahsilini Erzurum'da tamamladıktan sonra, İstanbul Hukuk Fakültesi'nden mezun olup ardından da Gazi Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi gördü. Dört çocuklu bir ailenin kızı. Öğrencilik yıllarından beri siyasi tercihini CHP'den yana kullanmış başarılı bir hukukçu.
"Cumhuriyet'e giden yolun başladığı Erzurum'da, kadınlar aktif siyasetin içinde çok daha fazla olmalı" görüşünün ateşli bir savunucusu. Bu sebepledir ki, siyasi tercihi ağırlıklı olarak sağ partilerden yana olan Erzurum'da, büyük bir cesaret örneği sergileyerek, "sol adına, ben de varım" dedi.
Cüssesi küçük, yüreği kocaman bir kadın...
Karınca misali durmak dinlenmek bilmeden çalışıyor. Belli olmaz, lakin görünen o ki vekil seçilme ihtimali kuvvetli olmamasına rağmen asla umutsuzluğa kapılmıyor. O'nu aradığınızda ya dağ başındaki bir köyde yahut da damı yıkılmak üzere olan bir gecekonduda bulursunuz. Erkeklerin tos vurup dolandığı bir meydanda yalın kılıç çarpışıyor.

Seher Akçınar Bayar (HDP liste bir adayı)

Erzurum gibi merkez sağ ve milliyetçi oyların dominant olduğu bir şehirde, "ben de Kürtlerin adayıyım" deyip, kendini seçim arenasının tam ortasına attı.
Hayatı Diyarbakır'da geçen Adıyamanlı bir hanım...
Dicle Üniversitesi'nde sosyoloji eğitimi almış. Aktif siyasete girmeden önce de, 7 gün 24 saat esasına göre koşturmuş. Önce Diyarbakır İnsan Hakları Derneği'nde, ardından MAZLUMDER'de adı öne çıkan insan hakları aktivisti olmuş. Aynı zamanda inandığı doğrular için çeşitli yayın organlarında yazılar yazıyor. En çok da Hür Bakış Sitesi'ndeki yazılarıyla geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi başarmış, evli bir çocuk annesi bir mücadele insanı...
Erzurum, O'nun için yabancısı olduğu bir şehir. Buna rağmen sanki bu şehrin bir evladıymış gibi, geldiği günden beri o köy senin bu mahalle benim misali harıl harıl çalışıyor. Öyle muayyen bir bölgede değil, her yere gidiyor ve kendini anlatıyor. Kongre Caddesi'ndeki MHP'li seçmenden de oy istiyor, Mahallebaşı'ndaki Kürt esnaftan da...
Cesur ama küstah değil. Bölücü ve yıkıcı ifadelerden uzak duruyor. Yerel sorunları öne çıkarıyor ve muhataplarını sabırla dinliyor.
Bugün ki siyasi atmosferi koklayarak söyleyecek olursak, HDP ülke barajını geçmesi halinde, Seher Akçınar Bayar'ın vekil seçilme ihtimali oldukça fazla...
Bu tablo karşısında, artık hiç bir kadın çıkıp "Erzurum'da kadının adı yok" diyemez. Toprağı bol olsun Duygu Asena, erkek egemen bir toplumda, kadın adayların böylesine öne çıktığını görmüş olsaydı, muhtemelen o başlığı bir daha gözden geçirirdi. Pekâlâ denilebilir ki, "bu kadar da abartmayın, Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde bile bu şehrin kadın mebusları vardı."
Doğru.
Ve fakat o kadın mebusların hiç birini halk seçmemişti ve muhtemelen hiç biri de ömürlerinde bir kere de olsa Erzurum'a gelmemişlerdi.
Bugün ki manzara çok farklı...
MHP hariç, seçimin üç iddialı partisinin listelerinde hem de seçilebilecek yerlerde kadın adaylar var.
Kâğıt üstünde değil, meydanlarda...
Eskiden Çankaya'dan mebus atanırdı, şimdi Çaykara'dan seçilecekler.
D
önüşüm dedikleri bu olsa gerek... 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.