Anadolu Öğrenci Birliği üyeleri, Sabah namazında Lalapaşa Camii'nde Çin'in Doğu Türkistan Müslümanlarına uyguladığı ibadet ve inanç özgürlüğü yasağını kınamak için bir araya gelerek dua ettiler.
Erzurumajans-Anadolu Öğrenci Birliği üyeleri, Sabah namazında Lalapaşa Camii'nde
Çin'in Doğu Türkistan Müslümanlarına uyguladığı ibadet ve inanç
özgürlüğü yasağını kınamak için bir araya gelerek dua ettiler.
Sabah namazının ardından caminin önünde toplanan Anadolu Öğrenci Birliği
üyeleri adına bir açıklama yapan Mehmet Güzer, yaşadığımız 21.
yüzyılda Doğu Türkistan'da yaşananların barbar dönemlerde
gerçekleştirilen zulümleri aratmadığını söyledi.
Gücer, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
''Dünyanın gözü önünde 40 milyon insan yok edilmeye çalışılmakta, ne
özgürlükçü Batı ne de İslam Dünyası feryatlarını duymamakta. Bir halkın
yaşama hakkı, din ve özgürlükleri çıkar hesapları uğruna kurban
ediliyor.Doğu Türkistanlılar, sadece Müslüman oldukları için, kendi
değerlerinden vazgeçmedikleri için, ibadetleriniyerine getirmek
istedikleri için öldürülmekte, zindanlarda çürütülmekte, aç
bırakılmakta, sürgüne gönderilmektedir.Çin Devleti son yıllarda
uygulamaya soktuğu yasaklarla milyonlarca Müslüman'ın yaşadığı ülkeyi
adeta esir kampına çevirdi. Devlet dairelerinde çalışanlara namaz
kılmak, oruç tutmak, başörtüsü takmak yasaklandı.
Müslüman
ailelerin çocukları doğar doğmaz ellerinden alındı ve kaybedildi. Okul
çağındaki çocuklar eğitim bahanesiyle götürüldü, bir daha kendilerinden
haber alınamıyor.Nüfus planlaması adı altında doğumuna bir gün kalmış
çocuklar bile kürtajla öldürülüyor. Kız çocuklarıokuma veya zorunlu
çalışma bahanesiyle Çin'in başka bölgelerine esir gibi götürülerek, bir
daha aileleri ile görüştürülmüyor. Okullarda anadilde eğitim
yasaklandığı gibi, üniversite okumak isteyenlere de çok büyük engeller
çıkarılıyor.Camiler birer birer kapatılıp, din adamları yoğun baskı
altında tutuluyor. Devletin propagandasını yapmayan imamlar zindanlara
tıkılıyor. Evlerinde dini kitap bulunduranlar ya hapse atılıyor ya da
ağır para cezaları ödüyorlar. Doğu Türkistan'da halkın çocuklarına dini
eğitim aldırabileceği bir tane bile kurum bırakılmadı''
Çin Devletinin Doğu Türkistanlılara karşı tam anlamıyla terör estirdiğini belirten Gücer şöyle devam etti: ''Polis sorgusuz sualsiz sokaklarda insanları tutuklayabiliyor,
terörist diyerek öldürebiliyor. Tutuklanan insanlara yargısız infaz
yapılıyor, gözaltından dönebilenlerin çok büyük kısmı bir daha eski
sağlığına kavuşamıyor. Bugün Doğu Türkistan'da Hitler faşizmini
aratmayan bir soykırım yaşanıyor. Bir millet yüzyıllar boyunca yaşadığı
vatanında terörist, bölücü, haydut, hırsız, Çin düşmanı, radikal İslamcı gibi yaftalarla kara propagandaya tabi tutuluyor. Çin'in her yerinde
Doğu Türkistanlılar üçüncü sınıf insan muamelesi görüyor. Devlet kendi
zulmü yanında Çinlileri kışkırtarak Müslüman halkı katletmelerine,
mallarını yağmalamalarına ortam hazırlıyor. Tıpkı İsraillilerin
Filistinlilere yaptığı gibi toprakları planlı bir şekilde ellerinden
alınarak, mülklerine el konuluyor, yerlerine Çinliler yerleştiriyorlar.
Çinin en zengin petrol, doğalgaz ve diğer kaynaklarına sahip Doğu
Türkistan bölgesi sistematik olarak Müslüman halktan temizlenmeye
çalışılıyor. Çin devleti bu cürümleri nedeniyle uluslararası
mahkemelerde yargılanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletimiz
de Doğu Türkistan'da yaşanan bu hukuksuzluklara karşı
sessizliğinibozmalı, Suriyeli kardeşlerimize kucak açtığı gibi mazlum
Doğu Türkistan halkının da hamisi olmalıdır. Yaşasın Doğu Türkistan
halkının adalet ve özgürlük mücadelesi! Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin
haklı mücadelesine selam olsun!''