Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, "ÖĞ-DER olarak yeniden büyük Türkiye'nin kurulmasının milli bir eğitimden geçtiğine inanıyoruz" dedi.
Erzurumajans-Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Erzurum Şube Başkanı Abdullah
İkinci, "ÖĞ-DER olarak yeniden büyük Türkiye'nin kurulmasının milli bir
eğitimden geçtiğine inanıyoruz" dedi.
Eğitimde yazboz
uygulamasının sona erdirilmesini isteyen İkinci, "Yapılan büyük
yatırımlara ve teknolojik hamlelere, 800 bin kişilik öğretmen kadrosuna
rağmen istenilen sonuçlar alınamıyorsa bu durum eksikler mutlaka
sorgulanmalıdır. ÖĞ-DER olarak sorunu yerelde masaya yatırmak,
Erzurum'da ortaya çıkacak çözüm önerilerimizi, genel merkezimize ve
bakanlığımıza sunmak adına Ekim 2014'te, "Erzurum Maarif Kongresi" ni
planladık. Üniversitemizden ve Milli Eğitim camiasından katılacak
uzmanlarımızla bir çalışma yapacağız. Kurtuluş savaşında yaptığı
kongreyle bağımsız olmanın çözümü ortaya koyan şehrimiz, yapacağı Eğitim
Kongresi ile eğitimdeki çözümünü ortaya koyacaktır. Maarif Kongremiz,
Erzurum Kongresi gibi toplanış tarzı olarak bölgesel, aldığı kararları
ile yerel ve milli olacaktır. Yapacağımız çalışmaya sayın Bakanımızı ve
Erzurumlu olan sayın Müsteşarımızı , Talim ve Terbiye Kurulu'nu ve
bölgedeki tüm Milli Eğitim Müdürlerimizi davet edeceğiz. Faydalı bir
çalışma olacağına inanıyoruz" diye konuştu.
Bu günkü eğitim
sisteminde çocuklarımızın tek tip vatandaş yetiştirmeyi hedefleyen
mevcut eğitim sistemine göre yetiştirildiğini dile getiren İkinci,
açıklamasını şöyle sürdürdü; "Onların öz güvene sahip, dürüst ve
güvenilir, sorgulayıcı ve eleştirel düşünce yetenekleri gelişmiş,
insiyatif alabilen, rekabetçi, girişken, toplum sorunlarına duyarlı,
başkalarının görüş ve düşüncelerine değer veren, toplumsal değerlerinin
farkına varan ve buna sahip çıkan, doğal varlıklara ve çevreye karşı
duyarlı, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe saygılı, maneviyat sahibi
olmaları maalesef öne çıkarılamıyor.
Özel okullarda durum farklı
değildir. Yarış atı mantığı ile koşturulmaya çalışılan çocuklarımız "a"
ve "e" şıkları arasında sıkışmış bir beyinle mezun oluyor. Özel
okulların bir kısmında çağdaş eğitim adı altında maneviyatsız, ruhsuz,
milli ve manevi değerleri önemsemeyen Amerikan vatandaşı tipi gençler
yetiştiriliyor.
Kaliteli bir okulda; üretkenlik dıştan gelen
ölçütlerle, test sınavlarıyla değerlendirilmemelidir. Lise 1'e başlayan
öğrenciye bir yılda 17 farklı ders yüklemek, çocukları günde 8 saat
derse tabi tutmak doğru değildir. Ders saati artırılarak kalite
artırılamaz. 6. saatten sonra verim düşmektedir. Okulda öğrencinin
bulunduğu saat kısaltılmalıdır.
Özlük hakları en düşük gelir
seviyesine düşürülen, düşük statülü olduğunu düşünen, moral ve
motivasyonu düşük bir yapıyla mükemmel bir eğitim yapılamaz olduğunu
eğitimcilerin büyük çoğunluğu ifade ediyor. Bakanlığımız gönderdiği
mesaj ve tebriklerle gönül alıyor ancak eğitimcilerin motivasyonu
artıramıyor. Eğitimciler savcı ve hakimlere uygulanan pozitif
ayrımcılığın kendilerine de uygulanmasını istiyorlar. Eğitimde başarı
için mesleğini seven, sevgi ve merhamet dolu, idealist ve fedakar
öğretmenlerin sayısının artırılması gerekir. Buda Üniversitelerdeki
eğitimin masaya yatırılıp dönüşümün sağlanması ile olur.
Üniversitelerden kaliteli öğretmen yetişmiyor. En düşük puanlı
öğrenciler artık " en azından üniversiteli olurum belki iş bulurum"
mantığı ile öğretmenliği tercih ediyor. Öğretmenlik mesleği cazibesini
kaybetmiştir. Açılan yüzlerce bölüm diplomalı işsiz üretmektedir. Ya iş
bulunmalı ya da iş imkanı olmayan bölümler kapatılmalıdır.
İmam
Hatiplerin bir kısmı ve az sayıda kız liseleri hariç karma eğitim devam
etmektedir. Okullarımızda karma olmayan sınıflar velilerin isteğine
bağlı olarak açılmalıdır. Hatta kızlarımızın daha rahat ortamda eğitim
görmeleri için okul içerisinde kız katları, kız bölümleri
oluşturulmalıdır. Mesleki teknik eğitimde sorunlar çok büyük.
TEOG
sınavı sonucunda yaşananlar tam anlamıyla öğrenci, veli ve okullar
yöneticilerine zulüm haline dönüşmüştür. Binlerce veli okul kapılarında
okul arayışındadır. Bu yüzden birçok veli çocuğunu örgün eğitimden
alarak açık liseye yazdırmıştır. Okullarımızda kalite artırılarak
herkesin çocuğunu mahallesinde okutacak hale getirmelidir. Sınav eziyeti
son bulmalıdır."