Erzurumajans-Macit Gürbüz yazdı... Bu mezbelelik görüntü Erzurum'un göbeği, Mahallebaşı semtinden...
Heykel, 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı sırasında arkada görünen Aziziye Tabyası'nda defalarca Rusları geri püskürten ve bu savaşta yaralanarak 'Gazi' ünvanı alan Ahmet Muhtar Paşa'ya ait...
Gazi Ahmet Muhtar Paşa, 33 yaşında mareşal olan bir asker... Osmanlı sadrazamı...
Burası da güya anıt ama, üzerinde en küçük bir bilgilendirme tabelası yok. Hoş kimsenin umurunda da değil... Biri merak edip baksa "kim bu acaba?" demekten kendini alamaz. Kaide çökmüş, heykel arkasının üstüne göçmüş... Etraf kir ve pas içinde, çöplüğe dönmüş... Anıtı sadık bir köpek bekliyor, adeta "siz sahip çıkmıyorsunuz ama ben onu beklerim" der gibi...
Önümüzdeki Cumartesi (12 kasım 2016) bu şehirde "Erzurum ecdadına yürüyor" etkinliği olacak. Erzurumlular, sabahın saat 4'ünde ellerinde bayraklarla Aziziye Tabyası'na yürüyerek, Aziziye savunmasında şehit ve gazi olan ecdadına saygısını ifade edecek!
Ey düzenleme komitesi,
Siz önce o tabyayı canı pahasına koruyan bu gazi komutana saygı gösterin de şu mezbeleliğe bir son verdirin.
Yazıklar olsun...
Şu vefakar köpek kadar olamıyoruz...
Ne diyelim!
Bu günlerde her ortamda 'Osmanlıcılık' oynayanlar nerede acaba?
GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA KİMDİR?
1839 yılında Bursa'da doğdu. Babası İpekçi Halil Efendi'ydi. Babası 6 yaşında ölünce dedesi tarafından büyütülen Ahmet Muhtar İlk ve Orta eğitimini Bursa'da tamamladı Bursa Askeri İdadisini bitirdikten sonra İstanbul'a giderek öğrenimini Harbiye Mektebi'nde sürdürdü. 1860 yılında Harbiye'yi birincilikle bitirerek kurmay yüzbaşı oldu.
Ahmet Muhtar Harbiye'den mezun olduktan sonraki ilk görevi Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa'nın yanında Karadağ Savaşlarına katılmak oldu. Savaş sırasında küçük bir süvari birliğiyle Ustruck Geçidi'ni ele geçirmeyi ve iki yerinden yaralanmasına rağmen destek kuvvetler gelene kadar geçidi elinde tutmayı başardı.
Bu başarısından dolayı binbaşılığa yükseltildi. Harbiye Mektebi'ne dönerek bir süre eğitim subayı olarak görev yaptı. 1863 yılında, sonradan Darüşşafaka Cemiyeti'ne dönüşecek olan Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslamiye'nin kurucuları arasında yer aldı. 1864 yılında Abdülaziz'in oğlu şehzade Yusuf İzzeddin Efendi'nin öğretmeni oldu. Şehzadeye 1864-1867 yılları arasında İngiltere, Fransa, Almanya ve Avusturya gezilerinde refakat etti.
Ahmet Muhtar 1867 yılında tekrar Karadağ'a döndü ve Karadağlı isyancılara karşı karşı büyük başarılar kazandı. 1869 yılında Yemen'e tayin edildi. Yemen'deki Arap isyanlarına karşı kazandığı başarılardan dolayı 1871 yılında 33 yaşında Müşir (Mareşal) rütbesini kazandı ve Yemen'e vali oldu. Daha sonra Şumnu, Erzurum, Bosna-Hersek ve Karadağ'da görev yaptı.
93 Harbi'nin arifesinde padişah II. Abdülhamit tarafından Kafkas cephesinin başkomutanlığına getirildi.
Ahmet Muhtar Paşa başkomutanlık görevini üstlenmek üzere 16 Mart 1877 tarihinde deniz yoluyla Trabzon'a, oradan da 30 Mart 1877'de Erzurum'a ulaştı. 27 Nisan'da Rus birlikleri Doğubeyazıt'ı işgal etti. 17 Mayıs'ta Ardahan Rusların eline geçti. Ahmed Muhtar Paşa Erzurum'u savunmak için Zivin'de bir savunma hattı oluşturdu. Komuta ettiği ordu Rus Ordusu'na karşı 25 Ağustos'ta Gedikler Muharebesi, 24 Ekim'de ise Yahniler Muharebesi'ni kazandı. Bu savaşlar sonrası Gazi unvanını aldı.
Ancak Alacadağ Muharebesi'nde komuta ettiği Osmanlı ordusu yenilince, Ahmed Muhtar Paşa ordusuyla Erzurum'a çekildi. Ruslara karşı çok daha az bir asker gücüyle savaşmasına rağmen Aziziye Tabyası'nda Rusları defalarca geri püskürtmeyi başardı.
İstanbul'dan asker desteği istemesine rağmen asker yardımı alamayınca Kafkas ordusunu Bayburt'a çekmeye karar verdi. Bu sırada Tuna Cephesindeki Rus ordularının İstanbul'a yaklaşması üzerine İstanbul'a çağrıldı ve Çatalca'da Ruslara karşı bir savunma hattı kurmakla görevlendirildi.
Ruslarla Ayastefanos Antlaşması görüşmeleri başlayınca savunma hattını Bakırköy'e kadar çekti. Savaşın son günlerinde Erkan-ı Harbiye başkanlığına getirildi.
Ahmed Muhtar Paşa 93 Harbi sonrasında Tophane-i Amire yöneticiliği, Manastır Valiliği ve Üçüncü Ordu müfettişliği gibi görevlerde bulundu. 1882-1908 yılları arasında Fevkalade Komiser görevine atanarak 26 yıl Mısır'da yaşadı. Balkan Savaşı'nda az önce V. Mehmet Reşat saltanatında 22 Temmuz 1912 - 29 Ekim 1912 tarihleri arasında üç ay sekiz gün Sadrazam oldu.
Ancak bu görev kısa ömürlü oldu. Balkan Savaşları'nın çıkması üzerine Ahmed Muhtar Paşa'nın önerisiyle 5 Ağustos 1912'de 4. Meclis-i Mebusan dağıtıldı. Sıkıyönetim ilan edildi. 29 Ekim 1912'de de Ahmed Muhtar Paşa sadrazamlık görevinden istifa etti.
93 Harbi'ndeki anılarını savaşın ardından Sergüzeşt-i Hayatım'ın Cild-i Sanisi adlı bir eserde toplamıştır. Ahmed Muhtar Paşa askerlik yeteneğinin yanı sıra gökbilim ve matematiğe ilgi duymaktaydı. Uluslararası saat sistemi ve Miladi takvim sisteminin kullanılmasını Osmanlı Devleti'nde ilk defa ileri sürdü. Bu konuda Islahat-ül Takvim adlı bir kitap yazmıştır.
Ayrıca İstanbul'daki Darüşşafaka Lisesi'ni kurucusudur. 1890 yılında açılışını yaptığı İstanbul'un Avrupa tren terminali olan Sirkeci Garı'na ilk önce Ahmet Muhtar Paşa'nın adı verilmişti, sonradan sadece "Sirkeci Garı" olarak anılmaya başladı.
21 Ocak 1919 tarihinde 80 yaşındayken İstanbul'da vefat etti ve Fatih Camii avlusuna gömüldü.
KAYNAK: WİKİPEDİ